Alacaklarımız birikti küçük işletmelerde iflaslar başlayabilir
SEİS Başkanı Metin Demir, kamu ve üniversite hastanelerinin tıbbi cihaz ve sarf malzeme bedellerinin geç ödenmesinin sektör üzerinde baskı oluşturduğunu vurguladı.
Mehmet KAYA
Sağlık sektöründe “kronik” sorunlar arasında bulunan kamu ve üniversite hastanelerinin tıbbi cihaz ve sarf malzeme bedellerini geç ödemesine ilişkin geçen yıl yaşanan tartışmalar tekrar başladı. DÜNYA’ya değerlendirmelerde bulunan Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) Başkanı Metin Demir, 2020 yılı döneminde tartışmalı şekilde sonuçlanan sürece rağmen, verilen sözlerin tutulmadığını bunun da sektör üzerinde baskı oluşturduğunu vurguladı. Demir, mevcut görünümde, geçmiş dönemlerden 6 milyar TL, yeni dönemlerden ise 9 milyar TL alacak bulunduğunu belirtti.
Destekler heba oluyor
SEİS Başkanı Demir, yerlileşme kapsamında Hamle Programı’nın tıbbi cihaz yatırımlarına da teşvik ve hibe vermeye başladığını hatırlatarak, “Hamle programıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı üretim, istihdam ve ihracatın arttırılması için yeni destek çağrısına çıktı. Bu konularda devletimizin büyük destekleri var ancak iç pazardaki satın alma ve ödeme sorunlarıyla maalesef bu firmaları batırıyoruz o zaman niye destek veriyorsunuz, kaynakları israf ediyorsunuz, Hamle Programı destekleri heba oluyor” dedi.
Feragat da işe yaramadı
Haziran ayı sonunda TOBB Müşterek Konsey Toplantısında Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın ödemelerin düzenli hale getirileceği ve önceki alacakların ödeneceği sözüne karşılık adım atılmadığını vurgulayan Metin Demir, “Defalarca gündeme geldi, iletmediğimiz kimse kalmadı, herkes sorunu biliyor. Yüzde 25 feragat sonrası da ödemeler düzelmedi yine. Feragat edenler de etmeyenler de alacağını alamıyor” dedi.
Büyük bölümü KOBİ’ler
Sektörün sağlık hizmet sunumunun devamı gibi kritik bir konuda engelleme niteliği taşıyacak herhangi bir tavır alamayacağını, bu anlayışta olduklarını hatırlatan Metin Demir, buna karşılık mali olarak ürün tedarikinin sürdürülememe tehlikesi bulunduğunu belirterek şunları söyledi:
“Sorun mal verme-vermeme tartışması değil. Bu kez, ürün veremeyecek hale gelinmesi söz konusu. Firmalar hammadde alamıyor, ithalat yapamıyor. Anlattık, sürekli anlattık sonuç alamadık. Sağlık ile Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında gidip geliyoruz. Küçük ödemeleri bile yapacak durum yok. Alacaklı olan kesimin büyük kısmı, Anadolu’daki bayi nitelikli KOBİ ölçekli şirketler. Dayanacak güçleri kalmadı. Hukuki olarak da çok fazla bir şey yapılamıyor. Şirket kapanmaları başlayabilir. Sağlık Bakanlığı ‘ Maliye ile çözün’ diyor ama Sağlık Bakanlığı borcuna sahip çıkmalı, elbette Maliye Bakanlığı da sözünü tutmalı.”
SEİS Başkanı Demir: Alacağımızı tahsil etmek için edep dışına mı çıkalım!
Alacak sorununun kritik boyuta gelmesinin sektör içinde de tartışmalara yol açtığını belirten Metin Demir, “Arkadaşlarımız isyan noktasına geldi, neredeyse sokakta gösteri yapılmadığı için eleştiriliyoruz. Arkadaşlarımız, ‘sivil toplum örgütlerinin mevcut çabası yetersiz’ diyenler oluyor ama biz, diğer kuruluşlar sorunu bütün yönleriyle herkese ilettik. Biz rica makamıyız, yaptığımız her türlü edim ricadır ama nihayetinde ödeme kuruluşu, karar verici başkaları. Edeple bu işimizi yapıyoruz ama edep dışına mı çıkılmalı” diye konuştu.
Alıcı değişiyor, durum değişmiyor
Önceki dönemde acil ihtiyaçlar dahil, ürün tedarikinde Devlet Malzeme Ofisi (DMO) alımı yolu kullanılmıştı. Bu dönemde DMO ödemelerinin de aksamaya başladığını belirten Metin Demir, “DMO alımlarında ödeme süreci, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Sağlık Bakanlığına ödeneği vermesi, Bakanlığın kendi Saymanlığına vermesi onun da DMO’ya parayı göndermesi şeklinde işliyor. Kamu alım yönteminde alıcı kuruluş değişiyor ama sonuç aynı hamam aynı tas noktasında, ödemeler orada da gecikmeye başladı” dedi.