Zekât malı değil, insanı temizler
Dr. Erkan Aydın ile Ramazan'da Bereketli Sohbetler...
Zekât vermek için bir toplum zengin olmalı, ticareti elden bırakmamalı, güçlü olmalıdır. Böyle olursa o toplum, özgürlüğünden asla ödün vermez ve helal kazanmayı ticarette prensip haline getirir. Temiz olmayan maldan zekât verilmez ve zekât da sanıldığı gibi malı değil, insanı temizler. Kuran-ı Kerim’de namaz kelimesi, pek çok yerde zekâtla birlikte kullanılır. “İman edenler, namazını kılan ve zekâtını verenler” ibarelerinin sıralı bir şekilde yer alması, zekâtın ibadetler içerisindeki yerini ortaya koyması açısından önemlidir. Zekât, iman edenler için bir şifadır. Allah Rasulü’nün (sav) “İnsanoğlunun iki vadi dolusu malı olsa, bir üçüncüsünü de ister. İnsanoğlunun karnını topraktan başka bir şey doyurmaz” (Buhari, Rikak, 10) sözü, insanoğlunun doyumsuzluğunu, dünyalık kazanma, mal biriktirme hırs ve arzusunun ne kadar kuvvetli olduğunu ortaya koyar. Zekât, mal biriktirme hırsına karşı mülkün sahibinin Allah olduğunu hatırlamamızı sağlayan harika bir ibadettir.