Beş yüzyıldır keyifle içiyoruz: Kahve
Osmanlı döneminde Ramazan hazırlıklarını anlatan kitaplarda “herkes kudretine göre Ramazan’da kullanılmak üzere zarif kahve zarf ve fincanları, su bardakları, kıymetli kaşıklar alır” diye yazar...
Faruk ŞÜYÜN
Yemek sonralarında sohbetlerimize eşlik eden, kültürümüzün vazgeçilmez unsurlarından biridir kahve. Kokusuyla bile mutluluk veren, bir fincanının kırk yıl hatırı olan kahvenin, Ramazan kültüründeki yeri de önemlidir. Osmanlı döneminde Ramazan hazırlıklarını anlatan kitaplarda “herkes kudretine göre Ramazan’da kullanılmak üzere zarif kahve zarf ve fincanları, su bardakları, kıymetli kaşıklar alır” diye yazar. Kahve, dünya ticaretinde petrolden sonra ikinci ürün. Anavatanı Etiyopya’nın Kaff a bölgesi… 10. yüzyıldan beri önce tıbbi amaçlar, sonra keyif için tüketiliyor. Öyle olunca da içerken höpürdetmek ayıplanmıyor, hatta kokusunu, aromasını, tadını, kalitesini daha iyi anlamak için öneriliyor. Dünya kahve piyasasına Arabica ve Robusta kahveler hâkim… Kahvenin toplum hayatına en büyük etkisi “kahvehane”leri yaratması. Kahvehaneler tüm dünyada ve elbette bizim topraklarımızda da gündelik yaşamı etkilemiş, birçok değişimin temellerinin atıldığı mekânlar. İstanbul’da ilk kahvehane 16. yüzyılın ortalarında açılıyor, Osmanlı döneminde kahve satışı zaman zaman yasaklanıyor. Türk kahvesini bir dünya markası yapmak için Türk Kahvesi Kültür ve Araştırmaları Derneği yoğun uğraş veriyor. İnanıyorum ki kahvemiz, bütün dünyada tanınıp yaygınlaşacak, herkes o keyfi bir gün yaşayacak.