Verimlilik Paradoksu'nu e-ticaretle çözeriz

DÜNYA, Cumhuriyet'in 98’inci yılına özel olarak hazırladığı çalışmada, rekortmen sektörlere geniş bir mercek tutuyor. Dosyada, TOBB Türkiye E-ticaret Meclisi Başkanı ve Trendyol İcra Kurulu Üyesi, Kurumsal İşler Başkanı Ozan Acar, özel bir yazı kaleme aldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Verimlilik Paradoksu'nu e-ticaretle çözeriz

Ozan Acar
TOBB Türkiye E-ticaret Meclisi Başkanı
Trendyol İcra Kurulu Üyesi, Kurumsal İşler Başkanı  

Intel, ilk mikroişlemciyi 1971’de piyasaya sürmüştü. Sonraki yıllarda mikroişlemcilerin fiyatı azalırken, kapasiteleri sürekli arttı ve bilgisayar kullanımı yaygınlaşmaya başladı. Ama bir gariplik vardı. Bilgisayar teknolojisinin kullanımındaki artış, verimlilik istatistiklerine yansımıyordu. 70’li ve 80’li yıllarda ABD’deki verimlilik yerinde sayıyordu. Nobel ödüllü iktisatçı Robert Solow, bu durumu, 1987’de, Verimlilik Paradoksu olarak isimlendirmişti.

Bilgisayarların bir sektörde verimliliği arttırması için o sektöre özgü inovasyonlara ihtiyaç var. Örneğin, bilgisayarın varlığı, muhasebe kayıtlarının dijitalleşeceğinin garantisi değil. Bunun için bir muhasebe programının yazılması ve muhasebecilerin de defteri ve kalemi bırakıp bu programı kullanmaya başlamaları gerekiyor. Bu da öyle hemen olmadığı için ortaya Verimlilik Paradoksu çıkıyor. Bilgisayarlar, muhasebe paket programları olmadan ya da kullanıcılarda değişime direnç kırılmadan, muhasebecilerin verimliliğini arttıramıyor haliyle.

Benzer bir dinamik perakende sektörü için de geçerli. Bilgisayar ve internet, e-ticaret teknolojileri sayesinde perakende sektöründe verimliliği yükseltiyor. İşletmelerin e-ticaret satışlarındaki verimlilik, mağaza perakendeciliğine kıyasla iki kat daha fazla . Bu nedenle dünyanın hemen her yerinde, her ölçekten işletme e-ticaretin toplam satışları içindeki payını arttırmaya, fiziksel kanaldaki varlığını e-ticaretle pekiştirmeye çalışıyor. İşletmelerin ve müşterilerin e-ticarete geçişlerini kolaylaştırmak için sürekli iş modeli ve ürün inovasyonları yapılıyor.

E-ticaretin Türkiye için önemi artıyor. Toplam ticaret içinde e-ticaretin payı 2019 yılı genelinde %9,8’den, 2021’in ilk altı ayında %17,6’ya çıktı. E-ticaret yapan işletme sayısı 2019’da 68 binden, 2021’in ilk altı ayında 322 bine ulaştı . İnternetten mal veya hizmet satın alanların sayısı, Ağustos 2020’de 22 milyondan, Ağustos 2021’de 27 milyon kişiye yükseldi . Bu verilerin tümü, e-ticaretin, perakende sektöründe bir dönüşüm tetiklediğini gösteriyor.

Peki bu dönüşüm Türkiye ekonomisini nasıl etkiliyor? E-ticaretin yükselişini perakende sektörünün modernleşmesi olarak değerlendirmek mümkün. Bu modernleşme beraberinde büyümeyi, yerel kalkınmayı, istihdamı, mal piyasalarında rekabeti ve enflasyonla mücadeleyi destekliyor. Başta pazaryerleri olmak üzere bu alanda hizmet veren e-ticaret şirketleri üzerinden Türkiye’ye gelen uluslararası doğrudan yatırımları arttırıyor. Türkiye’ye sermaye getiren dijital şirketler aynı zamanda yurtdışına açılma stratejilerini adım adım hayata geçiriyor.

Yukarıda sıralanan etki kanallarını kısaca değerlendirecek olursak;

Ekonomik büyüme: E-ticaretin toplam ticaret içindeki payının ve e-ticaret yapan işletmelerin sayısının artması, perakende sektöründeki büyümenin artan bir bölümünün e-ticaret kaynaklı olduğunu gösteriyor.

Yerel kalkınma: Pazaryerleri ya da kendi e-ticaret sitesi üzerinden satış yapan şirketler Türkiye’nin her yerindeler. E-ticaret yapan işletmelerin %45’i Ankara, İstanbul ve İzmir’in dışında yerleşik . Küçük bir ilçedeki bir perakende mağazasının, büyük şehirlerdeki müşterilere ulaşmasının en kolay ve masrafsız yolu e-ticaret.

İstihdam: Koronavirüs salgınıyla mücadele döneminde mağazaları kapalı olan işletmelerin e-ticarete devam etmesi istihdam kayıplarını olabildiğince sınırladı. E-ticaret, değer zincirinin parçası olan taşımacılık, reklamcılık, yazılım ve diğer hizmet sektörlerinde sürekli yeni iş kolları ve istihdam imkanları ortaya çıkıyor.

Rekabet ve enflasyon: İnternet, bilgi asimetrisini ortadan kaldırıyor. Platformlar, müşterilerine ve platform üzerinden satış yapan firmalara kaliteli ve uygun fiyatlı hizmet vermek için yarış halindeler. İnternetten benzer ürünleri satan işletmeler de birbirleriyle yoğun bir rekabet içindeler. Rekabetin olduğu piyasalarda kazanan her zaman tüketici oluyor.

Kayıtiçine giriş: E-ticarette tüm ödemeler dijital yöntemlerle gerçekleştiriliyor. Kayıt içine giriş sürecinin hızlanması kamunun vergi gelirleri artışına katkı yapıyor.

Uluslararası doğrudan yatırım: Dünyanın en büyük e-ticaret şirketleri ve teknoloji şirketlerine yatırım yapan fonların Türkiye’ye yatırım yapıyor. 2021 boyunca ülkemize gelen uluslararası yatırımların neredeyse tamamı e-ticaret, finansal teknolojiler ve oyun sektörlerinde oldu.

Sanayi Devrimi’nin alameti farikası buhar motoruydu. Osmanlı Devleti’nde buhar gücünün dönüştüreceği fabrikalar olmadığı için Batı’yla aramızdaki refah farkı açıldı. Bugün yaşadığımız Dijital Devrim’deyse durum farklı. Bilgisayar ve internet teknolojilerinin kullanılabileceği altyapılara sahibiz.

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girmek üzereyiz. Dijital teknolojileri kalkınma hedeflerimize ulaşmak için her geçen gün daha çok kaldıraç olarak kullanacağımız bir dönemin başındayız. Türkiye’den 10 milyar doların üzerinde değeri olan bir teknoloji şirketi çıktı bile. Milyar dolar değeri aşan şirketlerimizin sayısını nasıl arttıracağız? Dijital teknolojileri ekonomi genelinde verimliliği artırmak için nasıl yaygınlaştıracağız? Tüm bunları kapsayıcı bir şekilde nasıl yaparız? Bu sorulara vereceğimiz cevaplar ülkemizin dünya ekonomisindeki yeri üzerinde belirleyici olacak. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.

 

Özel Dosyalar