Babam, benim hem yolum hem de yolumdaki ışığım...
Uğur Eğitim Kurumları İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Yücel, babası Enver Yücel'i anlattı.
Bir baba evladına yalnızca soyadını vermez... Şanslıysanız çok daha fazlasını verir. Tecrübesini öyle aktarır ki, o tecrübe size kol, kanat olur.
Ve yine şanslıysanız eğer, babanız size değeri maddi olarak ölçülenleri değil, hiçbir paha biçilemeyecek olan değerlerini bırakır...
Ben babamdan çok şey öğrendim... Ama en çok da insan olmaya dair şeyleri öğrendim. İnsana yalnızca insan olarak bakmayı, ayırmamayı, adil olmayı, tevazuyu, hal hatır sorunca kendinden bir şey eksilmeyeceğini, dinlemeyi, anlamayı, vefayı, sevgiyi, saygıyı öğrendim...
Bir yerde daha anlattım bunu. Sanırım 7-8 yaşlarındaydım. O zaman okullarımız değil, dershanelerimiz vardı. Babam evimize sık sık orada çalışan öğretmen arkadaşlarını davet ederdi. Uzun yemek sofralarında konuştukları tek şey eğitimdi. Babam öğretmenlere eğitimde yapmak istediklerini anlatır, ben de hayranlıkla kulak misafiri olurdum. Tabi ki anlattıklarını anlamazdım. Hayran olduğum da onlar değildi zaten. Hayran olduğum, konuşurken yüzüne vuran heyecanıydı...
Aradan 30 yıl geçti... Babam halen aynı inanç ve heyecanla konuşur, ben de onu halen aynı hayranlıkla izlerim...
Hiç bitmeyen çalışma azmi, heyecanı bana da geçti. Bazen kendimi yeni fikirlere onun gibi heyecanlanırken buluyorum. Bir de onun gibi yakın dostlarımla çalışmaktan büyük keyif alıyorum. Bu yönlerimizle benziyoruz belki... Fakat iş konusunda farklı şeylerle ilgilenmeyi bilerek değil, bilmeden tercih ediyoruz... Babam, hiç bıkmadan, usanmadan eğitimin içeriğini konuşabilir. Ben ise zamanımı bıkıp, usanmadan excel tablolarında, projeksiyonlar yaparak geçirebilirim. Ancak sanırım ayrıştığımız bu nokta, aslında birbirimizi tamamladığımız nokta... Bundan hiç şikayetçi değiliz.
İş konusunda belki de ondan öğrendiğim en önemli şey ise cesaret... Henüz lise mezunu bir öğrenciyken gittiği dershaneyi devir alıp, işleten bir babanın oğlu olarak yeni bir işe girmekten, yeni olanı denemekten hiç korkmam. Korkmam ama adımlarımı da sağlam atarım. Çünkü 52 yıllık bir tarihi olan kurumumuzu, ikinci kuşak bir yönetici olarak daha da ileriye taşımak, daha da önemlisi korumak gibi büyük bir sorumluluğum var. Babam bence benden daha şanslıydı. Çünkü, bu yola girerken kaybedecek hiçbir şeyi yoktu. Ama benim şimdi kaybedecek çok şeyim var. Kaybedecekten kastettiğim tek şey, onun annem ile birlikte markamıza karşı oluşturdukları güven duygusu... Babamın, milyon dolarlar kaybedersem değil, bu güvene zarar verirsem üzüleceğini biliyorum. Fakat bu sorumluluk, omuzlarımda yük değil, aksine bu sorumluluğu taşımakla gurur duyuyorum. Emanetimiz, güven olsun...
Babam, benim hem yolum hem de yolumdaki ışığım... Onun döşediği yolda ilerliyorum, ilerliyoruz. O yolda ilerlemek hiç zor değil... Çünkü yoldaki ışığımız da o...
Dilerim her çocuğun babası da kendisine hem yol, hem de yolundaki ışık olur...