Güven Sak: Çin uzun vadeli planlar ve programlar uyguluyor

TEPAV Global CEO’su, Güven Sak “Çin’de kararların merkezi hükümet tarafından incelendiği, bu doğrultuda yerel hükümetlere kaynakların aktarıldığı ve hangi konulara ağırlık verileceğinin kararlaştırıldığına” dikkat çekti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Güven Sak: Çin uzun vadeli planlar ve programlar uyguluyor

Mazars Denge ve DÜNYA Gazetesi işbirliğinde düzenlenen "COVID-19 Sonrası Çin'le İlişkiler" Zirvesi Online Zirvesi

 5. Oturum: Kaçıranlar için Çin'in değişimi ve gelişimi 

TEPAV Global CEO’su Güven Sak: 
Çin uzun vadeli planlar ve programlar uyguluyor

San Francisco’daki San Diego’daki inkübasyon merkezlerini biliyoruz. Peki Çin’de nasıl yapılıyor? Şaşırdığımı hatırlıyorum ilk gittiğimde çünkü sonuçta mekanizmanın nasıl işlediğini üç aşağı beş yukarı anlatıyorlar zaten görebiliyorsunuz. En tepede birtakım kararlar veriliyor ona göre değişik hükümetlere yerel hükümetlere kaynaklar aktarılıyor hangi konulara ağırlık vereceklerini ilişkin olarak. Sonra da bu inkübasyon merkezleri artık en uçtaki bölüm startup’larla birlikte çalışmaya başlıyorlar aslında ben Beijing’deki inkübasyon merkezine gittiğimde şöyle şaşırdığımı hatırlıyorum. Sunum yapmak üzere bize hazırlık yapan kişi öncelikle şeyden başladı. Bizde dedi bugüne kadar işte sayısını unuttum orayı atacağım diyelim 100 tane çıkış yaptık şimdiye kadar dedi. Bu mesela bizim üniversitelerdeki bizim buradaki inkübasyon merkezlerinde artık konuşmaya başlanan bir nokta değil.

Sonuçta şöyle bir şey var benim gördüğüm yazılım software tarafından da bakınca atılan tüm adımların sonuçta bir piyasa testi var. İşin içerisinde onlar doğru mu yoksa değil mi diye performansı değerlendiren aslında bir mekanizma da var bu sistemin içerisinde. Dolayısıyla ben de şaşırdığımı söyleyebilirim. Çin'deki işleyişi gördükten sonra bir de genel olarak baktığımda, Çin'de ne kadar uzun vadeli düşünüldüğünü Dünya ile uyumlu olarak uzun vadeli düşünüldüğünü aslında görüyorum. 

Çin Uzun Vadeli Düşünüyor

Çin’deki 2016'daki Çin G20’nin dönem başkanlığını yaparken odaklandığı konuları hatırlıyorum. Onları ben hatta not aldım buraya şimdi size söyleyeyim diye; üç ana konuyu aslında öyle çıkartıyorlardı, daha önce olmayan çalışma grubu oluşturmak için birincisi inovasyon ile ilgili, ikincisi dijital ekonomi ile ilgili, üçüncüsü ise Yeni Sanayi Devrimi ile ilgili teknolojilerin hayata aktarılması ile ilgili. 

Bu üç yeni şeyin adını söyleyin çalışma grubunun yani resmi G20 içerisinde kurulan çalışma grubunun iki tane de ana odağa olması vardı. Bir tanesi iklim değişikliği ikincisi de sağlık konuları. Bu fikirler sistemin içerisinden bir yerden çıkıyor ve dediğim gibi onlar dünya ile uyumlu oluyor uzun vadeli düşünülmüş oluyor kesinlikle. Benim temel izlenimim bugüne kadar baktığımda Çin'deki gelişmelere, uzak görüşlülük bu hazırlıklı olma ve aynı zamanda hatalardan ders alma benim görebildiğim. Bu göz kamaştırıcı gelişme performansında 1,4 milyar Çinlinin yaşadığı bir ülkede herhangi bir çatlama patlama olmadan sürecin başarı ile yönetiliyor olmasını herhalde. Bu yaklaşıma bağlamak gerektiğini düşünüyorum doğrusu. 

Çin’in Çevre ve İklim Konuları Yaklaşımı

Çevre kirliliği, hava kirliliği Çin'in birçok bölgesinde önemli problemlerden bir tanesi ama bugüne kadar şöyle bir yaklaşım vardı. Bu iklimle ilgili tartışmalar çevre ile ilgili tartışmalar gündeme geldiğinde bizim gibi ülkeler ve Çin aynı şeyi söylerlerdi. Biz daha gelişmekte olan bir ülkeyiz. Dolayısıyla önce biz bir zenginleşelim, bu zenginleşme sürecimizi tamamladıktan sonra biz de elbette çevre ile ilgili tedbirler alacağız. Çinlilerin bunun artık eski dünyaya ait olduğunu bildiklerini düşünüyorum. Şöyle eski dünyaya ait, eskiden büyüme ilişkileri ile karbon emisyonu arasında güçlü bir pozitif ilişki vardı. 

Şimdi yeni teknolojiler ile birlikte, inovasyon süreci ile birlikte, yeni alanların gelişmesi ile birlikte aslında bu karbon emisyonları ile büyüme arasındaki bağlantı giderek gevşemeye başladı. Yakında da bence kopmasını beklememiz gerekiyor. Dolayısıyla bu yeni teknolojileri, mevcut sanayilere, mevcut sektörlere hızlı bir şekilde uyguladığınızda aslında büyümenin karbon bazlı olması zorunluluğunun ortadan kalktığı bir dönemdeyiz. Bence 2015'ten 2016'dan 2017'den itibaren giderek ağırlıklı böyleyiz.

Zaten bakarsanız gelişmiş ülkelerde, katma değerin yüksek olduğu ülkelerde bu bağlantının giderek gevşediğini, seksenler ile kıyaslandığında belirgin gözle görülür bir şekilde gevşediğini, aslında görebilmek mümkün. Dolayısıyla Çin'in ben bu yaklaşımının şöyle doğru olduğunu düşünüyorum. Böyle bakarsak eğer bu inovasyon süreci ve inovasyona dayalı olarak, teknolojilere dayalı olarak büyüme sürecini desteklemek istiyorsanız aslında çevre ile ilgili birtakım önlemleri sizin de almanızda fayda var. 

 


 

Özyeğin Üniversitesi Öğretim Görevlisi Fatih Oktay:
Çin Uzun Vadeli Planlar ve Programlar Uyguluyor

1978'de Çin ekonomisi Hollanda ve Meksika'nın ardından dünyanın 13. ekonomisiydi. Şimdi biliyoruz satın alma gücü paritesiyle bakarsak dünyanın en büyük ekonomisi oldu. 40 yıl önce Çin fakir bir ülkeydi. Kişi başına gelir açısından baktığınız zaman 40 yıl önce ABD'de kişi başına gelir 10 bin dolar falandı Türkiye'de 1500 dolardı Çin'de 150 dolar civarındaydı. Günde yarım dolara bile gelmiyor. Şimdi Çin'in kişi başına geliri, Çin'deki kişi başına gelir 10.000 doları aşmış durumda ve Türkiye'yi geçmiş durumda. Gelir günde yarım dolar olunca işçi ücretleri ne olacak? Çin’de işgücü acayip ucuzdu.

Bu dönem içinde, geçtiğimiz 40 yıl içinde ama özellikle son 20 yıl içinde ücretler büyük bir hızla arttı. Bugün Çin'in büyük kentlerinde, işverene maliyet olarak asgari ücretler Türkiye’yi aşıyor bu arada. Belirteyim ki Çin’de birçok şey de olduğu gibi asgari ücretler de yerel belirleniyor. Çin'de ortalama ücret ile asgari ücret arasında büyük bir makas oluyor. Türkiye ile karşılaştırırsak Türkiye'de oldukça yakın. Bu çerçevede Çin'deki şu anki kentsel bölgelerdeki ortalama ücret düzeyi mavi yakada da beyaz yakada da onlar da Türkiye'yi geçmiş durumda. Dolayısıyla ucuz bir kâse pirince çalışan Çinlilerden şimdi bayağı iyi paralar alan Çinlilere gelmiş durumdayız.

Çin’de Teknoloji

Çin 40 yıl önce aslında Mao döneminden çıktığında Çin her şeyi üretiyordu, atom bombasından otomobillere ama üretim verimi düşüktü, ürün özellikleri kötüydü, teknoloji dünya ile rekabet edecek düzeyde değildi. Çin'in ilk dışarıya açıldığında dışarıya sunduğu petrol ve ham maddeydi.  Arkasından ucuz iş gücüne dayalı tekstildi. Bir önceki oturumda ele alındığı gibi şu anda Çin drone teknolojisinde, iletişim teknolojisinde birçok alanda dünyada başı çeken şirketlere sahip ve en önemli göstergede dünyanın teknoloji devi ile teknoloji alanında boynuz takmış büyük bir değişim halinde. 

Özel Sektörün Oluşumu ve Planlama 

40 yıl önce Çin'de Özel sektör yoktu. Şu anda Çin'de Sanayi sektörüne bakarsak Sanayi sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin binde beşinin mülkiyeti devlete buna ulusal istatistik Kurumunun raporları ile bakarsanız %5 görünür ama o rakamlar küçük şirketleri içermediği için öyle eğer küçük şirketleri de katacak şekilde ekonomik sayım rakamlarına bakarsanız binde beşi devlet şirketi bu binde 5 sanayi sektörü cirosunun %25’ini yapıyor. Ama her halükârda %75’ini özel sektör yapıyor ve istihdamın da büyük bir kısmını onlar sağlıyor. Karın da dolaylı olarak büyük bir bölümü özel sektörde, böyle bir gelişimden bahsediyoruz.

Burada özel sektör deyince; “Devlet küçüldü mü?” diye bir soru gelebilir akla. İsterseniz o alanda da bir örnek vereyim. Bu devlet şirketlerinin adet olarak cirodaki payları açısından daha düşük seviyelere gelmiş olmasından devletin rolü küçüldü diye bir sonuç çıkmaması lazım. Devlet şirketleri, devlete ait şirketler özellikle ağır sanayi, iletişim ve ulaşım gibi alanlara ve bunlar diğer şirketler için üretim altyapısı, üretim girdilerini sağlayarak sanayi ve kalkınmaya önemli katkıda bulunuyorlar. Bununla beraber bir sürü sorunları da var tabii. Onu da bir şey yapmak lazım ama devletin kalkınmadaki rolü bununla sınırlı değil bu da en önemli boyutu değil. Devletin bu kalkınmadaki rolünü iyice anlamak için basitçe ülkenin yönetim yapısından bahsetmek lazım. Çin idari açıdan birçok insanın sandığının aksine son derece ademi merkeziyetçi yani merkezi olmayan bir yapıya sahip.

Yerel yönetimler, kamu harcamalarının %85'ini yapıyorlar. Bu %85’i de merkezden icazet alıp oraya sorup veyahut kaynak umup yapmıyorlar. Kararlar yerel alınıyor çünkü sorumluluklar üstlerinde, her şeyin sorumluluğu yerel yönetimlerde. Kaynaklarında merkezi yönetimlerden biraz kaynak alsalar da yetmiyor. Kendileri yaratıyorlar. Böyle bir yapı var, bu yapı içerisinde merkezi yönetimin işlevi daha çok öncelikleri belirlemek, öncelikli alanları ve o öncelikli alanlardaki hedefleri belirlemek. 

Şunu söyleyeyim, bu politik bürodaki 7 kişi oturuyor kafa kafaya veriyor akşam yapıyorlar değil. Örneğin 5 yıllık planlar aylarca süren toplumun her kesimiyle toplumun demeyelim partinin alt katmanları ne kadar üniversiteler, sanayi kuruluşları hepsinden bilgi toplayıp kolektif bir süreç ile ortaya çıkıyor.

Bu ortaya çıkan öncelikler doğrultusunda merkezi yönetimin en önemli görevi ülkenin, Çin'in o dev yatırım kaynaklarını buralar akıtmak, buralara yönlendirmek. Çin'in ulusal tasarrufları ABD'nin AB ülkelerinin hepsinin ve Japonya'nın ulusal tasarruflarından daha fazla. Bu dev yatırım kaynağı ülkenin hızlı büyümesinin sırlarından bir tanesi. Merkezi yönetimin de bankacılık sisteminin yarısının doğrudan sahibi olmak, geri kalan kısmında da çok büyük bir sahibi olmak, finansal sistemin kurallarını koyma gücü nedeniyle bu tasarrufların yönlendirilmesinde olanağı var.

Ve bunu esas alarak, “Yerel yönetimler ne yapıyorlar?” yerel yönetimler esas üretimin ortamını şartlarını altyapısını ayarlayacak olan onlar, onlar da haşin çalışıyorlar. Çok haşin çalışıyorlar “Neden?” çünkü Çin’de yerel yöneticilerin terfilerinin büyük ölçüde sorumlu oldukları alandaki ekonomik büyümeye bağlı. Merkezi yönetimin giderek eskiden öyle değildi ama giderek merkezi yönetimin koyduğu hedeflere ulaşmadaki başarılarına, bunu da sağlayan takip eden oldukça etkili bir performans yönetim sistemi var. Bu mekanizma, öncelik gösteren kaynak sağlayan merkez gibi büyümeye odaklanmış yarışan yerel yönetimler Çin'in hızlı büyümesinin ana motorlarından birisini oluşturuyor.

Çin’de Elektrikli Otomobil Üretimi

Çin'de 2010 yılında elektrikli otomobil üretimi yok gibi bir şeydi. O yılda merkezi yönetim bir dizi sektörü gelişen teknolojiler olarak belirledi. Bunların arasında elektrikli otomobiller, sürdürülebilir enerji ve çevre korumaya yönelik teknolojiler vardı. Ülke yönetiminin, merkezi yönetimin çevre ile iklimi kurtarmakla gelişmenin arasında bir çekişme trade-off değil bir eşgüdüm bir beraberlik olduğunu keşfetmiş olması yatıyordu. 

Şimdi ne oldu?  Çin'in aynı zamanlarda zaten çevre konusundaki büyük hamlesi başladı. O yıllardan beri 5 yıllık planlarda önemli yer alıyor bu. 2010 yılında hiçbir üretim yoktu. Bu olaydan sonra 2018 yılında dünyadaki elektrikli otomobil üretiminin %56’sı Çin’de yapılıyordu. Elektrikli otomobillerin ana bileşeni olan pil, batarya üretimindeki dünyadaki 4 üreticiden 2 tanesi Çinliydi. Bir taşla iki kuş, bir yandan çevre koruyucu bir şey içten patlamalı motorlardan kurtuluyorsunuz, elektrikliye geçiyorsunuz. Öbür yandan dünyanda yeni gelen teknoloji alanında lider oluyorsunuz. Daha ne istersiniz? Bu nasıl gerçekleşti? Demin bahsettiğim şekilde hedef belirleme, oraya çok yoğun kaynak aktarma, yerel yönetimlerin merkezi yönetimin sinyallerine ve de bu yeni yatırım kaynaklarının verdiği coşkuyla tüm gayretleri ile çalışma.

Ama yalnız bu mu? Değil, bu yetmez bu teşviklere cevap verebilecek üreticiler lazım. Kısa süre içerisinde Çin’den 400 kadar üretici çıktı. Ve bu 400 tane otomobil üreticisini besleyecek çok sıkı bir imalat sanayi ekosistemi, 400 üreticinin tüm girdilerini sağlayabilecek. Bunların rekabetçi bir şekilde faaliyet göstermesini sağlayabilecek ekosistemdi. Bunda da ağırlık özel sektörde devlet şirketleri de var aralarında ama gerek bu 400 şirket gerekse bunları sağlayan ekosistem içerisinde özel sektör ağırlıkta ve 2005 yılından bu yana da 2005 yılına kadar aşağı yukarı devletin politikalarında devlet şirketleri Çin’i devlet şirketleri kurtarır düşüncesi hakimdi. Ama 2005 yılından bu yana hatta biraz daha öncesi 2000'lerin ilk yıllarından başlayarak özel sektörün kıymeti anlaşılıp ciddi bir şekilde destekleniyor. Yavaş yavaş gerek bundan önceki yönetim Hu Jintao dönemi gerekse şu andaki Xi Jinping döneminde özel sektöre muazzam destek oluyor ama bir yandan da bu yeni dönemde biraz kontrol hâkim. 



Atlı Global Genel Müdürü Dr. Altay Atlı:
Çin Artık İç Pazara, Teknolojiye ve Sürdürülebilirliğe Odaklı

1978'den beri devam eden Çin’in kalkınma sürecinde, Çin belirli bir kalkınma modeli üzerinden bugünkü büyüklüğüne ulaştı. Neydi bu model?  Çin'in tabii maliyet avantajı düşük maliyet, özellikle işgücü anlamında düşük maliyet, sadece orada değil büyük bir ülke nüfusu da var.  Altyapıya yapılan yatırımlar sanayiye yapılan yatırımlar daha düşük emek-yoğun, daha düşük katma değerli alanlardan başlayarak giderek bunu yükselten ve tabii en önemlisi bunu ihracata yönlendirip maliyet avantajı ile ihracat piyasalarında da bütün dünyada büyük paylar elde edebilen bir Çin.

Bu şimdi tabii ki Çin'e her yıl %10’un üzerinde büyüme oranları da getirdi. Çin’i bugünkü noktasına ulaştırdı. Tabii ki kalkınma modeli değişen şartlara, Çin’deki değişen şartlar, dünyadaki değişen şartlar sürdürülebilirliği bir yerden sonra kalmadı. Bunu da özellikle 2007-2008 küresel krizinde Çin çok iyi bir şekilde gördü. Şimdi Çin'in kalkınma süreci şöyle bir geçiş içerisinde, artık düşük maliyetli bir avantaj yok. O zaman orada kaybedilen rekabet avantajını nereden sağlayacağız? İçerikten, katma değerden ve teknolojiden. O yüzden şu anda teknoloji hamlelerini Çin'in görüyoruz. İhracat pazarlarında hem arz hem talep taraflarında artık birtakım zayıflıklar var. O zaman asıl Çin'in büyük pazarı bugüne kadar yeterince devreye girmemiş olan Çin’in asıl pazarı yani kendi iç pazarı, buraya bir yönelim var. 

Çin’de Özel Sektörün Yeri 

Çin’de özel sektörün de önemli bir yeri var. Çin'de özel sektörün rolü dendiği zaman 60 70 80 90 formülü yani Çin'de özel sektör Çin'in GSYH’nın %60’ını üretiyor aynı zamanda özel sektör inovasyonun Çin'de %70’ ini yapıyor aynı zamanda şehirlerdeki istihdamın %80’ini sağlıyor. Yeni Çin olarak yeni yaratılan işlerin, yeni yaratılan istihdamın da %90’ını özel sektör karşılıyor şeklinde. Şimdi kendimize soralım tabii hangi Çin markalarını, hangi Çin firmalarını biliyoruz? diye. Aslında sayacağımız bütün firmalar özel sektör firmaları olacaktır.

Zannetmiyorum ki burada çok yakından takip edenler dışında Çin'in devlet şirketlerini sayabilecek aramızda kişiler olsun. İki tarafı var ancak bu özel sektörün evet bir tarafta bu ağırlık noktası var. Yani giderek ağırlığını arttıran bir özel sektör var. Şu an Çin için çok önemli olan inovasyonun itici gücü olan özel sektör var. Son dönemde de özellikle Xi Jinping döneminde giderek özel sektörün biraz daha devletin kontrolü altında olması, biraz daha burada bir eşgüdüm artırılması diyelim.

Geçtiğimiz günlerde parti tarafından bir belge yayınlandı. Kullanılan ifade şu; ortak bir çalışma cephesi kurulması, burada kastedilen şu, iş dünyası, özel sektör ve devlet arasında birleşik bir cephe kurulması ve bununla birlikte Parti'nin özel sektördeki liderliğini geliştirilmesi şeklinde. Yani özel sektör kalkınma sürecinde rol oynuyor. Özellikle kalkınma için çok önemli olan teknoloji, inovasyon ve Ar-Ge gibi konularda zaten asıl güç onlar. Ama bir yandan da devletin giderek artan bir şekilde özel sektör üzerindeki kontrolü güçlendirme çabalarını görüyoruz. Yakından da takip ettik. Ali Baba, Jack Ma birtakım karşılaştığı durumlar, engeller bunları da çok görmüştük zaten böyle devam eden bir süreç bence. 

Çin’in Kalkınma Planlarının Etkisi

Mart ayında 14. beş yıllık kalkınma planı devreye girmiş oldu. Çin’in kurulduğu ilk yıllardan beri planlar üzerinden şekillenen bir Çin ekonomisi var. Ama Çin ekonomisi geliştikçe, Çin ekonomisi reformlarla birlikte açılmaya liberalleşmeye dünyaya açılmaya başladıkça, bu planların karakteri de değişti. İlk başta planlarda sadece ekonomik üretim, üretim hedefleri vardı. İşte şu kadar buğday üreteceğiz, şu kadar çelik üreteceğiz, işte şu kadar süt üreteceğiz şeklinde. Şimdi giderek daha, şöyle söyleyeyim; ekonomiye bir vizyon ortaya koyan, ekonominin yeni dönemdeki, 5 yıldaki doğrultusunu belirleyecek belgeler haline geldi sadece ekonomik üretim rakamları ekonomi ile ilgili çok konu var. İşte bahsettiğimiz 2060 sıfır karbon hedefi de planlar içerisinde yer alıyor. Teknoloji hedefleri de hatta bu son planda ilk kez teknolojiye ayrı bir bölüm açıldı. Dolayısıyla Çin değiştikçe planların mahiyeti de değişiyor. 

Çok kısa son 14. Beş Yıllık Kalkınma Planı’na bakacak olursak. Aslında son birkaç plandır, yani 13-14 belki 12'yi de katabiliriz artık bu planların şunu söylediğini görüyoruz; kalkınma tabii ki ama kalkınmanın artık niceliğinden çok niteliğine odaklanan anlayış bu planlar da sergileniyor ve kalkınma daha kaliteli daha nitelikli kalkınma. Bunun içerisinde tabii ki katma değeri artırmak, teknoloji içeriğini arttırmak, o bahsettiğim işte düşük maliyet  üzerine değil bunun üzerine teknoloji üzerine konumlandırılan bir kalkınma anlayışı işte daha sürdürülebilir kalkınma, daha temiz bir kalkınma, daha çevre dostu bir kalkınma aynı zamanda tabii ki Çin'de Çin'in farklı kesimleri arasında ve farklı sosyoekonomik grupları arasındaki gelir dağılımları bozukluklarını da giderecek bir kalkınma anlayışını son bir kaç planda ön plana çıktığını görüyoruz. 

Bununla birlikte son plana bakacak olursak burada, yine ekonominin kalkınma sürecinin önümüzdeki 5 yıllık gidişatı yönü hakkında giderek dışarıya bağımlılığı azaltma bu zaten son yıllarda yaşanan ticaret savaşları vesaire derken Çin için çok büyük bir öncelik haline geldi. Zaten teknoloji alanında dışarıya ithalata bağımlılığını azaltmak kendi öz kapasitesini geliştirme ve bu şekilde bir imalat süper gücü olma bu ifadelerle geçiyor planda. Çin imalat süper gücü değil miydi zaten? 

Öyleydi ama artık o düşük maliyetli bir süper güçten çıkıp kendi kendine daha fazla yeten dışarıya o kadar bağımlı, mikroçip ve iletkenlerde bağımlı olmayan temiz çevre dostu ve teknoloji kapasitesiyle inovasyonu ile katma değeri ile imalatta süper güç olan bir Çin vizyonu son planda karşımıza çıkıyor. 5 yıllık planlara ek olan başka belgelerde var. Bunlar tamamlayıcı olan bazı konuları detaylandıran. Made in China 2025, 2015'te çıkmıştı. 10 yıllık bir süreç içerisinde belirlenmiş 10 alanda işte bu bahsettiğim teknoloji üzerinden kalkınmanın öncelikli olacağı sektörleri ele alan bir plan da sayabiliriz. İnternet stratejisi 2035 hedefleri diye ayrı bir belge, bunlar da bu 5 yıllık planları tamamlayıcı olan ve oradaki belirlenmiş olan istikametlere biraz odak noktası getiren ek belgeler. Çin’i anlamak için hepsini birlikte okumak gerekiyor.

 

Özel Dosyalar
Bu konularda ilginizi çekebilir