Sağlıklı zihin, sağlıklı çalışan
Birçok girişimcinin kendi problemine çözüm geliştirme çabasıyla kurduğu şirketler gibi Zac ve eşi Olivia June Williams (Prepare Your Mind) PYP’yi kurmuş. En yakınlarını kaybetme sürecinden geçmiş karı-koca zihinsel sağlığı iyileştirmek için beslenmeyi ön plana çıkaran bir sistem oluşturmuşlar, zihin sağlığının öncelikli olması için gündelik rutinler geliştirmişler.
Ela Erozan Gürsel - Datassist Bordro Servisi/İnovasyon Araştırmacısı
Geçen hafta Robin Williams’ın ölümünün 9. yılıydı. Dünyanın sevgilisi dram ve komedi rollerinin unutulmaz ismi ağır depresyon sonucunda intihar etmişti. Geride kalan oğlu Zac Williams babasını kaybetmenin şoku ve üzüntüsüyle başa çıkmak, ve kendi alkolizm problemini yenmek için zihin sağlığı üzerine çalışmalar yapmaya başlamış. Babasının ölümünden sonra ruh sağlığı hep inişteymiş, her gün bir öncekinden daha kötü hissediyormuş ve avuntuyu alkolde aramış, herşey daha kötüleşmiş. İyileşebilmesi için başkalarına yardım etmesi gerektiğini fark etmiş ve hikayesini paylaşmaya başlamış ve depresyondan yakınan hastalara yardımcı olan kurumlarla çalışmaya başlamış. Hizmet ettikçe kendini daha hissetmiş. Daha çok hizmet edebilmek için kendine daha iyi bakması gerektiğini görmüş ve kendine iyi baktıkça iyileşmiş.
Birçok girişimcinin kendi problemine çözüm geliştirme çabasıyla kurduğu şirketler gibi Zac ve eşi Olivia June Williams (Prepare Your Mind) PYP’yi kurmuş. En yakınlarını kaybetme sürecinden geçmiş karı-koca zihinsel sağlığı iyileştirmek için beslenmeyi ön plana çıkaran bir sistem oluşturmuşlar, zihin sağlığının öncelikli olması için gündelik rutinler geliştirmişler. Bu rutinler kısa olmakla beraber kişiye özel farkındalık, şükretme ve kendini iyileştirme ritüelleri. Zac kendisinin yarar gördüğü bu iyileşme formülünü yaymak istemiş ve birkaç sene içerisinde bir zihinsel sağlık savunucusu olarak tanınmaya başlamış.
Williams Amerika’da intiharla mücadele alanında kamu çalışmalarına katkıda bulunmakta. Örneğin, yeni intihar ve çağrı hattı 988 kurulurken Williams uzmanlarla çalışmış ve bu hattı arayanın nasıl yardım alacağı konusunda bilgilendirme kampanyalarına destek vermiş. Telefonun diğer ucunda sizi dinleyen ve anlamaya çalışan benzer durumlarda deneyimli sizinle rapor kurmak isteyen bir sesle karşılaşacaksınız diye açıklamış.
İşyerinde depresyon
Depresyon, ekonomik durum, cinsiyet ve eğitim seviyesine bakmaksızın herkesin başına gelebilen bir hastalık. Üstelik bu hastalığı yaşayanların üstüne yapışan bir etiket ve sosyal algı var. Bu algı kişinin daha fazla dışlanmasına yol açmakta. Oluşan bu kısır döngü içerisinde depresyondaki kişi yardım isteyemez hale gelmekte.
Depresyondaki insanlara çalışmak zor gelir. Yorgunluk, halsizlik, mutsuzluk, hiçbir şey yapmak istememek gibi negatif hisler içinde olurlar. Kimileri geceleri uyuyamadıklarından gündüzleri yorgun düşer, uykulu bir şekilde işbaşı yaparlar. Toplantıları takip edemez, odaklanma problemi çeker, işlerinden ve iş arkadaşlarından kopuk hissederler. Sorunlarını yöneticilerine nasıl anlatacaklarını bilemezler, açık açık konuştukları takdirde, işlerini kaybetmekten korkarlar.
Geçtiğimiz günlerde Forbes dergisine verdiği röportajda, Williams işyerinde depresyonu yenmek için birkaç basit öneride bulunmakta. Güneş ışığı, hareket ve şükretme ritüelleri. Doğrudan güneş ışığı almak insanın ruh halini iyileştirir, moral ve motivasyon aşılar. Depresif kişi masanızda oturup odanızda hapsolunca daha da içe kapanır, daha karanlık duygular içine girebilir. Ofis içinde hareket etmek hatta açık havada yürümek ruh haline iyi gelecektir. “Yürüyüş yaparken toplantı yapın. Hareket halinde konuşun. Tüm gün hareketsiz kalmak zihin sağlığınızı negatif etkileyecektir, buna izin vermeyin. Farkındalık ve olumlu bir bakış açısı geliştirmek için şükretme ritüelleri geliştirin. Bugün havanın güzel olmasına, sağlıklı olduğunuza, iş yerinde iyi bir dostunuzun varlığına şükredin. İş arkadaşlarınızla aktif olarak bağlantı kurmaya çalışın.” Williams’ın bu pratik önerileri çalışanların kendi kendilerine yapabilecekleri değişiklikler, minik gayretler.
Şirketler depresyondaki çalışanlarını nasıl destekleyebilirler? Williams’a göre, herşey farkındalıkla başlar. Öncelikle çalışanların ihtiyaçlarının farkında olmalılar. Zihinsel sağlık etrafında kurumlarının bir felsefesi olmalı ve takip edilmesi gereken kurallar ve süreçlerin fikir birliği esasına dayalı bir şekilde uygulanması gerekli. Depresyondaki kişinin şirketin ve yöneticilerin desteğini alacağını bilmesi çok önemli. Bu destek onu yardım istemeye, depresyondan çıkmaya, ve de umut duymaya itecek bir yardım eli. Reuters’in haberine göre, depresyon ve anksiyete İngilizleri işten alıkoyan hastalıkların başında gelmekte ve toplamda yaklaşık 1.4 milyon kişi depresyon ve anksiyete yüzünden kendini işe gidemeyecek kadar hasta hissetmekte. Dünya genelinde çalışan veya çalışmaya ara veren depresyonu olan kişilerin sayıları artmakta. Bunun doğrudan sonucu da, şirket veriminde düşüş.
Şirketlerin de çalışanların da zihin sağlıklarını iyileştirmek şirketin geleceğine yapılan önemli bir yatırım. Güvenli, huzurlu, kapsayıcı ve rahat bir çalışma ortamı sağlamak ilk kriter. Çalışanların kariyerlerinde büyüyebildikleri, gelişim fırsatlarının olduğu bir şirket kültürü benimsenmeli. Tabii bu noktada çalışanların masaya getirdiği yeni fikirleri ve yetenekleri değerli bulan bir kültür. Herşeyin başında da iletişim var, hedefl erin net olduğu güvene dayalı bir ortam oluşturulmalı. Ayrıca, iş stresini yönetmek üzere bir takım hizmetler gerektiğinde şirketler tarafından çalışanlara tahsis edilmekte.
Depresyondaki çalışanlara yardım edilebilmesi için şirket çalışanlarının ve yöneticilerinin gözlem ve farkındalık sahibi olmaları belirleyici olmakta. Bir iş arkadaşının hep hoşlandığı şeylere ilgi duymaması, içine kapanması, iş performansında ani bir düşüş, yorgunluk, duygu durum değişiklikleri, melankolik ruh halleri vs. görüyorsanız, kişi adına yardım istemeniz gerekebilir. İş arkadaşınızla ilgilenerek onun size açılmasını sağlayabilir ve profesyonel yardım almaya teşvik edebilirsiniz. Depresyondaki kişi ne kadar hızlı yardım alırsa, semptomlarını geçirmek ve daha ağır sonuçları engellemek mümkün olacaktır.
Depresyonun yaşamın bir döneminde herkesin başına gelebileceğini ve yardım istemenin tabu olmadığını unutmamak gerekli.