Kısıtlamalar inovasyonlara destek mi, köstek mi?
Yazar ve yaratıcı yazarlık hocası Tess Callahan TED konuşmasında, yaratıcılık ve kısıtlamalar arasındaki ilişkiyi bir aşk hikayesine benzetir ve farklı mesleklerden profesyonellerin çeşitli kısıtlamalar sayesinde yaratıcılıklarını körüklediklerini, kendi üsluplarını bulduklarını ve kendilerine özgü eserlerini yarattıklarını anlatır.
Ela Erozan Gürsel - Datassist Bordro Servisi/İnovasyon Araştırmacısı
Ülkemiz Türk Lirası'nın değer kaybı, enfl asyon ve diğer ekonomik sorunların ağır bastığı bir dönemden geçerken, iş insanlarına kısıtlamalara rağmen inovasyon yapmanın yollarını bulmak düşüyor. Kısıtlama ve inovasyon birbirine ne kadar zıt görünse de, aslında o hep “kutunun dışında” düşünme kavramı dahi, kutunun sınırlarıyla başlıyor. Önce kutunun sınırlarını belirliyor, sonra o sınırların farkında olup, o sınırları esnekmeye, o sınırların köşelerinden, oluşturdukları gölgeden yararlanarak, yaratıcı fikirler geliştirmeye çalışıyorsunuz.
Amerikalı ödüllü yazar ve yaratıcı yazarlık hocası Tess Callahan Newark Academy’nin organize ettiği TED konuşmasında, yaratıcılık ve kısıtlamalar arasındaki ilişkiyi bir aşk hikayesine benzetir ve farklı mesleklerden profesyonellerin çeşitli kısıtlamalar sayesinde yaratıcılıklarını körüklediklerini, kendi üsluplarını bulduklarını ve kendilerine özgü eserlerini yarattıklarını anlatır. Üç farklı kısıtlama kategorisine dikkat çeker:
FORM
Gazeteci yazar Jennifer Egan 2012 yılında The New Yorker’ın Twitter hesabından 9 günlük seriler halinde yayınlanan kısa hikayesi Black Box ile, ikinci tekil şahıs kullanarak yani okurlarına ‘sen’ diye hitap ederek onları hikayenin içine çeker. Twitter’ın o zamanki 140 karakter limitini benimseyen şiire benzer bir stille yazılan hikaye, fiziksel istismar, fedakarlık, kadın-erkek ilişkileri gibi konularda Amerikalı bir kadın protagonistin kişisel yolculuğunu kaleme alır. Twitter stili okuyucu ile konuşur şekilde üslubu, kelime kısıtlaması ve yayınlama şekli hikayeye getirdiği yeniliklerdir.
KAYNAKLAR
Kaynaklarımızı veya kullandığımız malzemeleri çeşitli sebeplerden - ulaşılamadığından, pahalılık veya yokluktan veya sosyal bir konuyu vurgulamak için - değiştirerek yaratıcı bir işe imza atabilirsiniz. Çinli sanatçı Xu Bing’den 2008 yılında Pekin’de yeni yapılan Dünya Finans Merkezi’nin girişine Anka kuşu heykelleri yapması istenir. Henüz inşaat halinde olan binayı ziyaret ettiğinde, Xu Bing işçilerin korkunç çalışma şartlarını görür ve çok etkilenir. Anka kuşlarını yaparken heykel malzemesi olarak işçilerin araç gereçlerini kullanmaya karar verir. Bu malzemeler heykellerin yapılmasını zorlaştırmakla beraber, kendine özgü, eşi benzeri olmayan, hem estetik hem de sembolik olarak binaların görünmeyen hikayesini en iyi şekilde gözler önüne sermiş olur.
AYKIRILIK
Broadway’in en çok ses getiren müzikallerinden Hamilton, Amerika tarihini hip-hop ile birleştirir. Normal şartlarda biraraya gelecekleri pek de düşünülmeyen bu uyumsuz ikili Amerikan yapımı en başarılı müzikallerden biri olur, popüler kültür ve 1980’lerin hip-hop akımı Amerikan tarihini anlatan bir hikayede buluşur ve seyircilerin beğenisini kazanır. 2015’ten bugüne kadar gösterimde olan Hamilton 5758 gösteriyle yaklaşık 625 milyar dolarlık brüt satış geliri sağlamış durumda.
KISITLAMALAR İNOVASYONA YÖN VERİR
Callahan’ın özellikle edebiyat, sanat ve gösteri dünyasından örneklerini inovasyon alanında iş dünyasında da benimsendiğini görüyoruz. Çoğu zaman girişimcilerin önlerine çıkan engeller onları problemi farklı şekilde değerlendirmeye ve tamamen farklı bir açıdan çözüm üretmeye itiyor.
MIT (Massachusetts Institute of Technology) öğretim görevlisi Amos Winter Hindistan pazarına lanse edilmek üzere, ucuz ve hafif bir protez bacak geliştirme projesiyle görevlendirilir. Zorlu bir sorundur çözülmesi gereken çünkü piyasada olan protez bacaklardan biraz daha ucuz değil, %90 oranında daha ucuz bir ürün icat edilmesi gerekmektedir. Hindistan’da bulunan yarım milyon amputenin birkaç bin dolarlık ve sadece 2-3 sene ömrü olan Batı ülkelerinde satılan protezleri satın alma imkanı yoktur. Bu radikal kısıtlamalar çerçevesinde, Winter ve takımı sorunun temeline iner ve problemi yeniden sormaya odaklanır. Hareket biliminden yola çıkarak problemi nasıl tasarlamalı ve kökten farklı bir protezi nasıl geliştirmeli? Diğer protezlerin tasarımında geleneksel yaklaşım insan ayağını taklit eden teknolojiler geliştirmek olmuştur. Winter’ın takımı alt bacak hareketlerini hayata geçiren ayarlanabilir pasif bir ayak tasarlamaya odaklanır. 2019’da Winter’ın yeni ucuz maliyetli protezi piyasaya lanse edilir. Protez kullanan kişinin kilosuna ve boyuna göre ayarlanabilmektedir. Maliyet, tasarım ve kullanılan materyal olarak her açıdan piyasadaki diğer ürünlerden farklıdır. Bu radikal anlamda farklı ürünün doğuşunu sağlayan maliyet kısıtlamasıdır ve tüm ürünü tasarlama yaklaşımını bu kısıtlama değiştirmiştir.
PANDEMİ KISITLAMALARI - SONUÇ VE ZAMAN
Harvard Business Review’de yayımlanan makaleye göre, pandemi kriziyle beraber, maliyet kısıtlamalarının yanı sıra, sonuç ve zaman kısıtlayıcılar arasında gündeme gelmiştir. Sonucun kısıtlamalar arasına katılması şu anlama gelir. Sonuç ile, sürece değil, kullanıcıların iyi bir çözümle elde ettiklere faydaya odaklanılır. Sonuç oldukça spesifiktir ve zaman mümkün olan en kısa zamandır. Örneğin, yeni antikor testinin hassasiyeti şu seviyede olmalıdır veya hastanelerde yoğun hastalarına destek veren ventilatörün şu fonksiyonu da olması gereklidir. Bu sonuç kısıtlamasının yanına bir de zaman kısıtlaması eklenir: güvenilir bir antikor testi 2. çeyrekte hazır olmalıdır veya COVID hastalarına destek olacak merkez bir hafta içinde hizmete açılmalıdır. İhtiyaca yönelik sonuç ve zaman pandemi döneminde daha da kesinleşmiş, özellikle kamu sağlığı alanındaki inovasyonların başarısını belirler hale gelmiştir.
Teknoloji alanında bir diğer örnek, Google’ın Loon Projesi’dir. Projenin sonuç kısıtlaması; dünyanın en ücra köşelerine internet götürerek bu yerlerin dünyanın geri kalanıyla bağlantı sağlamasıdır. Google X takımı nasıl yapılacağından çok, sonuca kilitlenmiş ve en sapa yerlere bile internet sağlayacak çılgın projelerini dev bir stratosferik balon ile gerçekleştirmiştir. Bugün Loon Projesi Afrika’da ve Latin Amerika’da hükümetlerle beraber çalışarak internetin ulaşmadığı ücra kasabalara internet ulaştırmakta.
Sağlık ve teknoloji başta olmak üzere, yakın zamanda tüm sektörler benzer bir sınavdan geçeceğe benziyor: Kısa zamanda hedefl enen sonuca ulaşmak başarılı inovasyonların hayata geçirilmesinin reçetesi. Kısıtlamaları aşan inovatif girişimcilerin yolu açık olsun.