Karar vermede doğru ve yanlış yok, grinin tonları var
Yönetim Koçu, uluslararası profesyonel poker turnuvaları şampiyonu ve olasılık üzerine akademik çalışmalar yapmış Annie Duke karar verme üzerine yazdığı Thinking in Bets kitabında, yöneticilere verdiği yüzlerce eğitimde hep “Geçen sene aldığınız en başarılı karar neydi?” sorusunu soruyor.
Ela Erozan - Gürsel Datassist Bordro Servisi/İnovasyon Araştırmacısı
Geçtiğimiz sene kişisel veya profesyonel yaşamınızda aldığınız en iyi karar neydi?
Çocuğunuzu hızla adapte olduğu ve başarılı notlar aldığı, ülkenin en iyi okullarından birine vermek mi?
Daha iyi şartlarla kariyerinizde önemli bir sıçrama sağlayacak sektörün en iyi markalarından birinde işe başlamak mı?
Peki ya, bu kararlar neden doğru kararlar? Karar aşamasında kullandığınız rasyonel süreç sonucunda en iyi seçenek olduklarından mı? Yoksa şansın da yardımıyla bu kararların kişisel veya profesyonel yaşamınıza şimdiden getirdikleri katkılardan dolayı mı?
Bir de tersini düşünelim. Geçen sene verdiğiniz bu kararların sonucunda, tamamen olumsuz sonuçların içinde olduğunuzu varsayalım:
Çocuğunuz yeni geçtiği okulda hiç kafasına uygun arkadaş edinemedi, ortam çok rekabetçi, çocuklar arasında kamplaşma ve bullying var, ancak okul yönetimi durumu kabul etmek istemiyor. Böyle bir ortamda çocuğunuz derslerinde de başarı gösteremiyor.
Sizin yeni işinizin şartları daha iyi olmakla beraber, çalışma saatleriniz kimi zaman günde 15 saate varıyor, takımınızda gerginlik ve anlaşmazlıkları çözmek da ayrıca zaman alıyor ve ilave stres yaratıyor. Kendinize ve ailenize ayıracak zamanınız hiç kalmamış durumda. Kazandığınız parayı saate vuracak olursanız, eski işinizden çok daha az para kazanıyorsunuz.
Olumsuz sonuçlarla geriye dönüp kararınızı değerlendirdiğinizde ne düşünüyorsunuz? Kararlarınız doğru kararlar mıydı?
Peki ya, size geçtiğimiz sene aldığınız en iyi kararlar nelerdi diye sorulduğunda, başarılı bir sonuçla sonlanmayan bir kararı ‘en başarılı kararım’ diye düşünür müsünüz?
Doğru karar her zaman başarı getirir - yanlış!
Yönetim Koçu, uluslararası profesyonel poker turnuvaları şampiyonu ve olasılık üzerine akademik çalışmalar yapmış Annie Duke karar verme üzerine yazdığı Thinking in Bets kitabında, yöneticilere verdiği yüzlerce eğitimde hep bu soruyu sorduğunu yazıyor:
“Geçen sene aldığınız en başarılı karar neydi?” Sonra da yöneticilerden oluşan gruba bu başarılı kararın sonucunun da başarılı olup olmadığını soruyor. İstisnasız aldığı cevaplar hep aynı: başarılı kararlar başarı getiriyor.
Oysa, düz mantık üzerine kurulu karar-sonuç ilişkisi hiç de o denli doğrudan bağlantılı değil. Yaşam, belirsizlikler, beklenmedik olaylar, kontrol edemediğimiz birçok faktörün ve de çoğu zaman dikkate alınmayan şansın bir bütünü. Her karar, bugünün bilinirliği ile, öngörülen yarına yapılmış bir tahmin. Bugünün şartlarıyla verilmiş en iyi karar, yarın için başarıyı garanti etmez. Dolayısıyla, kararın doğru veya yanlış olduğunu kararın sonucunun başarılı veya başarısız olmasına bağlamak pek de doğru bir yaklaşım değil. Annie Duke’nun yazdığı gibi, bu doğrudan ilişkilendirmeye profesyonel poker oyuncuları arasında ‘resulting’ (neticelenme) adı verilmekte.
Resulting bir yandan (bilinmeyenler, belirsizlikler, facia tipi büyük felaketler, şans gibi) gerçek yaşamın kompleksliğini dikkate almada yetersiz kalırken, diğer yandan kişinin kararlarını incelemesi ve doğru karar verme konusunda kendini geliştirmesi açısından birçok fırsatı kaçırmasına yol açar. Yöneticilerin bazı doğru kararlarının başarı ile sonuçlanmayabileceğini kabul etmeleri gelecekte sağlıklı karar alabilmeleri için önemli.
Doğru veya yanlış kutucukları yerine grinin tonları
Doğru veya yanlış spektrumu arasında geniş bir gri alan var. Grinin tonları doğrunun yakınından açık tonlarda başlar ve yanlışın yakınında en koyu grilerle son bulur. Aldığınız kararların kati şekilde beyaz (doğru) veya siyah (yanlış) ile sonlanması şart değildir. Her kararın sonucunda gelen başarı veya başarısızlık belli ödünleri ve kazanımları beraberinde getirir.
Kararların başarısının olasılıklar olarak görülmesi ve zamana uyarlanması, karar alma sürecimizi akılcı bir bakış açısı getirecektir. Örneğin, kariyerinizde yükselme yolunda geçtiğiniz yeni iş, ilk 2 senede yönetimle çekişmeler, takım içi problem şeklinde başarıdan çok başarısızlık gibi değerlendirilebilirse de, 2 sene sonunda yönetim değişikliğiyle beraber, kariyerinizin en büyük fırsatına dönüşebilir. Sonuçta, kararınızın getirdiği başarı zaman içinde açık tonlara doğru ilerleyebilir. Bugün karar alırken, yarının en iyi olasılıklı sonucuna odaklanın ve zaman içinde azim ve kararlılıkla grinin tonlarının açılmasını hedefleyin.