Hoş geldin kiti

Bugün bir ürün ya da hizmetin reklam ve tanıtımını bizzat kullanıcılar yapıyor. Bir masa lambası ya da bir araba alırken kullanıcı forumlarına ve videolarına bakıyoruz. Yediğimiz yemeği, içtiğimiz kahveyi, bindiğimiz metroyu her şeyi paylaşıyoruz...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Hoş geldin kiti

Datassist Bordro Servisi tarafından hazırlanmıştır.

Geçtiğimiz hafta Viyana’da bir restoranın kapısındaki şu yazıyı gördüm “Personel yetersizliğinden dolayı kapalıdır” bu benim için ilkti, anlaşılan son olmayacak. Avrupa’da özellikle hizmet sektörü alanında personel açığı bulunuyor. COVID-19’dan sonra canlanma hamleleri içindeyken, bir yandan enerji bunalımının getirdiği sorunlarla boğuşan işveren, yetenekli elemana ulaşmakta zorluk çekiyor. 2009’dan beri işsizlik rakamları en alt düzeye inmiş durumda. Açık işlerin yüzde 3’ü şu an doldurulamıyor gözükmekte.

Ülkemizin koşulları Avrupa’dan çok farklı olsa da bizler de yetenekli çalışanlara ulaşmakta zorlanıyor ve onların yabancı dil bilenlerini uzaktan çalışan olarak bu ülkelere kaptırıyoruz. Hal böyle iken çalışanları özellikle Z Kuşağı’nı memnun etmek adına bir trend başlamış durumda.

Hoş geldin kitleri

Ben internetten aratınca çok fazla sayıda hoş geldin kiti öneren şirket ve marka ile yüz yüze geldim. Bizler Türk şirketleri olarak hızla bu konuda sektörümüzü yaratmış görünüyoruz. İngiltere’de Go Swag firması bu yeni oluşan sektörün başını çekiyor gibi gözüküyor.

Hibrit çalışmanın yüzde 24’e ulaşmış olduğu bir durumda uzaktan çalışanların kendilerini şirkete yakın ve bağlı hissetmeleri için onları düşündüğünüzü göstermeniz gerektiği söyleniyor.

Çalışan deneyimleri de sosyal medyada

2000’li yılların başlarında internetin gücünü keşfeden reklamcılar birçok “viral video” ile ürün ve markalarını gizli gizli hayatımıza sokmuştu. O yıllarda internette dolaşan ürün ya da markadan alakasız komik bir videonun, küçük bir kısmında markanın logosunu görürdük. Bunu bir kez fark ettikten sonra, o video bizim için her zaman o markayı çağrıştırırdı. Ancak dikkatli bir izleyici değilsek markanın logosunu görememe ihtimalimiz hayli yüksekti. Bu dönem reklamcılığın internet videoları ile tanıştığı ilk dönemlerdi. Ancak daha sonra reklamı ya da mesajı böyle gizli saklı görmektense alenen görür olduk.

Bugün geldiğimiz noktada ise artık, ürün ya da hizmetin reklam ve tanıtımını bizzat kullanıcılar yapıyor. Bir masa lambası ya da bir araba alırken kullanıcı forumlarına ve videolarına bakıyoruz. Yediğimiz yemeği, içtiğimiz kahveyi, bindiğimiz metroyu her şeyi paylaşıyoruz... Bunun ne kadar sağlıklı bir davranış olduğunu düşünmeyi şimdilik bir kenara bırakalım. Bu kadar paylaşma meraklısıyken, yeni bir işe başladığımızı da elbette paylaşacağız. Hele ki bir hoş geldin kiti aldıysak kesinlikle Instagram ve tik tok profilimizi bununla dolduracağız.

Geçenlerde bu şirket ile ilgili okuduğum makalede doğru hoş geldin kiti vermenin, genişleyen etkilerinden söz ediyordu. Şöyle ki; şirkete başlayıp kendisini etkileyen bir hoş geldin kiti alan yeni çalışan, bunu hemen sosyal medyadan duyuruyor ve bir de TikTok’un hızlı etkisi ile yeni çalışanın yaydığı pozitif etki potansiyel çalışanlar üzerinde çok olumlu etki yaratıyormuş.

Ve evet bu nedenle “ucuz” değil, özellikle pahalı hoş geldin kitleri belirleniyor. Çünkü pahalı hoş geldin kitlerinin yarattığı etki, bu alana yatırılan paradan çok daha fazla oluyormuş. Pandemiden önce hoş geldin kitlerine ayrılan bütçenin, evden çalışmanın bir norm haline gelmesinden sonra 2.000-2.500 TL’ye aşan rakamlara ulaştığı söyleniyor. Go Swag müşterileri olan büyük uluslararası şirketler ve yazılım şirketlerinin 12 bin TL’yi aşan başlangıç hediyeleri verdiklerini de belirteyim.

Bu arada ucuz olmamasının yanı sıra Z Kuşağı’nın zevk ve isteklerine hitap etmesi gerektiğinin de altını çizmek gerekiyor. Öyle alelacele düşünülmeden seçilmiş veya düşüncesizce alınmış bir hediye, nasıl alan kişiyi mutlu etmezse, aynı şekilde hoş geldin kitlerinden çıkan hediyelerin özenli olması gerekiyormuş. Bizim ülkemizde de hoş geldin kitleri yaygınlaşıyor. Geçenlerde şirket çalışanlarımdan biri işe giren bir çalışanın, şirketten hoş geldin kiti gelmediği için sosyal medyada olumsuz mesajlar yazdığını söylediğinde eski tüfek bir yönetici olarak hayretimi gizleyemedim tabii ki...

Peki ben bu yazıyı neden -mış, -muş şeklinde yazıyorum. Ben hediyenin kalpten verilenine inanıyorum. Hediyenin değeri ya da şekil şartının yerine getirilmesi için yapıldığında değerli olmadığını, yeni başladığı şirketinden hoş geldin kiti almadığı için şirketi sosyal medyada karalayan çalışanın şirkete değer katmak gibi bir düşüncesi olmadığını düşünüyorum.

Çalışanlara çalışmaları katkıları için hediye vermek, belli bir yılı doldurduğu için takdir etmek daha makul gözüküyor. Çalışanın kendini değerli hissetmesi için yapılacak şeylerin fiziksel hediyeden farklı bir yönü olması gerekmez mi?

Nasıl Bir İK