Bana özel İK

Nasıl Bir İK programımızın bu haftaki konuğu Banu Çevik oldu. Banu Hanım Honeywell Türkiye, İsrail ve Orta Asya Bölgesi İnsan Kaynakları Lideri.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ayşe Nazmiye UÇA-Datassist Bordro Servisi/Yönetim Kurulu Başkanı

Nasıl Bir İK programına hoş geldiniz. Bu isimle ilk programımız o yüzden oldukça heyecanlıyız, herkes için hayırlı olmasını diliyoruz. Programımızın ilk konuğu...

Banu Çevik, hoş geldiniz.

Merhaba, beni davet ettiğiniz için teşekkür ediyorum.

Honeywell marka olarak çok duyulan bir isim ama bir de sizden dinlemek isteriz. Honeywell kimdir ve ne iş yapar?

Honeywell daha sürdürülebilir, daha akıllı, daha bağlantılı ve daha güvenli bir dünya için çalışan, bu amaçla sürekli olarak yeni çözümler geliştiren, dünya genelinde 100 binden fazla çalışanı olan, ABD merkezli lider bir teknoloji firmasıdır. Siz günlük hayatınızda çok fakına varmasanız da aslında Honeywell arabanıza koyduğunuz çevreci yakıtın geldiği rafineride, taktığınız emniyet kemerindeki sağlam lifl erde, klimanızı açtığınızda sizi serinleten daha çevreci ve daha verimli soğutucu akışkanlarda, bir uçağa bindiğinizde güvenle uçmanızı sağlayan neredeyse tüm elektronik ve aviyonik sistemlerde hayatınızın tam içerisinde olan bir firma.

Hepimizin hayatına damga vuran bir pandemi dönemi oldu ve hepimizin yaşamını değiştirerek bakış açımızda da değişiklikler yarattı. Honeywell açısında bu süreçte neler oldu?

Aslında ‘Bana Özel İK’ mantığımız ve stratejimiz pandemi ile başladı. Yıllarca eğitim alsak dahi edinmekte zorluk çekebileceğimiz, öngöremeyeceğimiz bir süreç deneyimledik ama İnsan Kaynaklarına dönüşü çok daha farklı oldu biliyorsunuz, artık laptoplarımızı iş yerimiz gibi görmeye başladık ve iş değiştirmek laptop değiştirmekle neredeyse eşdeğer oldu. İşte burada çalışan bağlılığı ve deneyimi, yani ‘employee experience’ dediğimiz şeyle çok daha farklı bir sistem geliştirildi.

Programdan önce konuştuğumuzda dediniz ki ‘Biz Honeywell’den bir iç göç verdik.’ İç göçten biraz bahsedebilir misiniz?

Pandemi döneminde bildiğiniz gibi belirli sektörlerde hareketlenme gözlemlendi. Birçok meslektaşımla birlikte bu yetenek göçü sürecini deneyimlemek durumunda kaldık. Biz bunu çok keyifl i bir şekilde deneyimledik çünkü bizim iç göçümüz arttı. Çalışanların yeteneklerini global firmalara transfer etmek bütün İK’cıların hedefl eri arasındadır aslında. Ancak biz bunu aşırı bir şekilde deneyimlemeye başlayınca Türkiye, İsrail ve Orta Asya bölgesi olarak stratejilerimizi gözden geçirmeye, İK süreçlerimizi kuvvetlendirmeye başladık. Diğer taraftan da buradan yetenek göçü olarak adlandırdığımız transfer ile giden arkadaşlarımız daha yüksek pozisyonlara terfi alarak, mutlu olarak gittiler.

Sizin transfer ettiğiniz kişilerin benzer görevlere ya da daha alt görevlere değil, promosyon alarak daha yüksek görevlere gitmesi çok ince ve güzel bir konu. Son derece gurur vericidir. Neden sizce?

Bu kadar hassas alanlarda çalışırken zaten yeteneği takip etmek durumunda oluyorsunuz. Sektörü iyi tanımak ve yetenekleri bulup organizasyonunuza çekmekle yükümlü bulunuyorsunuz. Doğal olarak da bütün çalışanlarımız çok yetenekliler ve bununla beraber siz doğru bir İK stratejisi belirleyip, doğru bir kariyer planı çizip ve eğitim olanaklarını doğru bir şekilde sunabilirseniz, tabii ki bu yetenekleri daha da geliştirebiliyorsunuz.

Honeywell’de sizi en çok ne etkiliyor? İyi hissettiğiniz veya kendinizi gerçekleştirebildiğinizi düşündüğünüz neler var?

Bir kişinin dahi kariyer hayatındaki gelişimine, başarısına eşlik ediyor olabilmek bence mükemmel bir tecrübe. Honeywell’de başkalarının kendilerini gerçekleştirmesine destek olmak bana muhteşem bir mutluluk ve haz veriyor. Ayrıca çeşitliliğe önem verip, çalışanın kariyer gelişimi üzerine çok ciddi çalışmalar yapan bir firmadaysanız, kendinizi ve kendi biriminizi kıymetli ve değerli hissediyorsunuz. Bu da size keyif veren bir diğer uygulama oluyor.

Honeywell yüz bin çalışanının üzerinde olduğu ve hayatımıza dokunan araştırma ürünlerinin olduğu bir şirket. Dolayısıyla da farklı coğrafyalarda aynı dili konuşabilmek şirket kültürünü korumak, standardizasyonu sağlamak kolay değil. Nasıl bir sistemle bunu yapıyorsunuz? Bunun için bir eğitim sisteminiz var mı?

Pandemiden önce kendi bölgelerimizde düzenli olarak yüz yüze eğitimler vermeye çalışıyorduk. Pandemiyle beraber bu eğitim programlarını sağlayamıyor olmamız, daha dijital çözümlere gitmemiz gerektiğini hatırlattı ve yaklaşık bir yıl önce ‘Honeywell Accelerator’ adlı eğitim portalımız hayata geçti. Bu eğitim portalı hem kendi kariyer imkanlarınıza hem de yetenekleriniz ve yetkinliklerinize göre size özel eğitimler sunabiliyor. Çok spesifik bir alanda teknik bir eğitim almak istediğinizde bunu alabiliyorsunuz. Örneğin, bir İK profesyoneli olarak eğer istiyorsanız finans ya da mühendislik gibi merak ettiğiniz başka bir alanda da kendinize eğitim atayabiliyorsunuz. Bu sayede sizinle aynı departmanda çalışmayan insanlarla da aynı dili konuşabiliyorsunuz.

Bana Özel İK’nın başka hangi parçaları var?

Çalışan, Honeywell’e ilk adımını attığından itibaren Honeywell kariyeri boyunca ne ister diye düşündük. Unutulmaz bir işe giriş deneyimi yaşatmak istedik ve bunun da en sağlam bacaklarından birisi olarak, yeni başlayan arkadaşlarımıza bir mentor ataması yapmak olduğunu düşündük. Çünkü bu kadar çeşitli bir alanda hizmet verirken, tek başına kendi kendinizi geliştirmek de çok kolay olmuyor. Bütün organizasyonu tanımak büyük bir zaman alıyor. Bunun için de bir mentorle güzel bir merhaba diyoruz. Hemen ardından bir kariyer planlaması yapmak üzerine çalışmaya başlıyoruz. Bir İK oryantasyonumuz var ve bununla birlikte bir business oryantasyonumuz da oluyor. Sadece kendi alanını değil, diğer iş kollarını da tanımasını sağlıyoruz.

Gelişime açık kişileri seçerken neye dikkat ediyorsunuz?

Bir CV’ye baktığınızda kendini geliştirmek isteyen bir çalışanın aldığı eğitimleri, aldığı konuları, ilgi duyduğu alanları özellikle detaylandırdığında, bunu gözlemleyebiliyorsunuz. Ayrıca işe alım görüşmelerimizde de bu konuyu özellikle analiz ediyoruz.

Siz Honeywell’de kendinizi nasıl geliştiriyorsunuz?

Bizim Honeywell’de bir sosyal kulübümüz var ‘Social Well’ adını verdiğimiz. Arkadaşlarımızla birlikte sosyalleşmek ve kültürel anlamda da kendimizi geliştirebilmek üzerine kurguladığımız bir sistemimiz var. Buna ek olarak da TLC adını verdiğimiz ‘Teach- Learn-Colloborate’ (öğret, öğren, iş birliği yap) başlıklı bir programımız var. Burada önceliğimiz şu; arkadaşlarımız hobileriyle ilgili kendi istedikleri bir konuyla ilgili paylaşımda bulunmaları, ancak bu işle ilgili olmak zorunda değil tabii ki. Her hafta çarşamba günü bu seriyi devam ettiriyoruz.

Peki Honeywell’in çeşitliliğe önem veren bir firma olduğunu söylediniz. Birçok ülkede, bulunuyorsunuz ve bu çeşitliliğin bir kotada erimesi son derece önemli. Bunun karşılığında çok adil bir performans sistemi ya da bir ödüllendirme sisteminiz olmalı. Ödüllendirme anlamında neler yapıyorsunuz ya da doğrudan bir performans sisteminiz mi var?

Performans sistemimiz var ve bu sistemimiz çalışanları iki ana başlık üzerinden değerlendiriliyor. Davranışsal ve iş çıktısı anlamında sonuçlara bakılıyor. Bu iki kol da eşit oranda değerlendirmeye alınıyor. Çıktılara bakıldığında çalışanları mutlu görebiliyoruz ancak çalışanlara bunlar yetmiyor. Ödüllendirme ve ‘seni gördüm’ diyebilmek de çok kıymetli. Çalışanlar başarılarının ve hatta başarısızlıklarının bir geribildirim ile iletilmesini istiyorlar. Honeywell içerisinde ‘Bravo’ adını verdiğimiz bir sistemimiz var. Türkiye’de başarılı bir proje yaptığınızda, örneğin Hindistan’daki bir çalışma arkadaşıyla birlikte yaptığınızda, oradaki lider size bir bravo gönderiyor. Sizin Honeywell CV’nizde aldığınız bütün bravolar gözüküyor. Sizin sayfanızı açtığımızda hangi başarıları gerçekleştirdiğinizi, kimlerin tebrik ettiğini görebiliyoruz.

Nasıl Bir İK