Türkiye’nin zengin ülkelerle gelir farkı giderek açılıyor!

Toplum Çalışmaları Enstitüsü, 'Büyük Ayrışma' kavramı üzerinden dünyada ve Türkiye’de gelir eşitsizliğinin boyutlarını ele aldı. 1960’lardan bu yana dünyadaki gelir dağılımında Türkiye'nin de yerini inceleyen analist Yağmur Uzunırmak, küresel gelir farkında makasın gidere açıldığını belirtirken, “İstikrarlı ve yüksek büyüme sağlanamadığı sürece Türkiye’nin üst gelir grubuna mensup toplumlarla arasındaki ekonomik fark açılarak devam edecektir” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Türkiye’nin zengin ülkelerle gelir farkı giderek açılıyor!

Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nden (TÇF) analist Yağmur Uzunırmak'ın “Dünya Ekonomisi Büyürken ‘’The Great Divergence’’ ve Türkiye’nin Konumu” başlıklı analizinde, “Büyük Ayrışma” Türkçe’ye geçen “The Great Divergence” kavramının değişimini ortaya koydu.

Tarihi süreç içerisinde Batı Avrupa toplumları ve dünyanın geri kalanı arasında yaşam standartları ve üretkenlik gibi alanlarda meydana gelen farklılaşmayı işaret eden “Büyük Ayrışma”, bugün itibarıyla Batı Avrupa gibi sınırlı bir coğrafyadan ziyade “gelişmiş ülkeler” ve “diğerleri” arasında ekonomik açıdan oluşan farklılıkları gösteriyor.

Analizde gelir farklarındaki değişim ve geleceğe yönelik beklentiler anlatıldı.

Dünyada kişi başına düşen gelir arttı

Dünya Bankası verilerine göre 1960 senesinde 450 Amerikan doları olan küresel kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH), 2023 senesi itibarıyla 13.138 Amerikan dolarına ulaştı.

Ülkeler gelir düzeylerine göre gruplandığında, söz konusu iyileşmenin bütün ülkelerde ortaya çıkan bir durum olmadığı görülürken, 1960-2023 arası dönemde gelir gruplarına göre, sınıflandırılan ülkelerde ortalama kişi başına düşen GSYİH’nin gelişimine bakıldığında iki önemli hususu ortaya çıkıyor:

Birincisi, dünya GSYİH’nın ortalamasındaki artış çok büyük oranda üst gelir grubuna mensup ülkelerdeki gelir artışından kaynaklandığı, ikincisi de orta-alt ve alt gelir grubuna mensup ülkelerin ekonomik koşullarını iyileştirmede uzun süredir büyük zorluk çektiği gerçeği oldu.

1960 ve 2023 senelerinde farklı gelir gruplarını oluşturan ülkelerin ortalama kişi başına düşen GSYİH’larına bakıldığında, üst gelir grubunun ortalaması 1.204 Amerikan dolarından 48.220 Amerikan dolarına yükseldi. Ancak aynı dönemde dünya ortalaması ile üst gelir grubu arasındaki fark 753 Amerikan dolarından 35.082 Amerikan dolarına çıktı.

Farklı gelir grupları arasında neden böyle bir ayrışma oluştu?

Ülkelerin 1960-2023 seneleri arasında sergilediği ekonomik performans bu durumu açıklıyor.

Ülkelerin kişi başına düşen GSYİH’larını ABD’nin GSYİH’sına bölünmesiyle aynı dönemde ülkelerin yakaladıkları büyüme oranlarının ortalaması kıyaslandığında ülkeler bazında ayrışan durum görülüyor.

1960 senesi itibarıyla kişi başına düşen GSYH’nin büyüklüğü bakımından ABD’ye yakın olan, dikdörtgen içerisine alınmış bir dizi ülke, 1960-2023 arası dönemde ABD’ye yakın büyüme oranları yakalarken, buna karşılık bu grubun dışında kalan ve refah düzeyi olarak ABD’ye kıyasla çok geride olan ülkeler, farklı ekonomik performanslar ortaya koyuyor.

Türkiye, yakaladığı yüzde 2,91’lik oranla söz konusu dönemde dünya ortalamasının yüzde 1,86) üzerinde büyürken, üst gelir grubuna mensup ülkelerle arasındaki farkı kapatmak için gerekli olan büyüme oranlarına erişemiyor.

Refah düzeyi yüksek ve gelişmiş ekonomiler birbirine yakın oranlarda ve istikrarlı şekilde büyümeye devam ederken dünyanın önemli bir bölümü onları yakalayacak gerekli ekonomik performansı göstermekten son derece uzak kalıyor. Görece geride olan ekonomilerden çok sınırlı bir bölümü aradaki gelir farkını kapatabilecek kadar önemli aşamalar kaydedebiliyor.

Farkı kapatmak zorlanıyorlar

1995-2023 senelerine ait veriler, ülkelerin büyük çoğunluğunun bir üst gelir grubuna geçmekte ve farkı kapatmakta ne kadar zorlandığını gösterirken, Estonya, Çekya ve Suudi Arabistan’ın bulunduğu grup, 1995 senesinde orta-üst gelir grubunda yer alırken yakaladıkları ekonomik büyüme neticesinde 2023 senesi itibarıyla üst gelir grubuna geçiyor.

1995 itibarıyla orta-alt gelir grubunda bulunan üç ülke; Rusya, Romanya ve Bulgaristan, aradan geçen sürede iki kategori birden atlayarak üst gelir grubuna çıkarken, buna karşılık Türkiye aynı dönemde ancak orta-alt gelir grubundan orta-üst gelir grubuna çıkmayı başarabiliyor. Dünya ortalaması her iki dönemde de orta-üst gelir grubu eşik değerlerinin içerisinde kalmıştır.

Bazı başarılı örneklere karşın, ülkelerin önemli bir bölümü uzun süredir alt ve orta gelir grubunda takılı kalarak, üst gelir grubuna çıkma konusunda problem yaşıyor.

Türkiye farkı kapatabilir mi?

2031 yılına kadar olan süreçte ülkelerin ekonomik büyümelerine ilişkin Harvard Growth Lab’in tahminlerine göre; Çin, Vietnam, Endonezya ve Hindistan ile birkaç Afrika ülkesinin söz konusu dönemde önemli büyüme oranlarının yakalanması beklenirken, gelişmiş ekonomilerin yüzde 2-3 aralığında değişen oranlarla büyümeye devam edeceği öngörülüyor.

Türkiye, yüzde 4,34’lük büyüme tahminiyle analize konu edilen 133 ülke arasında 20. Sırada yer alıyor. Tahminlere göre bazı Uzak Doğu Asya ülkeleri dışında diğer ülkelerin önemli bir çoğunluğu üst gelir grubuna yakınsamak için gerekli olan ekonomik büyüme oranlarından uzak bir performans çizerken, tablo ülkeler arasındaki gelir farkının gelecek yıllarda da artarak devam edeceğini gösteriyor.

Ne bekleniyor?

Sonuç olarak; dünyada gelir düzeyleri arasındaki farkın gittikçe arttığı görülürken, Doğu Avrupa ve Baltık bölgeleri dışında sınırlı sayıda ülkenin önemli ekonomik gelişmeler kaydedebildiği, buna karşılık gelişmiş ekonomilerin büyümeye devam ettikleri görülüyor.

Üst gelir grubuna mensup ülkeler her sene yakaladıkları istikrarlı büyüme neticesinde gelirlerini artırırken, buna karşılık geri kalan ülkelerin önemli bir bölümü ülkelerine seviye atlatacak ekonomik kazanımlar elde etmekte zorlanıyor. Böylelikle üst gelir grubuna mensup ülkelerle diğerleri arasındaki fark açılarak devam ediyor.

Türkiye, her geçen yıl üst gelir grubundaki ülkelerle açılan gelir farkını kapatabilmek için istikrarlı şekilde önemli büyüme oranları yakalama ihtiyacı hissederken, analizler de istikrarlı ve yüksek büyüme sağlanamadığı sürece Türkiye’nin üst gelir grubuna mensup toplumlarla arasındaki ekonomik farkın açılarak devam edeceğini gösteriyor.

Küresel Ekonomi