Şarkılarla küresel ekonomik görünüm: Düşenin dostu olmaz!

Allianz Trade’in Küresel Görünüm Raporu’na göre, 2025 yılı, hâlâ perdenin arkasında olup bitenlerin yakından takip edilmesi gereken bir yıl olabilirken, her yıl sonunda olduğu gibi ekonomik görünüm için “Wicked” müzikalinden esinlenerek oluşturulan çalma listesi paylaşıldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Şarkılarla küresel ekonomik görünüm: Düşenin dostu olmaz!

Allianz Trade’in 2025-2026 yılını ele aldığı Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’na göre, enflasyonun yok olmasına az kaldı. Rapora göre 2025 yılı, hâlâ perdenin arkasında olup bitenlerin yakından takip edilmesi gereken bir yıl olabilir. Seçimlerle geçen bir yılın ardından, 2025 yılı tamamen etkili politikalar oluşturabilmekle ilgili olacak.

Allianz Trade’in dünyanın dört bir yanındaki uzman ekonomistlerinin araştırmaları ile hazırlanan Ekonomik Görünüm Raporu’nun 2025-2026 yıllarını ele alan güncel raporu yayınlandı. Raporda “enflasyonun yok olmasına az kaldı” ifadesine yer verilirken piyasaların bu yıl yeni bir zirveye ulaşacağı ve herkesin aklında “Riskli varlıklar “popüler” olmaya devam edecek mi?” sorusunun olduğu vurgulandı. Allianz Trade, her yıl sonunda olduğu gibi 2024 yılı sonunda da ekonomik görünümü müzikal bir ilham ile değerlendirdi ve Wicked müzikalinden esinlenerek oluşturduğu ekonomik görünüm çalma listesini paylaştı.

Küresel ekonomik büyüme

“Hayatı dans ederek yaşamak” tam anlamıyla mümkün değil yorumu ile küresel ekonomik büyümeyi değerlendiren rapora göre; küresel reel GSYH büyümesinin 2025-2026 döneminde yüzde 2,8 ile mütevazı ancak istikrarlı bir artış göstermesi bekleniyor. Gelişmiş ekonomilerde büyümenin, 2025 yılında yüzde 1,8 olacağı ve 2026 yılında hafifçe yavaşlayarak yüzde 1,7’ye gerileyeceği bilgisi raporda yer alıyor. Gelişmekte olan ekonomilerde ise büyümenin her iki yılda da yüzde 4,1 oranında güçlü artışını sürdüreceği tahmini bulunuyor. Allianz ekonomistlerinin ABD için büyüme öngörüsü 2025 için yüzde 2,3 ve 2026 için ise yüzde 1,8. Euro Bölgesi’nin ise 2025’te yüzde 1,2 ve 2026’da yüzde 1,5 büyümesi beklendiği raporda belirtiliyor. Avrupa’da İspanya ve İrlanda gibi ülkelerin bölge ortalamasının üzerinde büyümeler kaydederek bölge ortalamasını sürükleyeceğine değinilirken, Almanya’nın da iki yıllık resesyonun ardından mütevazı bir büyüme kaydetmesinin beklendiği raporda verilen tahminler arasında. Daha tüketim odaklı bir ekonomiye geçiş sürecini sürdürürken dış ticaret baskılarını da yönetmesi gereken Çin’de ise büyümenin, 2025 yılında yüzde 4,6 olması ve 2026’da yavaşlayarak yüzde 4,2’ye gerilemesi beklentiler arasında bulunuyor. 

“İstenmeyen bir şey” mi yaklaşıyor?

Raporda, Wicked müzikali etkisi ile esprili yorumlarda bulunan ekonomistler; seçimlerle dolu bir yılın ardından hem ekonomi geneli hem de sermaye piyasaları üzerinde “büyücülerin” etkisi olacağını nüktedan bir şekilde aktarıyor. ABD’de seçim gibi büyük siyasi değişikliklerin, ekonomik görünümü yeniden şekillendirebileceği ve belirsizlikler yaratabileceği dikkat çeken yorumlardan. Büyük ekonomik güçler arasındaki gerilimlerin de bir parçası olduğu jeopolitik risklerin, küresel istikrar için büyük bir endişe kaynağı olmaya devam ettiği rapordaki yorumlar arasında bulunuyor. Rapora göre; 2025 yılının ikinci çeyreğinde ABD’nin Çin’e yönelik gümrük tarifelerini yüzde 60’a, diğer ülkeler için yüzde 10’a çıkaracağı olası bir ticaret savaşı ABD’de enflasyonu artırabilir ve küresel büyümeyi zayıflatabilir. Öte yandan ABD’deki göçmen kısıtlamaları, temel sektörlerde iş gücü piyasalarını zorlayarak enflasyonist baskıları artırabilir. Para birimi müdahaleleri gibi Fed’in bağımsızlığına yönelik tehditlerin finansal riskleri önemli ölçüde artırabileceği de raporda yer alan olasılıklar arasında. Ek olarak maliye politikalarında çok büyük kamu harcama kesintileri veya geniş kapsamda vergi indirimleri gibi değişikliklerin piyasanın güvenini ve beklentilerini olumsuz etkileyebileceği de uzmanların yorumları arasında bulunuyor. Rapora göre; Orta Doğu’da ise ABD’nin İran’a karşı daha sert bir tutum alması, büyümeyi yavaşlatabilir ve petrol fiyatlarını artırabilir. Benzer şekilde, ABD’nin Tayvan’a verdiği desteği azaltması ve bu ülkeye yönelik tarifelerin artması yarı iletken hisseleri üzerinde olumsuz etki yaratabilir.

“Düşenin dostu olmaz”

Rapora göre enflasyon nihayet 2025 yılında yüzde 2’ye gerileyerek para politikalarının 2025 sonuna kadar gevşemeye devam etmesine imkân tanıyan bir zemin oluşturdu. Uzmanlar raporda, “sonunda” merkez bankası politikaları enflasyonu kontrol etmekten kafasını biraz kaldırıp büyümeyi desteklemeye yönelebilecek yorumunda bulundu. Korumacı tedbirlerin artması ve çatışmaların sonunun gelmemesi taşıma maliyetlerinin artmasını tetikleyerek, üretim-zincirlerinde daha fazla sıkışmaya neden olup enflasyonu geçici olarak artırabilir. Raporda, “Fed, BoE ve AMB’nin 2026 yılı sonuna kadar politika faiz oranlarını önce yüzde 3,5 sonra yüzde 3,25 ve son olarak da yüzde 2 oranlarına düşürmesi bekleniyor” ifadesi yer alıyor. Aşırı ekonomik ısınma karşısında faiz artışlarına gitmek zorunda kalan Brezilya gibi ülkeler hariç olmak üzere uzmanlar, gelişmekte olan ülkelerde de para politikasında temkinli bir gevşemenin başlamasını bekliyor.

“Hiçbir iyilik” cezasız kalmaz

Rapora göre; piyasalar şimdiden merkez bankaları için belirgin bir gevşemeyi fiyatladırdığından devlet tahvili getirilerinin önümüzdeki iki yılda genel olarak sabit kalması bekleniyor. ABD’de büyük bütçe açıklarının etkileri ve Avrupa’da hızlandırılan parasal sıkılaşmanın, politika faiz oranlarının düşüşünden kaynaklanan aşağı yönlü baskıyı dengeleyeceği raporda belirtilyor.

Riskli varlıklar için görünüm tamamen “harika” değil

Kazançlardaki toparlanma ve güçlü temel finansalların riskli varlıkların değer artışını desteklemeye devam etmesi, hisse senetlerinin toplamda ortalama yüzde 8-10 getiri sağlaması ve kredi spreadlerinin 2025 ve 2026 boyunca istikrarlı kalması raporu hazırlayan ekonomistlerin beklentileri arasında. Ancak, yüksek değerlemeler, ekonomik belirsizlikler ve sektörel yoğunlaşma riskleri, kazançları sınırlayabilir ve riskli varlıkları beklenmedik siyasi veya ekonomik şoklara karşı kırılgan bırakabilir.

“Nedir bu hissettiğim?”

Raporda “Şirketler için belirsizlik devam ediyor” deniliyor ve politika değişiklikleri ile jeopolitik risklerin yarattığı zorluklara rağmen, yapay zekâ ve teknoloji gibi sektörlerin büyümeye devam edeceği beklentisi vurgulanıyor. Bunlara ek olarak altyapı ve sürdürülebilir sektörlere yatırımların da artacağını öngörüsü raporda paylaşılıyor. Ticari iflasların 2025 yılında yüzde 2 oranında artacağı ve 2026 yılında yüksek seviyelerde istikrara kavuşacağı da rapordaki tahminler arasında bulunuyor.

Küresel Ekonomi