Rusya’dan ekonomik ve siyasi işbirliği arayışı: 'Avrasyacılık: Ortak Vizyon' kitabı tanıtıldı
Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksey Overçuk’un genel editörlüğünü üstlendiği ve Türkçeye çevrilen “Avrasyacılık: Ortak Vizyon” kitabı tanıtıldı.
Mehmet KAYA
ANKARA – Rusya Federasyonu Başbakan Yardımcısı Aleksey Overcuk’un koordinatörlüğünde, Rusya Barış Vakfı ve Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsünün girişimiyle hazırlanan Avrasyacılık: Ortak Vizyon kitabı tanıtımı ve Avrasyacılık kavramı Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde düzenlenen yuvarlak masa toplantısıyla tanıtıldı. Toplantıya, Rusya Federasyonu Büyükelçisi Aleksey Erkhov da katıldı.
Büyükelçi Erkhov konuşmasında, bölgede “tektonik kırılmalar” yaşandığını ve sınırların, ekonominin, siyasal yapıların değişme gösterdiğini belirterek, yeni cepheler oluştuğunu kaydetti. Dünyada yeni kalkınma stratejileri inşa edildiğini ve Avrasyacılık yaklaşımının bu nedenle ele alınmasının önemli olduğunu kaydeden Erkhov, Avrasya’da yeni bir ekonomik işbirliği inşa edildiğini, Avrasya’nın dünyaya etki etme gücü bulunduğunu söyledi.
Alikber Alikberov: Alternatif bir işbirliği ve kalkınma modeli
Kitabı tanıtan Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Müdürü Alikber Alikberov ise Avrasyacılık yaklaşımında her ülkenin kendini “merkez” olarak tanımladığını belirterek, “Asya, Avrupa arasında köprü değiliz. Avrasya’da her ülke merkez. Ana yaklaşım bu” dedi. Kitapla ortaya koydukları yaklaşımın tartışma sürecini başlatma amacını taşıdığını, geliştirilmesi gereken bir çerçeve sunduğunu söyleyen Alikberov, kültürel, tarihi bilgiler yanında, Avrasyacılık vizyonu ortaya koymaya çalıştıklarını anlattı. Avrupa’nın etnik ve dini ülke yapısına karşılık, Avrasya’nın tarihte ve bugünlerde, etnik, dil ve kültür olarak çeşitliliğe sahip olduğunu, bu nedenle işbirlikleri için geniş bir altyapı bulunduğunu vurguladı.
Kitabın gelecek vizyonu bölümünde Dünyanın yeni çeşitli kamplara bölüneceği tezine dayandığını kaydeden Alikberov, Avrasyacılık yaklaşımının yeni ve alternatif bir kalkınma, bir işbirliği modeli olarak ortaya çıktığını kaydetti.
Türkiye ve Rusya’nın işbirliğinin imkanlarına da değinen Alikber Alikberov, Rusya’nın Türkiye ile işbirliği yapmak istediğini, Avrasya’nın işbirliğini önemli gördüğünü vurgularken, Rusya’nın “pek dillendirilmek istenmese de” Slavlardan sonra en büyük nüfusunun Türk olması, yine nüfusunun çok büyük bir kısmının müslüman olması nedeniyle, hem islam, hem de çok etnik yapılı bir ülke olduğunu kaydetti. Alikberov, “İşbirliği dediğimizde çok geniş bir alandan söz ediyoruz. Bu bütün ülkelerin menfaatinedir. Diğer yandan, ülkelerin hiçbirinin medeniyetinin bozulmasından, bölücülük ya da rekabet doğumak gibi bir şeyden söz etmiyoruz, bunu kimse istemez” dedi.
Çağrı Erhan: Avrasyacılık Dünya için bir umut ama…
Toplantının açılış oturumunda konuşan Altınbaş Üniversitesi Rektörü ve Türkiye ile Rusya üniversiteleri arasındaki çalışmalarda da rol alan Çağrı Erhan da, Avrasya’nın kültürel, tarihsal ya da coğrafi kodlarla ortaya konulmasının yanlış olacağını savundu. “Avrasyacılık dünya için bir umuttur” diyen Çağrı Erhan, buna rağmen içinin doldurulmamış bir kavram olarak ortaya çıktığını, mevcut politik ortamda da her ülkenin kendi bakış açısıyla yön ve şekil verdiği çeşitli kurum ve kuruluşlarla ortaya çıkan bir Avrasya manzarası bulunduğunu, Avrasyacılıktan söz edilebilecekse buna yön vermek isteyen her ülkenin nasıl bir yön vermek istediği noktasında karar alması gerektiğini söyledi.
“Hiyerarşik ön kabule dayalı dünya düzeni artık yok. Bileği bükülmez bir hegemon devletin kontrol ettiği bir alan yok artık” diyen Çağrı Erhan, “Üçüncü Dünyacılık” ve benzeri soğuk savaş terminolojisiyle küçümseyici söylemlere karşılık, gerçek görünümün Avrasya’nın dünya düzenine etki etme potansiyeli olduğunu savundu.
BRICS kurumsallaşmalı
Avrasyacılığın kavram olarak kabulünden öteye başarısı için somut olarak ne yapılmak istendiğinin ortaya çıkması gerektiğini kaydeden Çağrı Erhan, bu tür yaklaşımın kapsayıcı olacağını, ülkelerin ortak söylem geliştirebileceğini Gazze ve Lübnan’a yapılan İsrail saldırılarına karşı ortak bir söylemin ortaya çıkmamasının bu alandaki eksikliğe örnek olduğunu savundu.
BRICS’in Avrasyacı yaklaşımın merkezi kurumu olmaya aday tek örgütlenme olduğunu söyleyen Erhan, gevşek ve kurumsal olmayan bu yapının bir örgütlenmeye gitmesi halinde diğer katılarda bu örgüte sempatiyle bakan ve üye olmak isteyen ülkelerin çekineceği endişesinin iyi bir kurumsal tasarımla aşılabileceğini; BRICS’in yeni dünya düzeninde rol oynayabilecek en önemli Avrasya kurumu olmak için tek aday durumda olduğunu savundu.