RCEP, Türkiye'ye yeni ihracat pazarları açabilir
2030 yılında küresel GSYH'nin %50'sini oluşturması beklenen RCEP anlaşması, DEİK Asya Pasifik İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Murat Kolbaşı'na göre bölgeyle dış ticarette geçen yıl 35 milyar dolar açık veren Türkiye için yeni ihracat pazarlarının kapılarını aralayabilir.
Çin’in de aralarında olduğu 15 Asya Pasifik ülkesinin hafta sonu imzaladığı tarihin en büyük ticaret anlaşmasının COVID-19 pandemisiyle sekteye uğrayan küresel ticarete ivme kazandırması ve Türkiye’ye de bölgede yeni ihracat pazarları açması bekleniyor.
DEİK İcra Kurulu Üyesi ve Asya Pasifik İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Murat Kolbaşı, yakından takip ettikleri Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) anlaşmasına ilişkin yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin anlaşmaya taraf ülkelerden üç tanesiyle serbest ticaret anlaşmasının (STA) olmasının uzun vadede bir avantaj olduğunu ve anlaşmanın bölgede Türkiye’ye yeni ihracat pazarları açabileceğini söyledi.
Türk şirketler muhakkak bu pazara odaklanmalı
İki ASEAN üyesi Malezya ve Singapur’la ve Güney Kore’yle STA’larımız olduğunu belirten Kolbaşı, RCEP’e imza atan ülkelerin tamamının DEİK’in Asya Pasifik Bölgesi’ne dahil olduğunu hatırlatarak şu değerlendirmeleri yaptı: “RCEP’e imza atan 15 ülkeden üç tanesiyle STA’larımız olması bizim için bir avantaj ve bunları uzun vadede nasıl değerlendireceğimiz önemli.
Türk firmalarının ve Türkiye’nin muhakkak bu pazara odaklanması ve burada ihracatta hak ettiği yeri alması gerekliliği var.” Anlaşmanın dünya ticareti için de çok önemli olduğunu belirten Kolbaşı, geçen yıl 19 trilyon dolar olan küresel ticaret hacminin neredeyse yarısının sadece ABD ve Çin’den geldiğini hatırlatarak RCEP ile bölgenin küresel ticaretteki payının artacağını öngörüyor ve Türk şirketleri bölgeye ihracatı artırmak için çalışmaya çağırıyor.
Bölgeyle ticaretimizde açık 35-40 milyar $
Türkiye’nin dış ticaretinde AB’nin önemli bir pay almasının AB ile 1996’da yürürlüğe giren Gümrük Birliği anlaşması sonrasında hızlandığına dikkat çeken Kolbaşı, bugün ihracatın yüzde 52’sinin AB’ye olduğunu hatırlatıp Türkiye’nin bu anlamda RCEP bağlamında nasıl avantaj yakalayacağı konusunda şunları söylüyor: “RCEP’e imza atan 15 ülkeyle dış ticaretimizi geliştirebilirsek, Türk markalarını orada yapılandırabilirsek, bunun bizim için iyi bir ihracat kapısı olabileceğini ve ihracat büyümesi gelebileceğini düşünüyorum. Asya Pasifik’le ticaretimize baktığınızda ağırlıklı olarak alım yapıyoruz. İthalatımız çok yüksek, ihracatımız düşük. DEİK Asya Pasifik bölgesine tanımladığımız 17 ülke ve 2 bölge’ye geçen yıl 35 milyar dolar 2018’de de 40 milyar dolar dış ticaret açığı vermiş durumdayız. Dolayısıyla zaten Türk firma ve markalarının ihracat hedefinde Asya Pasifik var.”
Asya'ya kültürel turizm de ihraç edebiliriz
Kolbaşı, Türkiye’nin başta Çin olmak üzere RCEP ülkelerine “deniz, güneş kültürel turizm” de ihraç edebileceğini belirterek, “Dış ticarete turizmin de olumlu etki edeceğini düşünüyorum” diyor. Türkiye’nin turizm alanında genelde denizini ve güneşini pazarladığına dikkat çeken Kolbaşı, özellikle Asyalıların daha çok kültür turizmine değer verdiğini, bunun da Türkiye için bir avantaj olabileceğini belirtiyor ve ekliyor: “Kış aylarında kapalı kalan tesisler bölgeden gelecek turistlerle faaliyete geçebilir.”
CITI: RCEP’in diplomatik mesajı da çok önemli
Citi Research’ün RCEP anlaşmasına ilişkin raporunda analistler, RCEP’in ekonomik faydalarının “ılımlı” olacağını ve gerçekleşmesinin yıllar alabileceğini öne sürüyor. Ancak raporda RCEP’in diplomatik mesajının da ekonomik mesajlar kadar önem arz ettiğine dikkat çekilerek şu başlıklar öne çıkarılıyor:
● ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘Önce Amerika’ politikalarıyla bölgeden çekildiği bir dönemde yapılan anlaşma Çin için jeopolitik bir zaferdir. Anlaşmada küreselleşmenin tersine döndüğüne ilişkin endişeleri dindiren unsurlar var.
● Bölge ülkeleri ticarete hala çok açık olduğunu ve ticarette entegrasyonun ekonomik faydalarını anladığını gösterdi.
● Çin’in kendi içine kapandığı algısını zayıflatıyor.
● Asya-Pasifik ülkelerinin konu ekonomi olduğunda ABD ve Çin arasında seçim yapmak istemediğini gösteriyor.
● Hindistan, geri çekildiği için anlaşmanın en çok kaybedeni. Paktta kalsaydı 2030 itibariyle GSYH’sini yüzde 1,1 artırabilirdi.
HSBC, anlaşmayla birlikte 2030’da küresel GSYH’nin yüzde 50’sinden fazlasının 15 RCEP ülkesinden geleceğini öngörüyor. Bloomberg Intelligence anlaşmanın 2030 yılına kadar Çin GSYH’sini yüzde 0,5; daha önce hiçbir blokta yer almayan Güney Kore’nin GSYH’sini yüzde 1,4 ve Japonya’nın GSYH’sini yüzde 1,3 artırmasını öngörüyor.