Gelişen ülke paralarını ‘acılı günler’ bekliyor
Fed’den sonra ECB’den de ‘enflasyonu düşürmek için acı çekeceğiz’ mesajı geldi. Ancak uzmanlar önümüzdeki dönemde güçlü dolar, pandeminin etkileri ve son olarak Ukrayna savaşıyla gelişen ülkelerin paralarının üzerindeki baskıların artacağı görüşünde. Erken sıkılaşmaya başlayanlar ise daha hazır.
Hilal SARI
ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell’in Jackson Hole’deki konuşmasında “enflasyonu düşürmek için acılı bir dönemden geçeceğiz” mesajının bir benzeri, cuma günü sempozyumda konuşan Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkililerinden de geldi. Uzmanlar 2008 krizinden sonraki parasal genişlemenin istikrarlı bir şekilde sonlandırılmasının önümüzdeki dönemde gelişen ülke paraları üzerindeki baskıları artıracağı görüşünde. Ancak Fed’le birlikte - hatta Fed’den önce - para politikalarını sıkılaştırmaya başlayan gelişen ekonomilerin geçmiş sıkılaşma dönemlerine göre daha hazır olacağı değerlendirmesi yapılıyor. Dolar endeksi Jackson Hole sonrası 109 seviyelerine doğru hareketlenirken, ECB’nin şahin mesajıyla 1’in üzerini kısa bir süre tekrar gören Euro’da enerji krizinden dolayı çok güçlü bir yükseliş öngörülmüyor.
ING Bank Foreks Stratejisti Francesco Pesole, Fed’in açıklamaları sonrası güçlenen doların gelişen ülke paraları için daha fazla baskı anlamına geldiği görüşünde. Pesole “Şahin bir fiyatlama doları güçlendirir. Bu da bu yıl yaklaşık yüzde 5 düşen gelişen ülke paraları için daha fazla acı anlamına geliyor” değerlendirmesini yaptı.
Wall Street Journal’da yer alan bir analizde ise Uluslararası Para Fonu verilerine göre gelişen ve kalkınmakta olan ülkelerin döviz rezervlerinin bu yıl başından haziran sonuna kadar 379 milyar dolar eridiği aktarılıyor. Haberde gelişen ülkelerin 2008’den bu yana en yüksek hızda rezervden dolar satışı yaptığına dikkat çekilerek “Bu en kırılgan ekonomilerde temerrüt dalgası riskini yükseltiyor” değerlendirmesi yapılıyor.
Fed’le birlikte sıkılaşan ‘gelişenler’ daha hazır
Latin Amerika ve Asya’da birçok gelişmekte olan ekonomi Fed’den bile önce faiz artışına başlamış, enflasyonla mücadelede Fed’in gerisinde kalmamaya çalışmıştı. Reuters’da yer alan bir analize göre Fed’den bile önce veya Fed’e paralel para politikalarını sıkılaştıran gelişmekte olan ekonomiler, büyük merkez bankalarının COVID-19 ve savaş sonrası başlayan bu sıkılaşma döngüsüne daha hazır girmiş oldu.
Türkiye istisna olmaya devam ediyor
Türkiye ise yüzde 80’i aşan enflasyona rağmen faizlerde artırıma başlamayan - aksine son toplantısında 100 bps indirim kararı alan - merkez bankasıyla istisna olmaya devam ediyor. Bu yıl dolar karşısında yüzde 27 değer kaybeden TL, dolar karşısında tarihi rekor olan 18,4 düzeyinden sadece yüzde 1 aşağıda.
“Hint Rupisi getiri eğrisine tepkide istisna”
Goldman Sachs Hindistan’a yaklaşık 30 milyar dolar yeni sermaye akışı gireceğini öngörüyor ve FX Street’teki bir analizde ABD’de hazine tahvillerinde getiri eğrisinin terse dönmesi sonucu tek yükselen gelişen para biriminin rupi olduğu vurgulanıyor. Macar Forinti, Singapur Forinti, Kore Wonu, Brezilya Reali, Meksika Pesosu getiri eğrisinde resesyon fiyatlandığında geçmişte bu harekete en duyarlı olan para birimleri. Analizde normalde bu hareketten daha az etkilenen Hint Rupisi, Malezya Ringiti ve Türk Lirası üçlüsü arasında tek yükselen para biriminin Hint Rupisi olduğuna dikkat çekiliyor.
ECB’den 100 bps artırım bekleniyor
ECB yönetim kurulundan Isabel Schnabel geçmiş sıkılaşma dönemlerine göre bu sefer enflasyonla mücadelede daha büyük ödünler verilmesi gerekeceğini vurguladı ve “Büyüme ve istihdamın darbe alması gerekebilir” dedi. Ayrıca Schnabel ve Fransa Merkez Banaksı Başkanı Villeroy de Galhau, Jackson Hole’da cumartesi günü yaptıkları açıklamalarda Fed Başkanı Powell gibi para politikalarının “uzun bir süre” sıkı kalmaya devam etmesi gerekebileceğini söyledi. Villeroy’a göre daralmaya neden olmayan ama büyüme de getirmeyecek ‘nötr faiz oranının yüzde 1 ila 2 olacağı görüşünde ve “Bu düzeye bu yıl sonundan önce ulaşılacağını” söyledi. Ayrıca Villeroy da ECB’nin hedefine ulaşılması için bankanın tüm iradesi ve kapasitesinin kullanılacağına dikkat çekti.
Euro haftaya güçlü başlayabilir ama…
Bu durum piyasalarda ECB’den 100 bps’lik bir artırım gelebileceği beklentisini güçlendirdi ve euro/dolar paritesi bu beklentilerle haftaya yükselişli bir başlangıç yapabilir. Öte yandan dolarda uzun soluklu bir güçleniş bekleniyor ve enerji krizine bağlı bir resesyon başta euro olmak üzere tüm Avrupa para birimlerini baskılamaya devam ediyor.
“Gelişenler üzerinde eski döngülerdeki baskı yok”
Monex Avrupa’dan Foreks Analizleri Direktörü Simon Harvey, Fed Başkanı Jerome Powell’in konuşmasının nispeten beklentilere paralel olduğunu söylüyor. Harvey’e göre Jackson Hole’da Powell’in konuşması sonrası gelişen ülke paralarında görülen yükselişin sebebi de beklentilere paralel şahin bir konuşma gelmiş olması. Harvey “Piyasayı faiz artışlarının hızını yavaşlatacakları fi krine yönlendirmeye çalışacaklar ancak bunu faizlerin daha uzun süre yüksek kalacağı fi kriyle bertaraf edecekler” değerlendirmesi yapıyor. Gelişen ülke paraları üzerinde eski sıkılaşma döngülerindeki gibi bir baskının ise görülmediğini aktaran Harvey, “ABD Hazine tahvilleri incelendiğinde daha fazla resesyon fi krinin fiyatlandığını görüyoruz. Ancak aynı zamanda Fed politikalarının tahvillerdeki risk hareketine karşı hassas olan gelişen ülke paraları üzerinde aynı baskıyı oluşturmayacağı fi krini de görüyoruz” ifadelerini kullandı. Ayrıca Fed, ECB ve İngiltere Merkez Bankası (BoE) gibi büyük merkez bankalarının sıkılaşmaya başladığı 2022 yılında gelişen hisse piyasaları Jackson Hole itibariyle neredeyse tüm kazancını sildi.
Bitcoin 20 bin doların, kripto hacmi 1 trilyon doların altında
Fed ve ECB’den gelen mesajlar tüm riskli varlıklarda olduğu gibi kriptolarda da yeni satış dalgası getirdi. Bitcoin tekrar önemli bir psikolojik sınır olan 20 bin doların altına düşerken, 2021 yılında 3 trilyon doları aşan kriptopara piyasası ise tekrar 1 trilyon doların altına indi. Bitcoin en son 14 Temmuz’da 20 bin doların altında işlem görmüştü. Bitcoin’de son bir haftalık düşüş yüzde 7’yi, Ethereum’da yüzde 9,5’i aşmış durumda. Kriptopara piyasasının en hacimli iki coini Bitcoin ve Ethereum’da yıl başından bu yana ise kayıplar sırasıyla yüzde 58 ve yüzde 60.