Fed’in gözü bilançolarda
Enerji ve gıda darboğazı nedeniyle artmaya devam eden enflasyon Fed’in yanı sıra onlarca merkez bankasına vites yükselttiriyor. Bu hafta piyasalar Fed’in temmuz kararını etkileyebilecek şirket finansal sonuçlarına, ECB’nin beklenen faiz kararına ve temmuza ilişkin öncü PMI verilerine odaklanacak.
Hilal SARI
Küresel piyasaların odağı ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi büyük merkez bankalarının rekor düzeylere ulaşan enflasyon karşısında vites yükselttiği parasal sıkılaşma süreci olmaya devam ediyor.
“Şirket sonuçları Fed’in ne yapacağına yön verebilir”
Geçen haftanın son işlem gününde Fed’in artan resesyon endişeleri karşısında 100 değil 75 baz puan faiz artırım yapacağı beklentisi tekrar güçlenmişti. Cuma itibariyle stratejistlerin hafta başında yüzde 82 ihtimal verdiği 100 bps faiz artırımı için olasılık yüzde 20’ye geriledi. Bu hafta ABD’den gelecek şirket finansal sonuçların Fed’in temmuz sonunda gerçekleşecek faiz toplantısında ne adım atacağına ilişkin beklentileri daha da netleştirmesi bekleniyor. Bank of America, Goldman Sachs, Johnson & Johnson, Netflix, Lockheed Martin salı günü finansal sonuçlarını açıklıyor. Tesla, United Airlines, AT&T, American Express ve Verizon da hafta boyunca sonuç açıklayacak diğer bazı büyük şirketler.
Olumsuz finansal sonuçlar hissede yeni düşüşler getirebilir
Yüksek enflasyon ve ABD’de 10 yıllık tahvil getirilerinin yüzde 3’e ulaşmasıyla sert kayıplar yaşanan hisse piyasalarında şirket sonuçlarının karamsar bir görünüme işaret etmesi, resesyon endişelerini güçlendirerek hisselerde yeni düşüşler getirebilir.
Temmuz ayına ilişkin öncü PMI’lar yakından izlenecek
Enerji darboğazı nedeniyle resesyon endişeleri devam ederken, özel sektörün ve sanayinin nasıl etkilendiği ise haftanın son işlem gününde açıklanacak PMI verilerinde belirginleşmeye devam edecek. Ukrayna Savaşı sonrası hız kesen büyümeler petrol ve doğalgaz fiyatlarının yüksek volatiliteyle seyrettiği temmuz ayında talepteki bozulmayla birlikte daha fazla momentum kaybedebilir.
Eğrinin en gerisinde kalan Türkiye
Fed’in sıkılaşmasına aralarında İngiltere Merkez Bankası’nın da olduğu birçok merkez bankası da ayak uydurmaya ve eğrinin gerisinde kalmamak için adımlar atmaya başladı. Kanada Merkez Bankası geçtiğimiz hafta 100 bps faiz artırımı ile piyasa beklentilerinin de üzerinde bir artırıma giderken, Güney Kore, Yeni Zelanda, Singapur ve Filipinler de sadece geçen hafta sıkılaşma adımları atan diğer bankalar. Uluslararası Ödemeler Bankası’nın (BIS) “resesyonu bile gözü alın, enflasyon canavarını kontrol altına alabilmek için sıkılaşmaya devam edin” çağrıları Macaristan’dan Pakistan’a, Şili’den Gana’ya, Kolombiya’dan, Brezilya’ya, Polonya’dan, Mısır’a, Meksika’dan, Güney Afrika’ya gelişmekte olan ülkelerin büyük bir kısmında dikkate alınıyor. Bu ülkelerde merkez bankaları mart, mayıs ve temmuz toplantılarında artan enflasyona karşı vatandaşlarını ve para birimlerinin değerini korumak amacıyla faiz artırımına gidildi. Türkiye ise gelişen ülkeler arasında enflasyonu yüzde 80’e dayanıp da merkez bankası faiz artırımına gitmeyen tek ülke olmaya devam ediyor.
İsviçre’de faiz 15 yıl sonra artıya çıkacak
İsviçre basınına göre geçen ay 15 yıl aradan sonra ilk kez faiz artıran İsviçre Merkez Bankası’nın şu anda eksi yüzde 0,25 olan politika faizini eylül toplantısında artı yüzde 0,25’e veya yüzde 0,50’ye bile çıkartması söz konusu.
“Döviz müdahalesi faiz artışından daha iyi”
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen’ın G20’de bazı gelişmekte olan ve düşük gelirli ekonomiler için yeşil ışık yaktığı döviz müdahalesine bir övgü de Çekya Merkez Bankası Yönetim Kurulu’ndan geldi. Son bir yıldır bankanın faiz artırım kararlarında karşı oy kullanan Oldrich Dedek, haftasonu bir Çekya gazetesine verdiği demeçte “Ofansif bir adımın bedeli her zaman defansif adımlardan daha yüksek olur. Çek kronasının değerinin zayıflamasını önlemek için yapılan merkez bankası müdahalelerinin hızlı faiz artırımlarına bir alternatif olduğunu söyledi. Enflasyon Çekya’da haziranda yüzde 17 ile 30 yılın zirvesine çıkmıştı. Dedek, Haziran 2021’den bu yana toplam 675 bps faiz artırımı yaparak politika faizini yüzde 7’ye yükselten Çekya Merkez Bankasının 7 kişilik faiz kurulunun faiz artışlarına karşı oy kullanan iki isminden biri.
Paritenin gözü Lagarde’ın açıklamalarında olacak
Perşembe günü ECB’nin 25 baz puan faiz artırımı yapması beklenen faiz kararı ise küresel piyasaları ve euro/dolar paritesini en çok etkileyen gelişmelerden biri olacak. ECB Başkanı Christine Lagarde’ın resesyon endişelerinin en akut düzeyde olduğu Euro Bölgesi’nin durumuna ilişkin değerlendirmeleri, bankanın sıkılaşmada eğrinin ne kadar gerisinde kalmaya veya ne kadar hızlanmaya niyeti olduğuna ilişkin sinyaller verecek. 20 yılın ardından eşitlik seviyesine inen euro/dolar paritesinde, ECB’nin 11 yılın ardından yapacağı ilk faiz artırımının piyasa beklentilerinin altında olması paritede yeni düşüşler getirecek bir unsur olarak değerlendiriliyor. Enflasyonun yüzde 8,6 ile haziranda tarihi rekora ulaştığı Euro Bölgesi’nde Rus gazının tamamen kesilmesi durumunda birçok ekonominin resesyona girmesinden de endişe ediliyor.