Fed tahvili durdurmazsa EM paralarının işi zor
IIF, Goldman Sachs, HSBS, Standart Chartered ve MUFG gibi finans kuruluşları uzun vadeli ABD Hazine tahvillerinin getirisindeki yükselişin, özellikle Türk Lirası ve Brezilya Reali gibi yüksek faiz ortamındaki para birimlerine iyi gelmeyeceği görüşünde.
Hilal SARI
Hazine tahvillerinin getirisindeki yükseliş, borç yükü sorunu yaygın olan gelişmekte olan ülke para birimlerini zorlayabilir. Genelde gelişmiş ülke paralarına göre daha yüksek getirili ancak daha riskli olan gelişen ülke paraları, yatırımcıların ABD gibi gelişmiş ekonomilerin risksiz devlet tahvillerindeki getirisi yükselince gelişen pazarlarda yaşanan sermaye çıkışlarıyla baskılanıyor. Geçtiğimiz haftalarda yüzde 1,6’yı aşan 10 yıllık ABD Hazine tahvili getirileri dünya genelinde borçlanma maliyetlerini yükselterek uzmanlara göre zaten enflasyonla boğuşan Türkiye, Brezilya ve Rusya gibi ekonomilerdeki yükü daha da ağırlaştırıyor.
“Tahvil Fed’le daha da yükselebiir”
Konuya ilişkin değerlendirmesini Twitter hesabından paylaşan Uluslararası Finans Enstitüsü Direktörü Robin Brooks, son dönemde değer kaybeden Brezilya Reali ve Türk Lirası gibi gelişen piyasa (EM) paralarının, uzun vadeli ABD Hazine tahvili getirilerindeki yükselişle hareket ettiği değerlendirmesini yaptı. ABD Merkez Bankası’nın yarın başlayacak Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısının EM paraları için bir risk oluşturduğunu belirten Brooks’a göre toplantıdan tahvil faizlerini daha da yükseltebilecek açıklamalar gelebilir. Financial Times’da yer alan bir analize göre fiyatı getirisiyle ters orantılı hareket eden tahvilde getiri mevcut büyüme beklentilerine oranla 1966’dan bu yana hiç bu kadar düşük olmamıştı ve bu nedenle tahvil faizlerinde yükseliş için bir alan olduğu düşünülüyor. Brooks 5 Mart’ta da TL’deki düşüşün Türkiye’yle hiçbir ilgisi olmadığını, bu gerilemenin Fed’in şimdiye kadar uzun vadeli tahvilin getirisini kontrol etmek konusundaki isteksizliğinden kaynaklandığını söylemişti. Brooks, FT’ye verdiği ayrı bir demeçte ise “10 gün önce insanlar yükselen ABD tahvil getirisinin EM’lere dokunmayacağını söylemişti. Ancak sallantı yeni başlıyor” ifadelerini kullanıyor.
Merkez Bankası eski başekonomisti Hakan Kara ise Brooks’un değerlendirmelerini paylaştığı tweet’e yanıt olarak dolar/TL’de son dönemde görülen hareketin dolar endeksindeki yükselişten kaynaklandığını, dolar endeksinin ise ocaktan bu yana 10 yıllık ABD tahvillerinin getirisiyle paralel hareket ettiğini belirtti. Yıl başından bu yana yüzde 1’in üzerinde yükselen dolar endeksi dün TSİ 15:20’de hafif düşüşle 91,71 düzeyindeyken, dolar/TL yüzde 1’e yakın düşüşle 7,47 düzeyinde işlem gördü. 16 Şubat’ta 6,91’e kadar çekilen kur, son bir aydır 10 yıllık ABD tahvillerinde yaşanan yükselişe paralel tekrar yükselişe geçmişti. Brezilya realinde ise kur aynı dönemde 5,38 düzeyinden 5,55 düzeylerine geldi. MSCI Gelişen Ülke Para Birimleri Endeksi geçen yıl yüzde 3,3 yükselmesinin ardından 2021’in başından bu yana yüzde 0,5 düştü. Geçen hafta yüzde 1,642 ile bir yılın zirvesine yükselen 10 yıllık ABD tahvilinin getirisi ise dün gün içinde 1,618’e kadar yükselip sonrasında tekrar 1,6’nın altına çekildi. HSBC Küresel Foreks Araştırmaları Direktörü Paul Mackel da tahvildeki yükselişin EM paralarını zorlayacağı görüşünde. Mackel, “EM para birimlerinde bir tantrumdan endişe ediyorduk ve tahvildeki dramatik yükselişlerin özellikle de yüksek faizli EM para birimlerine kesinlikle negatif taşma etkileri oluyor” diyor.
Goldman Sachs, Asya paralarına güveniyor
ABD merkezli yatırım bankası Goldman Sachs da ABD’deki mevcut tahvil faizlerinin yarattığı ortamın yüksek getirili - faizin yüksek olduğu - gelişen piyasa para birimlerini zorlayabileceğini söylüyor. Bu nedenle de banka portföyünde Tayvan doları ve Çin yuanı gibi Asya para birimlerinin ağırlığını artırdıklarını belirtiyor. Banka perşembe günü yayınladığı notta 10 yıllık tahvilde getirinin yıl sonuna yüzde 1,9’a kadar yükselmesini öngörüyor.
Powell isteneni söylemezse dolar ve tahvil daha da yükselir
Standard Chartered analistleri FOMC toplanısı sonrasında yapılacak basın toplantısında mevcut tahvil getirilerini düşürecek bir açıklama gelmediği takdirde, yatırımcıların tahvil getirilerini daha da yükseltecek bir harekete girişeceğini öngörüyor. Tahvillerin fiyatı getirisiyle ters orantılı seyrediyor. Japonya’nın en büyük bankası MUFG’dan foreks analistleri ise “Eğer Fed, elverişli finansal piyasa koşullarını korumak”tan daha güçlü bir mesaj vermediği takdirde doların daha da güçleneceğini öngörüyor.
Çıkışlar ‘taper tantrum’a yaklaştı
IIF’in günlük sermaye hareketlerini izlediği verilerine göre Mart başında gelişen piyasalardan yaşanan sermaye çıkışları, Fed’in 2013 yılında tekrar sıkılaşma sinyali vermesiyle gerçekleşen ‘taper tantrum’ sürecindekine yaklaştı. Ekimden bu yana ilk kez net sermaye çıkışı görülmüş oldu. Taper tantrum süreci 2013’te Fed’in söylemini değiştirerek tahvildeki yükselişi sınırlamasıyla sakinleşmişti. 30 gelişen piyasanın sermaye akışlarını izleyen IIF, şubat ayında gelişen piyasalara günlük ortalama 325 milyon dolar giriş yaşanırken, tahvildeki yükselişin ardından mart ayında günlük 290 milyon dolarlık çıkışlar görüldüğünü belirtiyor. IIF’e göre asıl tehlike ise geçen yılın sonunda 77,7 trilyon dolara ulaşan gelişen piyasa borçları. Bunun 3,98 trilyon doları ise dolar cinsinden ve kurlardaki yükseliş gelişen piyasalara ekstra borç yükü bindiriyor. Bloomberg’de yer alan bir analizde borçun en çok arttığı gelişen piyasalar Çin, Türkiye, Güney Kore ve Birleşik Arap Emirlikleri. Bloomberg Gelişen Piyasalar Başekonomisti Ziaad Daoud EM merkez bankaları için işlerin kötüleşmeye başlayacağını, pandemiden henüz tam iyileşilmediği için ise zamanlamanın ‘talihsiz’ olduğunu söylüyor.