Avrupa’da gaz fiyatları yüzde 127, kömürün yüzde 96 arttı
Rusya-Ukrayna Savaşı ile Avrupa'da doğal gaz fiyatı yüzde 127,6, kömür fiyatı yüzde 96 arttı.
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlamasından bu yana küresel piyasalarda doğal gaz ve kömür fiyatları rekor seviyelere ulaştı. Avrupa'da en fazla derinliğe sahip Hollanda merkezli sanal doğal gaz ticaret noktası TTF'de işlem gören mart vadeli kontratların fiyatı 24 Şubat'ta 128,31 euro idi. Dün megavatsaat başına 272 eurodan açılan eylül vadeli kontratların fiyatı, günü megavatsaat başına 292,15 eurodan tamamladı. Böylece, savaşın başından bu yana dün en yüksek kapanış seviyesine ulaşan doğal gaz fiyatı, 6 ayda yüzde 127,6 artış gösterdi.
Fiyatların yükselişinde, AB'nin savaş sonrası uygulamaya başladığı yaptırımlar ile Rusya'dan ithal ettiği fosil yakıtları azaltması ve Rusya'nın doğal gaz akışında kesintiye gitmesi etkili oldu.
Rus enerji şirketi Gazprom, 14 Haziran'da yaptığı açıklamada, Kuzey Akım hattı üzerinden Avrupa'ya gaz sevkiyatının 167 milyon metreküpten 100 milyon metreküpe düşürüldüğünü bildirmişti. Şirket, 16 Haziran itibarıyla ise hat üzerinden günlük 67 milyon metreküpe kadar doğal gaz sağlanabileceğini duyurmuştu.
Kuzey Akım boru hattı üzerinden Avrupa'ya günlük doğal gaz sevkiyat kapasitesini 27 Temmuz'da yüzde 20'ye düşürdüğünü açıklayan Gazprom, son olarak 19 Ağustos'ta söz konusu hat üzerinden yapılan doğal gaz teslimatlarının 31 Ağustos-2 Eylül tarihlerinde bakım sebebiyle askıya alınacağını bildirdi.AB, doğal gaz ithalatını yıl sonuna kadar üçte iki oranında azaltmayı hedefliyor.
Kömürün ton fiyatı yüzde 96 arttı
API2 Rotterdam Kömürü Vadeli İşlemler Piyasası'nda işlem gören mart kontratlı kömürün tonu ise 24 Şubat'ta 192,35 dolardan işlem görürken, dün 376,95 dolara yükselerek 6 ayda yüzde 96 artış gösterdi.
Kömürün ton fiyatı, savaştan bu yana en yüksek kapanış seviyesini 398,45 dolarla 2 Mart'ta gördü.
Rusya'dan kömür ve diğer katı fosil yakıtların ithalatı, 10 Ağustos'ta yürürlüğe giren yaptırımlar kapsamında tamamıyla durduruldu. Savaş öncesinde AB'nin kömür ithalatında Rusya'nın payı yüzde 45 seviyesinde bulunuyordu.
Dünyanın en büyük kömür üreticisi ülkeleri arasında yer alan Rusya'nın Ukrayna'ya girmesiyle piyasalarda oluşan tedarik endişesi fiyatların yükselişini destekledi.
Petrol fiyatlarında dalgalanma devam ediyor
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ilk gününde 99,08 dolardan işlem gören Brent türü ham petrolün varili dün kapanışta 101,75 dolardan işlem gördü. Bu ürünün fiyatında 6 ayda gerçekleşen artış yüzde 2,7 oldu. Aynı dönemde Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varil fiyatı ise yüzde 1,7 yükseldi.
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başından beri AB ülkeleri tarafından kabul edilen en büyük yaptırımlardan biri olan 6'ncı yaptırım paketi geçen ayın başında onaylandı. AB, bu paket kapsamında Rusya'dan deniz yoluyla ham petrol tedarikini 5 Aralık, rafine ürün tedarikini ise 5 Şubat itibarıyla tamamen kesmeyi planlanıyor.
AB'nin Rusya'dan ham petrol ithalatı günlük ortalama 2,2 milyon varil, petrol ürünleri alımı ise 1,2 milyon varil seviyesinde bulunuyor.
Geçen yıl ithal ettiği günlük yaklaşık 11 milyon varil ham petrol ve petrol ürünlerinin yaklaşık yüzde 30'unu (3,4 milyon varil) Rusya'dan sağlayan AB ülkelerinin, yeni tedarikçi arayışı devam ediyor.
ABD ve Avrupa ülkelerinin Rus petrolüne yönelik ambargo uygulamasının ardından arzın daralacağı endişeleri artarken, Rus petrol üretimine dair belirsizlikler ve OPEC+ grubunun kısıtlı üretim artışları son 6 ayda petrol fiyatlarında varil başına ortalama 45 dolar civarında dalgalanmaya neden oldu.
Brent türü petrolün varil fiyatı 3 Mart'ta 139,13 dolara kadar çıkarak Temmuz 2008'den bu yanaki en yüksek seviyeyi görürken, 17 Ağustos'ta 91,50 dolara kadar düştü. WTI ham petrolün varili ise 7 Mart'ta 130,50 dolar seviyelerindeyken 16 Ağustos'ta 85,75 dolara geriledi.
ABD'nin başı çektiği bazı batılı ülkelerin stratejik petrol rezervlerinden nisan-ekim aylarında toplamda 240 milyon varil ham petrolü piyasaya sunma planları fiyat artışlarını geçici de olsa kısıtladı.
Yüksek enerji fiyatlarıyla artan enflasyon baskısı talep görünümünü olumsuz etkilerken, Çin'in sıkı salgın tedbirleri dünyanın ikinci büyük petrol tüketicisi ülkenin petrol talebinde ciddi azalışa neden oldu.