Avrupa Merkez Bankası, 5 yıl sonra faiz indirimine gider mi?
Avrupa Merkez Bankası'nın, Euro Bölgesi’nde enflasyonun zayıf ekonomik büyüme görünümünden daha az sorun teşkil etmeye başlamasıyla 6 Haziran'da gösterge faiz oranlarını yaklaşık 5 yıl sonra ilk kez düşürmesi bekleniyor.
Avrupa Merkez Bankası (ECB), faiz kararını yarın açıklayacak. ECB Yönetim Konseyi'nin refinansman, mevduat ve marjinal fonlama faizlerini 25 puanlık düşüşle sırasıyla yüzde 4,25, 3,75 ve 4,50’ye indirmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Bu, hem refinansman faizi hem de marjinal fonlama faizi için Mart 2016'dan beri ilk indirim olarak kayıtlara geçecek. Mevduat faizi için ise Eylül 2019'dan bu yana ilk indirim olacak.
Son haftalarda ECB Yönetim Konseyi üyeleri tarafından yaygın bir şekilde yarınki toplantıda ABD Merkez Bankasından (Fed) önce harekete geçilerek faiz indirimine gidilmesi gerektiğine işaret edilirken, ECB Başkanı Christine Lagarde, haziran ayına kadar daha fazla netlik ve yeterli veri elde edileceğini belirtmişti.
Euro Bölgesi'nde Ekim 2022’de yüzde 10,6 ile zirveye ulaşan yıllık enflasyon, mayısta yüzde 2,6’ya düştü. Orta vadede yüzde 2'lik enflasyon hedefleyen ECB'nin tahminlerine göre bu hedef uzak değil.
Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan kaynaklanan yüksek enerji maliyetleri, enflasyondaki ilk dalgalanmayı tetiklerken bu durum daha sonra sakinleşti.
Mart 2024 tarihli en son makroekonomik tahminlerine göre ECB , kısa ve orta vadede daha az fiyat baskısı beklerken önemli ölçüde daha zayıf bir büyüme öngörüyor.
Söz konusu tahminde, ECB tarafından 2024 yılı için beklenen enflasyon oranı (manşet) 0,4 puanlık düşüşle yüzde 2,3’e, 2025 yılı için ise 0,1 puanlık düşüşle yüzde 2’ye gerilerken 2026 yılı için beklenti yüzde 1,9’da kaldı.
ECB ekonomik zayıflık konusunda daha endişeli
Bankanın Euro Bölgesi büyüme tahmini ise 2024 için yüzde 0,8’den 0,6’ya indirilirken 2025 için yüzde 1,5’te sabit kaldı. 2026 yılı için ise yüzde 1,6'lık büyüme tahminine yer verildi.
Bankanın çekirdek enflasyona ilişkin tahminlerinin Aralık 2023’e oranla daha düşük olması dikkati çekti.
ECB’nin Euro Bölgesi'nin gıda ve enerji hariç tutularak hesaplanan çekirdek enflasyon oranı tahmini, 2024 için yüzde 2,7’den 2,6’ya, 2025 için de yüzde 2,3’ten 2,1’e düşürüldü. 2026 yılı için yüzde 2’lik çekirdek enflasyon tahmin ediliyor.
Yüksek enflasyonla faizleri artırarak mücadele eden ECB, Temmuz 2022'den bu yana art arda 10 toplantıda faiz oranlarını toplamda 450 baz puan artırmıştı.
Eylül 2023'teki toplantısında mevduat faizini yüzde 4'e yükselten banka, ekim, aralık, ocak, mart ve nisan toplantılarında değişikliğe gitmedi. Bu durum tüketiciler için kredi maliyetlerini artırırken, imalat, inşaat ve diğer sektörlerdeki yatırımları daha pahalı hale getirerek ekonomiyi yavaşlatıyor.
Euro Bölgesi'nde ise enflasyon 2022 yazında keskin şekilde yükseldiğinde, ECB faiz oranlarını artıran son büyük merkez bankalarından biri oldu.
Küresel ekonomi Kovid-19 salgınından çıkarken enflasyon yükseldiğinde Fed, ECB’nin harekete geçmesinden 4 ay önce Mart 2022'de faizleri artırmaya başladı. Bugün ise Fed faiz indirimi için beklemede kalırken, ECB’nin, büyük merkez bankası olarak faiz indirimine öncülük edecek olması dikkati çekiyor.
Euro Bölgesi'ne dahil 20 ülkenin para politikasını yönetmekle yükümlü olan dünyanın en önemli merkez bankalarından birisi olan ECB’nin faiz oranlarını düşürme kararı alması, ev ya da tüketim eşyası almak için borçlanmayı daha ucuz hale getirecek, iki yıldan uzun süredir para politikası yetkililerini meşgul eden yüksek enflasyonla mücadelede bir dönüm noktasına işaret edecek.
Yarınki olası faiz indiriminin kısmen şirket kazançlarını artırması ve hisse senedi fiyatlarını da olumlu etkilemesi bekleniyor.
Nominal oranlar mevcut enflasyon oranının üzerinde kalmaya devam edeceğinden, 25 baz puanlık faiz indirimi de pozitif reel faiz oranlarını korumaya devam edecek.
Euro Bölgesi’nde alışılmışın dışında yüksek faiz oranları talebi sınırlayarak fiyatları baskılarken, bölge ekonomisi geçen yılın hem üçüncü hem de dördüncü çeyreğinde yüzde 0,1 küçülerek "art arda iki çeyrek daralma" olarak ifade edilen teknik resesyona girmişti. Euro Bölgesi ekonomisi, yılın ocak-mart döneminde ise önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 büyüme kaydederek teknik resesyondan çıkmıştı.
ECB, hazirandan sonra faiz indirimine devam edecek mi?
ECB’nin yarın gösterge faiz oranlarını yaklaşık 5 yıl sonra ilk kez düşürmesi beklenirken, ECB Yönetim Kurulu üyelerinin son açıklamalarda haziranda faizlerde olası ilk indirimden sonra ne olacağı konusunda önceden taahhütte bulunamayacağına işaret etmeleri dikkati çekiyor.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, 20 Mart’ta ECB’nin muhtemelen Haziran 2024’te ilk faiz indirimine karar vermek için yeterli güvenceye sahip olacağını belirterek, "İlk faiz indiriminden sonra faizlerin izleyeceği yolu önceden taahhüt edemiyoruz." demişti.
Almanya Merkez Bankası (Bundesbank) Başkanı ve ECB Yönetim Kurulu üyesi Joachim Nagel de martta Euro Bölgesi'nde enflasyonun inatçı olabileceğini ifade ederek, Avrupa Merkez Bankasının (ECB) haziranda faizlerde olası ilk indirimden sonra ne olacağı konusunda taahhütte bulunamayacağını söylemişti.
Bunun yanında, gözler yarın ECB’nin faiz kararının ardından banka başkanı Lagarde'ın gerçekleştireceği sözle yönlendirmelere çevrildi.
Lagarde'ın yapacağı açıklamalarda bankanın gelecek dönemde atacağı adımlara yönelik ipuçları aranırken para piyasalarında, Euro Bölgesi’nde durgun ekonomi nedeniyle ECB'nin bir sonraki faiz indirimine ekim ayında gitme ihtimali yüzde 80 ile fiyatlanıyor.
Riskler ve dengeleme
ECB’nin, faizleri çok fazla düşürmenin riskleri ile çok az düşürmenin risklerini dengeleme zorluğuyla karşı karşıya kalması da dikkati çekiyor.
Uzmanlara göre, Euro Bölgesi’nde ekonomik faaliyetlerdeki döngüsel toparlanmanın yanı sıra yapısal işgücü kıtlığı ve ücretler üzerindeki yukarı yönlü baskı, ECB'nin kendi enflasyon projeksiyonlarını yeniden riske atabilir.
Enflasyona karşı sıkı para politikası uygulayan ECB, bu politikayı hızlı ve geniş eksende gevşetmenin tüketici talebini ve yatırımları artıracağı kanaatinde, bu durumun da ekonomik büyümeyi destekleyeceği öngörülüyor. Söz konusu durumun aynı zamanda ECB’nin yüzde 2'lik enflasyon hedefine ulaşılamadan enflasyonist baskıların yeniden canlanma riskini de beraberinde getireceği tartışılıyor.
ECB’nin kısıtlayıcı para politikasını çok uzun süre sürdürmesi ve faiz oranlarını piyasanın şu anda beklediğinden daha az düşürmesi, Euro Bölgesi'ndeki ekonomik büyümeyi baskılama, konut sektörünü soğutma ve ABD ile arasındaki farkı genişletme riski taşıyor.
Uzmalar, ECB’nin yarın bir faiz indirimi açıklaması ve daha sonra çok fazla ilerlemeden verilere bağlı ve toplantıdan toplantıya bir yaklaşım sürdürmesini bekliyor.
“ECB faizi mecbur olduğu için değil yapabildiği için düşürecektir”
ING Küresel Makro Araştırma Başkanı ve Almanya Başekonomisti Carsten Brzeski, değerlendirmesinde, ECB’nin faiz indirimine gitmesinin kesin gibi göründüğünü belirterek, “ECB Yönetim Konseyi üyelerinden oluşan bir koronun bir kez daha faiz indirimi konusunda şarkı söylediği bir ortamda, yarın 25 baz puanlık bir indirimden başka bir şey, Merkez Bankası için ciddi bir itibar kaybından bahsetmek bir yana büyük bir sürpriz olacaktır.” ifadesini kullandı.
Geçmişte faiz indirim döngülerinin çoğunlukla ya bir resesyon ya da bir kriz tarafından tetiklendiğini hatırlatan Brzeski, “Neyse ki şu anda bunların hiçbiri Euro Bölgesi ekonomisini tehdit etmiyor. Dolayısıyla ECB'nin faizleri düşürmesi ya da daha uzun bir faiz indirimi serisine girişmesi için acil bir ihtiyaç bulunmamaktadır. Bunun yerine, ECB faiz oranlarını mecbur olduğu için değil, sadece yapabildiği için düşürecektir.” değerlendirmesinde bulundu.
Faiz indiriminin ardındaki mantık
Brzeski, görünürde, ekonomiye güven göstergelerindeki son iyileşmenin yanı sıra enflasyonun yeniden yukarı doğru hareket etmesinin ve ücret artışlarında yükselişin, yarınki olası faiz indirimine karşı olabileceğini ifade ederek, “ ECB'nin son iki aydaki kendi iletişimi, faiz indirimine gitmemeyi neredeyse imkansız hale getirdi. Bu nedenle, indirimin arkasındaki mantık, para politikasının kısıtlayıcılığını sona erdirmeden çok kademeli olarak azaltmak olacaktır. Böyle bir hamleyle ECB, esas olarak gerçekleşen enflasyona odaklanan bir merkez bankası yerine, kendi tahminlerine duyduğu yeni güvenin bir sonucu olarak, yeniden ileriye dönük bir merkez bankası haline gelecektir." şeklinde konuştu.
Brzeski, sözlerini şöyle tamamladı:
"Basitçe ifade etmek gerekirse ECB'nin enflasyonun yüzde 2'nin altına düşeceği ve 2025'in ikinci yarısından itibaren bu seviyede kalacağı yönündeki tahminleri, ECB'ye personel makroekonomik tahminlerinde yer alan piyasa beklentileri doğrultusunda faiz oranlarını kademeli olarak düşürme imkanı vermektedir. Gelecek haftaki faiz indiriminin 'bir tane yok' mu yoksa 'bir tane ve bitti' mi kategorisine gireceği sorusu cevapsız kalacaktır ancak bir şey açık, daha uzun ve önemli faiz indirimi döngüsü ancak enflasyonun hızla yüzde 2'ye dönmesi halinde gerçekleşecektir.”