'Sergi için 2 bin 500 parça fotoğraf, film, gazete toplandı'
Türkiye İş Bankası’nın Cumhuriyet’in 100. yılına özel hazırladığı "Yaşasın Cumhuriyet! Atatürk Döneminde İktisadi Bağımsızlığın İlk Adımları” sergisi, zorlu bir savaşın ardından siyasi bağımsızlığını kazanan bir ülkenin iktisadi bağımsızlığı inşa etmesinin ilk adımlarını gözler önüne seriyor. Küllerinden yeniden doğuşunu anlatan bu özel sergiyi İş Sanat Genel Müdürü Zuhal Üreten’den dinledik.
Merve YEDEKÇİ
■ ‘Yaşasın Cumhuriyet!’ sergisinin hikâyesinden bahsedebilir misiniz?
Türkiye İş Bankası Müzesi, 2015 yılından itibaren tarihimizin asırlık yıl dönümlerinin ayak izlerini takip ediyor. İlk 2015 yılında Çanakkale Savaşı’nın 100. yılını kutlamak için açmış olduğumuz ‘Derinlerden Siperlere: Çanakkale 1915’ isimli sergi ile başladık. Devamında ise 19 Mayıs 2019’da Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100. yıl dönümü olması vesilesiyle ‘İstiklal’ başlıklı sergimiz açıldı. Bu sergiyi eş zamanlı İstanbul’daki Türkiye İş Bankası Müzesi ve Ankara’da Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi'nde ziyaretçilerle buluşturduk. İş Sanat olarak, bu bizim ilk çok ayaklı sergi denememiz oldu. Serginin İzmir’e davet edilmesi üzerine İstanbul’daki serginin kapanmasıyla, aynı sergi İzmir’e taşındı.
Bu sergiyi takip eden ise Büyük Zafer’in 100. yılında hazırladığımız ‘Bir Asrın Ardından’ başlıklı sergimizdi. Bu sergide İstiklal Madalyalarına özgülenmiş bir salonumuz vardı. Yaptığımız çağrı üzerine aile yadigârı madalyaların sergilenmesi için bizlere emanet edilmesinden büyük gurur duyduk. Bu çağrılarla oluşturduğumuz sergiler geniş katılımlı, çok paydaşlı oluyor. Tabii, bu ayak izlerini takip ederken tarihte ileriye doğru bir yolculukta oluyorsunuz. Büyük Zafer’in 100. yılının hemen arkasından Cumhuriyetin 100. yılının geleceği malumdu. Aslında 2015 yılı Çanakkale Savaşı, ‘Derinlerden Siperlere: Çanakkale 1915' sergisinden itibaren izlediğimiz adımların ulaştığı nokta, ‘Yaşasın Cumhuriyet!’ sergisi. Sergi, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferle taçlanmazsa sonuç kalıcı olamaz” sözünden aldığımız ilhamla hazırladı. Serginin küratörlüğünü Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Murat Koraltürk, tasarımını ise Pattu Mimarlık üstlendi. İş Sanat tarih çalışmaları ekibinin de devrede olduğu, fikir kolektifiyle, bol emekli çok kapsamlı hazırlık süreci oldu.
■ İstanbul ve Ankara’da iki sergi var. Farklılıklar var mı?
İstanbul’da Türkiye İş Bankası Müzesi’nde olan fotoğraf, video gibi görsel nitelikteki eserler, Ankara’daki Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi’nde tekrarlanıyor. Orijinaline yer verdiklerimiz hariç, görsel malzemeler iki müze için hemen hemen aynı diyebilirim. Özellikle üç boyutlu parçalar her iki müzede de kendine özgü. Örneğin, İstanbul’da ve Ankara’da farklı tren maketleri var. Dönemin fabrikalarında kullanılan dikiş makineleri iki müzemizde de orijinalleriyle bulunuyor. Cumhuriyet döneminden kalan eğitim araçları olan mikroskoplar, karneler, cetveller, basılmış ziraat ile ilgili broşürler her iki müzemiz içerisinde sergileniyor. Yaklaşık 2.500 adet olarak bahsetmiş olduğum malzemelerin içerisinde yer alan 300 civarı 3 boyutlu malzeme, İstanbul ile Ankara olarak iki sergiye paylaştırıldı. Bir başka farklılık da, Ankara’nın başkent oluşundan kaynaklı ayrılmış özel bir bölümün yer alması. Bu bölümde kentin planlı büyümesi ve sosyal hayatının zenginleşmesi film ve fotoğrafl ar eşliğinde anlatılıyor.
Bir fotoğraf içinden kocaman bir dünya yaratabiliyorsunuz
Sergilenen fotoğraflardan biraz bahsedebilir misiniz?
Çok ilginç fotoğrafl ar var. O dönemden evinizde de fotoğrafl ar var ise küçük ebattadır, baktığınız zaman çok detay göremezsiniz. Sergi içerisinde fotoğrafl arı dev boyutlarda sergiliyoruz. Böylece o fotoğrafın içine girip daha detaylı inceleyebiliyorsunuz. Müzeye geldiğiniz zaman göreceksiniz, 2 metreye yakın, bir sınıfta çekilmiş fotoğraf var. Baktığınızda çocukların gözlerindeki ışığı bile görüyorsunuz. 1933 yılına ait bir sınıfın düzeninden, duvarına asılmış bayrakları, kullandıkları materyalleri hakkında fi kir sahibi olabiliyorsunuz. Bir küçük fotoğrafın içerisinden kocaman bir dünya, sizin bir hikâye yaratmanıza yardımcı oluyor. Atatürk Orman Çiftliği’ndeki Ziraat Fakültesi öğrencilerinin traktör üzerindeki fotoğrafını gördüğünüz zaman insanların yüzündeki gülümseme ile yetinmiyorsunuz. Gözlerindeki başarma azmi, traktörün bulunduğu tarladaki mahsul, toprakta oluşan iz, üzerlerindeki kıyafetlerin desenleri, özenleri, hepsi birden karşınızda oluyor. Bizleri farklı bir dünyada yolculuğa çıkarıyor gibi… Cumhuriyet dönemine ait sahneler gözlerinizin önünde oluyor. Serginin bir bölümü bir tren vagonu konseptinde dizayn edildi. Karşılıklı ekranlar ile o yılların demiryolları ve istasyonlarının görüntülerini paylaşıyoruz.