Mina’nın Çocukları, Trabzon’da sanata da aynalarla ilham oldu
2018’de 11 genç kadının bursiyer olarak başladığı Mina’nın Çocukları ağı, Trabzon'da sanatla çoğalıyor.
Handan Sema CEYLAN
Şehrin denize yakın ama bir o kadarda sarp tepelerine doğru tırmandığımız araç, yokuşun başında gürültüyle durdu. Kızlar Manastırı’na ulaşmıştık. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin gayretleri ile restore edilen manastırdan ney sesleri yükseliyordu. Kolektif “Yansıma” sergisinin düzenlendiği avluda beni Beril Başaran karşıladı. Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin İstanbul Şubesi’nin büyüttüğü bir proje haline gelen “Mina’nın Çocukları”nın artık sadece eğitimle değil, sanatla da çoğaldığını anlattıkları ortaya seriyordu.
2018’de 11 genç kadının bursiyer olarak başladığı ağ, önce onların ihtiyaç sahibi çocuklara ‘ablalık’ etmesiyle büyümüş, ardından Bodrum, Arter ve Contemporary Istanbul’daki sergilerle sanata taşınmıştı. Şimdi ise Anadolu’nun önemli şehirlerinden Trabzon’da sanatla çoğalıyordu.
ABD’de yaşayan İranlı sanatçı Shirin Abedinirad’ın aynalardan oluşan üç eserinin yer aldığı Kolektif Yansıma sergisinin küratörü Ayça Okay, Kızlar Manastırı’nın çan kulesinin merdivenlerindeki basamaklara yerleştirilen “Dünyadaki Cennet” isimli eserin önünde; “Numerolojide manevi yönden güçlü, ruhsal uyanışı sembolize eden 11 sayısı bizleri Mina’nın Çocukları iyilik hareketlerinin köklerine aramızdan ayrılan on bir üretken kadının anısına götürüyor” diyor.
Kendi kendini büyüten proje
Proje kapsamında burs alan öğrencilerin Anadolu’nun çeşitli kentlerinden olduğunun bilgisini paylaşan Beril Başaran, sohbetimiz esnasında “Kızlar İstanbul’da okuyor, ama aydınlığı Anadolu kentlerine taşıyorlar. Biz de sanatı Trabzon’a taşıdık. Eşim Trabzonlu elbette bunun etkisi var. Ama projemiz kendi kendini besleyen, büyüten bir proje. Buradan başka başka fikirler de doğdu” şeklinde konuşuyor. Geçen yıl restorasyonu tamamlanan manastırda yapılan en kapsamlı ilk etkinliğe imza atan Başaran, proje sayesinde buranın da ismini duyurduklarını anımsatıyor.
Cesaret için aynadaki yansımana bakmak…
Shirin Abedinirad da “Kolektif “Yansıma” projesi üzerine “Kızlar Manastırı kadınların bir şeyler ürettiği ve geçimini sağladığı çok özel bir mekan. Mina’nın Çocukları projesi de Türkiye Üniversiteli Kadınlar Derneği’ne destek veren üretken 11 kadın tarafından kurulmuş. Tıpkı Manastırın kuruluş amacı gibi projede kadınları güçlendirmek için çalışmalarına devam ediyor. Bu projede eserlerimle kadınları cesaretlendirmek ve onlara kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için aynadaki yansımalarına bakmalarının yeterli olduğunu eser yerleştirmelerimle anlatmaya çalışıyorum. Başı önünde yürümesi öğütlenen kadınlar, unutmamalı ki tıpkı yerlerdeki aynalara gökyüzünün yansıması gibi umutsuzluğa kapıldıklarında üstlerinde kocaman mavi bir gökyüzü var. Umarım bu proje ile Mina’nın Çocukları’nın sesini duyurmaları için aracı olurum ve dünyanın farklı coğrafyalarında sesleri yankılanır” şeklinde konuşuyor.
Mina’nın Çocukları, Trabzon’da sadece bir sergi ile de sınırlı kalmadı. Manastırdaki toplantının hemen ardından Ramada Trabzon’da Konda Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır'ın moderatörlüğünde Kolektif Yansıma paneli de düzenlendi. Panelde, İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı avukat Nazan Moroğlu, Contemporary Istanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli ve koleksiyoner Feride İkiz konuşmacı olarak yer aldı. Beril Başaran, bu birbirinden farklı alanlarda insanları bir araya getirirken, insanların nasıl bir panel olacağı konusunda tereddüt ettiğini ancak günün sonunda kadınların güçlenmesi için ortak bir çerçevenin kendiliğinden ortaya çıktığını söylüyor.
14. YÜZYILDAN KALAN MANASTIRDA KADINLAR ÜRETİM YAPIYORDU
Geçen yıl restorasyonu tamamlanan manastırdaki basın toplantısında Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu bir konuşma yaparak, şunları dile getiriyor: “14 yüzyıldan kalma bu manastır, kadınların üretim yaptığı ve geçimini sağladığı çok özel bir mekân. Bu manada bugünkü sergi, ayrı bir ehemmiyet arz ediyor. Çünkü değerli sanatçımız Shirin Abendirinad, buradaki eserlerinde kadınlara, kadınların umutlarına, kadınların cesaretlerine vurgu yapıyor. Böyle anlamlı bir sosyal sorumluluk projesine destek vermekten büyük mutluluk duyduğumu da ayrıca ifade etmek isterim. Ben bu vesile ile sizlerin nezdinde anne olarak, eş olarak, kardeş olarak, evlat olarak, hepsinden önemlisi de insan olarak hayatımızın ayrılmaz parçası olan tüm kadınlarımızın dünya kadınlar gününü şimdiden kutluyorum.”