Zor zamanlar güçlü insanlar yaratır
Tunç DİPTAŞ
Kış aylarının tam ortasındayız. Soğuk kendisini her gün daha fazla hissettiriyor. Sokağa çıkmak insanın içinden gelmiyor.
Yaz aylarında olmayacak türlü sıkıntılar insanın başına kışın geliyor. Kış lastiği, zincir, kayma tehlikesi derken trafiğe araba ile çıkmak bir dert oluyor. Kış mevsiminde insan daha çok evine kapanıyor. Hayat mücadelesi ikiye, üçe katlanıyor.
Kış başlamadan hazırlığını yapanlarda ise durum farklı. Mevsimin zorluklarını bilip buna göre hazırlık yapanlar daha az zorlanıyor, hatta güçlenerek yeni fırsatlar yaratıyor.
Zorlukların önemli bir özelliği vardır. Zor günler, zor zamanlar güçlü insanlar ortaya çıkarır. Beklenmedik fırsatları keşfetmemizi sağlar.
Fırsat zamanı
İnsanlığın medeniyete geçişi mevsimleri tanımasıyla ve onları kullanmaya başlamasıyla ortaya çıktı. Öncesinde insanlar yaşam mücadelesi vererek hayatlarını sürdürüyorlardı. Avcılık ve toplayıcılık ile geçiniyorlardı. Hayatta kalmak birinci hedef idi. Bir yerden bir yere göçerek kendilerini korumaya çalışıyorlardı.
Ta ki mevsimlerin farkına varana kadar. Yazın, kışın ne zaman geldiğini öğrenen insan bunun için hazırlık yapmayı ve kendini korumayı öğrendi.
Hayatın da tarihin de mevsimleri vardır. Ve tarih, kış aylarında kendini güçlendirip fırsat yaratanları altın harflerle yazar.
Örneğin, 1929 yılındaki büyük ekonomik buhran birçok yeni zenginin ortaya çıkmasını sağlamıştır. John F. Kennedy’nin babası Joe Kennedy, 1929 yılında 4 milyon dolar olan servetini 6 yıl içerisinde 180 milyon dolara çıkarmıştır.
Amerika’daki en zengin 1000 şirketin %68’i kış mevsiminde, yani zorlu ekonomik dönemde kurulmuştur. Uber, Airbnb, Netfl ix gibi bugünün milyar dolarlık firmalarının doğuşu 2008 yılı krizine denk gelir. IBM, Fedex, Apple, CNN, Disney gibi dünyaca ünlü markaların doğuşu da hep ekonominin daraldığı dönemdedir.
Peki, neden kış ayları fırsatlara gebedir?
Çünkü risk arttıkça, getiri oranı yükselir. Zor zamanlarda güçlü kalmanın ve fırsatları değerlendirmenin ödülü normal zamanlara göre daha yüksektir.
Tarihin mevsimlerini anlamak
Tarihin mevsimlerine bakarsak Roma İmparatorluğu’ndan beri her 20-25 yılda bir köklü değişimler yaşandığına tanık oluyoruz.
Örneğin 1910 yılında doğan birisini düşünün.
Birinci Dünya Savaşı bitmiş ve insanlar teknoloji ve ekonomi anlamında bolluk yaşamış. Radyo icat edilmiş ve arabalar yaygınlaşmaya başlamış. İnsanlar dünyayı gezmeyi, araba sahibi olmayı hayal ediyor.
Sonbahar mevsimi gibi, insanlar ektiklerini biçmişler ve rahatlık içinde 20 yıl yaşamışlar.
Ancak bahar ayları çok uzun sürmemiş ve 1929 yılında ekonomik buhran gelmiş, insanlar yiyecek yemek bulamamaya, işlerini kaybetmeye başlamış. Depresyona girip intihar edenlerin sayısında inanılmaz artış olmuş. Ve bu dönem de yaklaşık 20 sene sürmüş.
Aynı kişi 30 yaşına geldiğinde, 1939 yılında 2. Dünya Savaşı başlamış. Almanya bütün ülkeleri ele geçirmeye başlamış,
herkesi korku dolu yıllara itmiş.
Tıpkı şu anda Z kuşağının pandemi ve ekonomik sıkıntılar dolayısıyla yaşadığı şoku o zamanki kuşak yaşamış, savaş ve ekonomik buhran karşısında korkuya kapılıp ne yapacaklarını bilememişler. Daha sonra güçlenip savaşı sona erdirip yeni bir döneme geçmişler.
1950 ve 60’larda insanlar sevgiyi yeniden kucaklamış, Türkiye’de ve dünyada özgürlükler en yüksek seviyelere gelmiş. İnsanlar sokaklarda dans edip özgürlüğün tadını çıkarmışlar. İlkbaharın keyfini yasamışlar.
Daha sonra 70 ve 80’li yıllar çıkagelmiş. Önceleri refah içerisinde yaşayan insanlar 80’lerle birlikte yeniden sıkıntılar yasamaya başlamış. Türkiye’de darbelerin yaşandığı, dünyada sıkıntıların yeniden başladığı yıllara gelinmiş.
1990 ve 2008 yılları arasında da tıpkı 1910 yılında olduğu gibi insanların yeniden mutlu olduğu, ekonominin sürekli büyüdüğü sonbaharı andıran mevsime geçilmiş. Ta ki 2008 yılına gelene kadar. Bu yılda başlayan büyük ekonomik kriz ile yeniden kış mevsimini yaşamaya başladık.
Tarihe baktığımızda her mevsimin 20-25 yıl sürdüğünü varsayarsak, kış mevsiminin tam ortasındayız. Ekonomik sıkıntıların yanında pandemi dünyamızı tamamen değiştirmeye, bizi zorlamaya devam ediyor.
Tarihin mevsimlerini anlamamız çok önemli. Tarihin hangi mevsiminde olduğumuzu kavrarsak kendimizi o mevsime göre hazırlar ve fırsatları görebiliriz. Hiç unutulmamalı ki;
“Güzel zamanlar zayıf insanları, Zayıf insanlar zor zamanları,
Zor zamanlar güçlü insanları,
Güçlü insanlar da güzel zamanları yaratır.”
7-10 yıl daha kış mevsiminde olacağımızı varsayarsak, kendimizi zorluklarla güçlendirmek ve daha sonra oluşacak fırsatları tahmin etmekten başka çaremiz yok. Roma İmparatorluğu zamanlarından bize kaldığı tahmin edilen yukarıdaki sözde de vurgulandığı gibi güçlü insanlar yakında güzel zamanları ortaya çıkaracaktır.
Çünkü hayatta her şey değişmeye ve sona ermeye mahkumdur.
Önemli olan bizim kendimizi değişime adapte edebilmemizdir.
Darwin’in söylediği gibi:
“Ne en güçlü olan tür hayatta kalır, ne de en zeki olan... Değişime en çok adapte olabilendir, hayatta kalan…"