Zamana bırakılan sonsuza dek yapılmayabilir
Bir iş ya da oluşun, bir eylemin içinden geçmekte olduğu, geçtiği veya geçeceği süreye zaman diyoruz. İşi akışına bırakırsın çözümü zamana bırakmış olursun. Ve usulca fısıldadı zaman; “bana bırak…”
Zaman, her zihin için farklı akar; 10 yılın değerini, yeni boşanmış çifte sor, 3 yılın değerini ayrılmış âşıklara sor, 1 yılın değerini sınavı başaramamışa sor, 9 ayın değerini hamile kadına, 1 günün değerini hasta yatağındakine, 1 dakikanın değerini uçağı kaçırana, 1 saniyenin değerini olimpiyattaki gümüş madalyalıya sor…
Zamanın coğrafyası vardır. Her kültür, zamanı farklı algılar… İsviçre’de akrep ve yelkovan bir yere geldiğinde toplantı başlar, bir yere geldiğinde de biter. Dünyanın en hassas saatlerini zaten onlar yaparlar.
Londra’da 10 dakika geciksen dahi “zamanındasın.” New York’ta 15 dakika, Antep’te 25, Ankara’da 45 dakika gecikme dahi zamanında başlamaktır toplantıya… Oysa Arap ülkelerinde randevulaştığınız gün buluşamayabilirsiniz de…
Herkes tarafından bilinen ama tanımlanması karmaşık olandır. Bilimsel tanımı, geçmişten günümüze, geleceğin ilerleyişidir. En, boy yükseklik boyutlarından oluşan uzayın zaman içinde yol almasıyla oluşan 4’üncü boyutun tanımıdır.
Zaman içinde ilerlemek mümkün ama geriye gelmek ancak anılar üzerinden gerçekleşebilir. Zaman hiç kimseyi beklemez, içinde ilerlersin. Bu yüzden zamana bırakma. Yap ya da yapma ama zamana bırakma…
ZAMANI YÖNETEN DÜNYAYI YÖNETİR
“Zamanın tık tık’ları… Güden; yaratıkları…” ne dışındayız zamanın, ne de büsbütün dışında… Akıp giden bu nehirde iki kere yıkanmamaktır.
Zamanı yöneten; dünyayı yönetir. Ömrün doldurman gereken muazzam bir zaman boşluğu ise, ziyandasın. Yaşıyorsan yaşlanmıyorsun… Zamana bakışın seni evrende ayrıştıracaktır.