Yumurta üreticisi yüksek maliyet-market kıskacında can çekişiyor
Koronavirüs sürecinde tüketimi artan ürünlerden birisi yumurta. Ancak fiyatı artmayan artması istenmeyen de yine yumurta. Türkiye'de ihtiyacın çok üzerinde yumurta üretim kapasitesi var. Üretimi planlayan, kontrol eden bir düzenleme yok. İsteyen herkes kümes kurup yumurta üretebiliyor. İhracat olduğu dönemler üretici kısmen daha rahat. İhracat olmadığında ise kriz yaşanıyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre dünya tavuk yumurtası üretimi yaklaşık 77 milyon ton. Bu üretimin sadece 2 milyon tonu ticarete konu oluyor. Yumurta üretildiği yerde tüketiliyor. Üretimin yaklaşık yüzde 25’i Çin’de üretiliyor. Amerika, Hindistan, Meksika, Brezilya diğer önemli üretici ülkeler. Türkiye dünya yumurta üretiminde 9. sırada.
Kişi başına yumurta tüketiminde Japonya 333 yumurta ile ilk sırada. Rusya’da kişi başına 305,Almanya’da 230,Fransa’da 219 ve Türkiye’de ise 214 yumurta tüketiliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü’nün “Tavuk Yumurtası” raporuna göre, Türkiye 2019 yılında 20 milyar adet tavuk yumurtası üretimi ile en üst seviyeye ulaştı. Ancak, Irak pazarının kapanması ile ihracatta yüzde 30’a varan oranda düşüş yaşanması yumurta fiyatlarının düşmesine ve üreticinin zarar etmesine neden oldu. 2020 yılında ihracattaki daralma devam etti. Şu anda üreticide yumurta fiyatları 2018 yılı fiyatlarının gerisinde.
Üretimin yüzde 20’si Afyon’dan
Türkiye yumurta üretiminin yüzde 20’si Afyon’da gerçekleştiriliyor. Bu üretimin de yüzde 13’ü Afyon Merkez’de yüzde 7’si Başmakçı, Sandıklı ve Bolvadin’de yapılıyor.
Türkiye’nin yumurta ihracatındaki en büyük şirketi, 2006 yılında 10 üreticinin bir araya gelerek kurduğu Afyon Yumurta AŞ oldu.
Afyon Yumurta AŞ ortaklarından Süleyman Ulaş ile telefonda yumurta sektörünün sorunlarını, yapılması gerekenleri konuştuk. Ulaş’ın anlattıkları özetle şöyle:
Yumurtacılar 18 aydır zararda
Yumurta ihracatında dünyada ilk 3 ülke arasında yer alan Türkiye’nin en önemli pazarı Irak. Fakat Irak geçen yıl nisan ayında Türkiye’den yumurta ithalatını yasakladı. Irak’a yapılan ihracatın 2019 Nisan ayında son bulmasıyla başlayan kriz 18 aydır devam ediyor. Sektör 2020’nin Mart ve Nisan aylarında geçici olarak yapılan Suudi Arabistan ihracatı dışında son 18 ayın 16 ayında zarar etti.
Irak pazarının aniden kapanmasıyla hazırlıksız yakalanan üreticiler, "okullar açılacak, turist gelecek, Irak tekrar başlayacak...’’gibi boş umutlarla tabiri caizse son kuruşuna kadar harcadı. Yılbaşında Katma Değer Vergisi’nin (KDV) yüzde 8’ den yüzde 1’e düşürülmesi, üreticiye bu zor günlerinde bir nebze destek oldu. Pandemi süreciyle başlayan Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileri ile sektörde başlamak üzere olan iflas furyası ertelenmiş oldu. Çünkü kredinin verildiği tarihte 40 kuruş olan yumurta üretim maliyetine karşılık üreticiler 25-30 kuruş arası fiyatlara mal sattılar ki, o gün bugündür yumurta üreticileri sürekli zarar etti, bu firmaların krediyi geri ödemesi mümkün değil.
En büyük sorun yem maliyetleri
Süleyman Ulaş’ın anlattığına göre yumurta üretiminin temel girdisi yemdir. Yem, yüzde 60 mısır yüzde 40 soya küspesi, ayçiçeği küspesinden oluşur. Tüm bu sıkıntılar yetmiyormuş gibi 30 Temmuz 2020 tarihinde Tarım Bakanı tarafından açıklanan ton başına 1325 lira mısır fiyatı bugün serbest piyasada 1420-1440 lira. Adana/Afyon arasında 85 lira nakliye fiyatı ile mısırın tonu 1520 lira seviyesine geldi. Ayrıca bundan 1 ay önce tonunu 350-370 dolara aldığımız soyanın fiyatları, dünya borsalarında yaşanan artışlar ile 450-470 dolara ulaştı. Ayçiçeği küspesi fiyatları da 220-240 dolar seviyelerinden 280-300 dolar seviyelerine çıktı. Maalesef son 1 ayda kurlarda yaşanan artışları da hesaba kattığımız zaman 1 kilo yemin fiyatı 2 lira 25 kuruşu geçti. Yumurta fiyatları ise yerinde sayıyor. Bu şartlarda üretime nasıl devam edeceğiz? Yumurta üreticisi ürettiği yumurta ile sadece yemi bile karşılayamaz noktaya geldi.
Yumurtanın basit bir maliyet hesabı var. Bir yumurta ile 200 gram yem alınması üretimin devamlılığı için şarttır. Fakat bugün yem fiyatlarındaki artış nedeniyle yumurtanın maliyeti 45 kuruş oldu, biz üreticiler olarak yumurtayı 30-35 kuruşa satabiliyoruz. Üreticinin uğradığı zarar ortada.
“Yumurtaları aynı sepete koymayın” demek kolay
Afyon Yumurta AŞ ortağı Süleyman Ulaş, sıkıntıları gündeme getirdiklerinde bakanlık yetkilileri ve diğer ilgili herkesin "tüm yumurtaları aynı sepete koymayın” diyorlar. Söylemesi kolay ama bunun için gerekli önlemlerin alınması gerektiğine dikkat çekiyor.
Ulaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz zaten yaptığımız çalışmalar neticesinde, en kötü günlerimizde bile Kuveyt’ten Somali’ye,15-20 farklı ülkeye her hafta ihracat yapıyoruz. Fakat Ukrayna’dan ithal ettiğimiz mısır, soya ve ayçiçeği küspesi ile ürettiğimiz yumurtalar ile potansiyel pazar olan Körfez ülkelerinde yine Ukrayna yumurtası ile rekabet etmemiz mümkün değil. Bizim 20 dolara imal ettiğimiz 1 box yumurtayı (30 adetli 12 koli yumurtanın kutuya konmuş hali) onlar tüm Arap ülkelerinin limanlarına teslim 21 dolara veriyorlar. Biz para kazanmadan 20 dolar mal bedeli artı 3 dolar nakliye olmak üzere 23 dolar fiyat versek bile o pazarlara giremiyoruz. Şu anda üretim fazlası olduğu ve başka pazar bulunamadığı için birçok firma yumurtanın ebadına göre (L/M/S) 17-18-19 dolar gibi zararına fiyatlara mecburen mal satıyorlar. Ayrıca Suudi Arabistan’dan hala ciddi talep var. Fakat ambargo nedeniyle bizden mal alamıyorlar.”
Üreten değil satan kazanıyor
Birçok üründe olduğu gibi yumurtada da üreten değil, üreticiden düşük fiyattan yumurta alıp tüketiciye yüksek fiyatla satan market zincirleri para kazanıyor. Üreticiler toptan olarak yumurtanın tanesini 35- 40 kuruşa satıyor. Köylere kadar yayılan market zincirleri aynı yumurtayı 65 kuruştan, 1 liradan satıyor. Zarar eden üretici neden üretime devam ediyor sorusuna Süleyman Ulaş şu yanıtı verdi: “Sıfır (0) günlük civcivi alıp 150. günde yüzde 50 randımana getirmek 25 liraya mal oluyor. 100 binlik sürü yetiştirdiğiniz zaman, yatırım tutarı 2.5 milyon lira. Düşünün bu parayı harcamışsınız, yumurta çok zarar ediyor, sürüyü en fazla 300-400 bin liraya kesip çıkabilir misiniz? Tüm üreticiler aynı durumda, ‘’bugün düzelecek, yarın düzelecek’’ umuduyla devam ediyor. Ama yara her gün büyüyor maalesef. Tüm işletmeler hızla küçülüyor artık. Maliye, faturalarımızı incelerse nasıl bir zarar içinde olduğumuz çok açık görülecektir.”
Özetle yumurta sektörü yüksek yem fiyatları ile üretim yaparak düşük fiyatla marketlere satmak zorunda kalıyor. İhracatta yaşanan daralma fiyatların düşmesinde önemli bir faktör. Üretim maliyetlerinin düşürülmesi, yumurta üretiminin ve ihracatının sürdürülebilmesi için acil önlemlere ihtiyaç var.
DİĞER ÜLKELER NE YAPIYOR?
Dünyanın önemli yumurta üreticisi ülkeleri Ukrayna, Tayland, Brezilya, iç piyasada fiyatlar maliyetlerin altına düştüğü zaman üreticilere ihracat için ilave destekler vererek, iç piyasada ki mal fazlalığının ihraç edilmesini teşvik ediyor. Türkiye'de böyle bir uygulamaya geçebilir. Aslında yumurta ihracatına verilen destek var. Fakat her geçen yıl destek azalıyor. Sektör zor duruma düştükçe destek artacağına azalıyor. Tarımsal Ürünlerde İhracat İadesi, 17/06/2013 tebliğinde 1000 yumurta için 30 Lira dolar bazında 16,2 dolar destek verildi. 1 Ocak 2017 tebliği ile 1000 yumurta için 35 liraya çıkarılan destek dolar bazında 9,89 dolara düştü. 2018/12 tebliği ile son 2 yıldır 1000 yumurta için 40 lira olan bu destek 2020 ortalama dolar kuru 6,70 lira olarak alındığında destek 5,97 dolara indi. Yani 2013 yılında 16,2 dolar olan destek 2020 yılında 5,97 dolara düştü. Diğer ülkelerin yaptığı bir başka çalışma ise yumurta fazlalığını yumurta tozuna dönüştürmek. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli 7 Aralık 2019'da Afyonkarahisar'ı ziyaretinde yumurta tozu tesisi kurulması için söz verdi. Ancak somut hiç bir adım atılmadı. Yumurta tozu tesisi devlet desteği ile kurulabilirse ve çoğu Avrupa ülkesinde olduğu gibi, yumurta tozunun endüstriyel mutfaklarda kullanımı(makarna/pasta) yasalarla teşvik edilirse hem besin değeri daha güçlü ürünler elde edilebilir hem de yumurta sektörü sıkıntılı dönemleri atlatmış olur.