Yüksek faiz çıkmazından çıkmak
2021 nasıl bir yıl olacak? Yanıtlaması zor bir soru. Çok fazla belirsizlik var. Belirleyici olacaklar listesinin başında elbette COVID-19 aşısı var. Yeterli sayıda vatandaşımızı aşılayabilecek miyiz? Bu sayıya kısa sürede ulaşabilecek miyiz? Hizmet sektörünü olumsuz etkileyen sosyal mesafe önlemlerinin ne kadar devam edeceği, turizm gelirlerimizin ne olacağı, ihraç ürünlerimize olan talebin nasıl şekilleneceği ve belirsizliğin ne ölçüde değişeceği verilecek yanıtlara bağlı. Kaldı ki sadece Türkiye’deki aşılama değil küresel ölçekteki aşılama da önemli.
Listenin ikinci sırasında uygulanacak ekonomi politikası var: Sadece son birkaç ayda yapılanlarla yetinmeden bu ülkeyi yüksek faize mahkûm etmeyecek bir ekonomik ortam oluşturabilecek miyiz? Bu çerçevede: TCMB yönetiminin görevden alınmasını zorlaştıran bir düzenleme yapabilecek miyiz? Mega projeler yerine, küçük işletmeler ile hem kayıtlı hem de kayıtsız işsizlere destek verecek şekilde maliye politikasının hedefini değiştirebilecek miyiz? Bu tür desteklerle 2021’de bütçe açığının bir miktar daha artabileceğini ancak aşılama performansımıza bağlı olarak 2022’den itibaren açığı kademeli olarak azaltacak bir maliye politikası uygulayacağımızı açıklayabilecek miyiz? Gelir ve borç garantilerini sınırlayabilecek ve şeffaflık sağlayabilecek miyiz? Keza, 2020’deki hızlı kredi artışının bu yıl oluşturabileceği geri dönmeyen krediler için güvenilir stres testleri yapıp açıklayabilecek miyiz? Açıklamakla yetinmeyip olumsuz ihtimallere karşı bu sorunu hafifletmek için bir plan sunabilecek miyiz? “Nokta atış” şeklinde az ama öz yapısal değişiklik gerçekleştirebilecek miyiz? Mesela ihale yasasını değiştirebilecek miyiz?
Üçüncü sırada ekonomi dışındaki alanlara ilişkin unsurlar yer alıyor: Hukuk sistemimize ilişkin güveni artıracak adımlar atabilecek miyiz? Dış ilişkilerimizdeki sorunları azaltabilecek miyiz?
Bu sorulara ne kadar çok “evet” cevabı verebiliyorsak 2021’den o kadar çok umutlu olabiliriz. Pandeminin seyrine ilişkin belirsizlikler bir tarafa bırakıldığında hepsi de kolaylıkla yapılabilecek işler. Bakalım kolayı seçecek miyiz yoksa kimsenin keşfetmediğini sandığımız yöntemleri uygulayarak artık farklı sokaklarda yol aldığımıza inanıp, aslında “sonu yüksek faiz ile biten çıkmaz sokakta” bir aşağı bir yukarı dolaşıp duracak mıyız?