Yüksek enflasyonun ülkeye maliyeti yüksek oldu
Gelecek hafta Çarşamba günü enflasyon rakamları açıklanacak ve yıllık enflasyonun gerilediği görülecek.
Bakmayın enflasyonun yüzde 40’lara inmesine ve bizim buna sevinmemize bu enflasyon denilen bela 2019 yılı Ekim ayında tek hanelerdeydi. Sonra ufak ufak tırmanmaya başladı ama yine de kontrol altındaydı. Ne olduysa 2021 ortasında oldu. Enflasyon 2021 yılı Mayıs ayında yüzde 16.59’u gördükten sonra hızla yükselmeye başladı ve üst patikalara çıktı. Sonrasını biliyorsunuz; yaklaşık son 25 yılın zirvesini gördük.
Türkiye yaklaşık iki yıldır yüksek enflasyon ile yaşıyor. Enflasyon meselesinin çözümüne ilişkin sürekli hedef tarihler verildi ama gerçekleşmedi. Hükümet şimdi de “önümüzdeki yıl çözmüş olacağız” diyor. Çözer mi çözmez mi bilmiyoruz ama iki yıl süren yapışkan ve inatçı enflasyonun Türkiye’ye ciddi zararlar verdiğini biliyoruz. Mesela;
- Yanlış politikalar fiyatlama davranışlarını bozdu.
- Yaşam maliyeti arttı; düşük gelirliler kemer sıkmak zorunda kaldı.
- Yüksek enflasyon fiyat algılamasını bozdu. Nispi fiyat değişimleri ayırt edilemez oldu; karar almak zorlaştı.
- Belirsizlik arttı; kısa vadecilik ağır bastı. Gelecek endişesi doğdu; bireyler ve firmalar uzun vadeli karar almaktan kaçınır oldular.
- Bireyler ve firmalar yatırım yerine birikimlerini enflasyondan korumak için üretken olmayan alanlara; mesela dövize, gayrimenkule ve altına yönelttiler.
- Enflasyon harcama sepetlerinde gıdanın payı yüksek olan düşük gelir gruplarını daha fazla etkiledi. Gelir dağılımı bozuldu; sosyal adaletsizlik arttı.
-Yüksek enflasyon ekonominin diğer ekonomilerle rekabet gücünü zayıflattı, dış ticaret dengesini bozdu.
- Ekonomiyi kırılgan hale getirdi. Uzun ve orta vadeli yabancı sermaye girişini ve doğrudan yatırımları caydırdı.
Bunların her biri daha yıllar öncesinden Merkez Bankası tarafından yapılan uyarılardı. Mesela 2004 yılında banka enflasyonla girdiği amansız mücadelenin bir parçası olarak halka yüksek enflasyonun maliyetini de anlatıyordu. O zaman yapılan bu uyarıların önemli bir kısmı ne yazık ki son iki yılda gerçek oldu.