Yüksek enflasyon baskısı, ekonomi yönetimlerini birer birer faiz arttırmaya zorluyor
Aydın ÖNCEL
Ekonomist
Türkiye’nin de içinde yer aldığı az gelişmiş ekonomiler, oldukça karmaşık bir süreç içinde sarsılıyor. Gelişmeler, yenidünya düzenine uyumumuzun beklendiği kadar kolay olmayacağını gösteriyor. Sancı, artarak ve yayılarak geliyor. Onlarca yıl sürdürülen yanlış politikalar ve enflasyonun önlenemez yükselişi sonucunda çaresiz kalan ekonomi yönetimi, çözümü para politikasıyla aşabileceği yanılgısı ve telaşı içinde bocalamaya devam ediyor.
Buhran, yukarıdan aşağıya, dalga dalga yayılıyor. Yıllardır sürdürülen parasal genişleme politikasının görevini tamamlamasıyla, uygulamaya son veren ABD ve Avrupa Merkez Bankaları, uzun zaman önce sıkılaştırmaya gitme kararı almıştı… İlk adımı varlık alımlarını azaltarak atan FED, 16 Mart 2022 tarihinde, dört yıl aradan sonra 25 baz puanlık artışla, faizi şimdilik 0,50 seviyesine yükseltti… Sadece 2022 yılı içinde yedi faiz artışı öngören banka, önümüzdeki toplantıdan itibaren bilanço küçültmeye başlayacağını da duyurdu…
Ukrayna-Rusya Savaşı’nın yüksek enflasyon ve düşük büyüme riski yarattığı belirtilen FED toplantı metninde, güçlü istihdam ve son yıllarda görülmemiş ücret artışları olumlu gelişmeler olarak öne çıkarıldı… Sıcak para girişiyle tahakküm altına aldığı ülkelerde, özelleştirmeyi özendirerek, işsizliğin dramatik seviyelere ulaşmasına yol açan emperyalist güç, görüldüğü gibi kendi ülkesinde istihdamı ve ücretleri arttırmakla övünmektedir. Kışkırttıkları ülkeleri sıcak savaşlarda yalnız bırakan Batı, sıcak parasıyla kaynaklarını sömürdükleri ülkeleri de, ekonomik alanda çıkmaza sokup, çekip, gitmekte bir sakınca görmemektedir… Avrupa Merkez Bankası ECB de, yakın zaman içinde aynı yöndeki kararlarla, Euro bölgesindeki ülke ekonomilerini korumaya alarak, nefes aldırmakta gecikmeyecektir. Onlar da, girdikleri ülkelerden, arkalarında bıraktıkları enkaza bakmadan uzaklaşacak, gelen buhranı evlerinde, güvenle karşılayacaktır…
Küresel eşitsizlik sahnesi
Salgınla başlayan ve Ukrayna-Rusya Savaşı ile devam eden kırılma; yayılmacı ekonomilerin, varlıklarını sınırları içine çekmeye başlaması, yani sıcak paranın anavatanına dönmesiyle birlikte oldukça yıkıcı sonuçlar doğuracaktır. FED’in piyasaları yıllardır buna hazırladığı iddia edilse de, sıcak savaşın öngörülememesi, sarsıntının şiddetini arttırarak, az gelişmiş ekonomilerde büyük hasarlara neden olacaktır…
Küresel eşitsizlik sahnesinde figüran olan ülkeler arasında hiç kuşku yok ki Türkiye de bulunmaktadır. FED açıklamalarında yer alan; tabana yayılan iş gücündeki iyileşme, ücret ve istihdamdaki artış, fiyat istikrarı, büyüme ve enflasyon hedefleri gibi başlıkların, Türkiye’deki karşılıklarına bakıldığında, nasıl bir eşitsizlikten söz ettiğim daha anlaşılır olacaktır…
Negatif reel faizde zirve
Uzun yıllar sıcak para girişi alan ekonomimiz, küresel sermayenin teşvik ve yönlendirmesiyle, yatırımda üretime dönük sanayi yerine, inşaat sektörünü tercih etmiş, bu nedenle sürdürülebilir büyümeyi yakalayamamıştır. Ayrıca bu hata, birden fazla dönemde tekrar edilmiştir. Şu anda bile küresel konjonktürde çok önemli değişimler yaşanmasına rağmen, para politikalarının hala bu sektöre yönelik uygulanıyor olması, tehlikenin boyutunu bir kat daha arttırmaktadır.
Negatif reel faiz, tarihte görülmemiş seviyelerde olup, ilerleyen aylarda piyasaları sarsacak büyüklükte bir artış yapma zorunluluğu doğuracaktır. Tüm dünyayı etkisi altına alan yüksek enflasyon baskısı, ekonomi yönetimlerini birer birer faiz arttırmaya zorlarken, TCMB, 17 Mart 2022 tarihli PPK toplantısında, faizi sabit bırakarak, adeta yangına körükle gitmektedir. Oysa KKM, ilk üç ayda yüzde 27,5 getiri sağlayarak daha şimdiden, TCMB ile piyasa arasındaki çelişkiyi çok açık ortaya koymuştur. Son olarak; KKM sistemi içinde oluşturulan YUVAM hesabı kapsamına, yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişilerin de dahil edilmesi, önümüzdeki yıllarda yangını büyütecektir!...