Yöresel ürünler zenginlik getirir mi?
✔ "Coğrafi işaretler, bugün bu kadar biliniyor ve önemseniyorsa, bunda TOBB ve Oda- Borsalarımızın payı çok büyük. Bu işe hep birlikte sahip çıktık. Son 10 yılda coğrafi işaretli ürünlerin yüzde 40’ından fazlasını, Oda- Borsalarımız tescil ettirdi."
✔ "Baklavamız, Türkiye’nin ilk yöresel ürün tescilini aldıktan sonra AB’ye götürdük ve 2013’te coğrafi işaret onaylandı. O dönemlerde bu konular ülkemizde çok bilinmiyordu. Diğer illerimizin ürünleri için de bir örnek bir know-how oluşturdu."
Her şey Gaziantep Baklavası’nın önce Türk Patent Enstitüsü’nden Türkiye’nin ‘ilk tescilli yöresel ürünü’ unvanı ve ardından 2013’te de Avrupa Birliği’nden ‘coğrafi işaret’ almasıyla başlamıştı. Edirne’den Kars’a, Sinop’tan Antalya’ya Türkiye’nin birçok vilayeti, dünyadaki benzerlerine göre çok farklı özgün yöresel ürünlere sahip olduğunu keşfetmeye başladı. Onlar da tıpkı Gaziantep gibi önce Türk Patent Enstitüsü’nün ardından AB’nin yolunu tuttular. Son 10 yılda 14 coğrafi işaret Avrupa’da tescillendi, 44 ürün değerlendirme sürecinde, yakın zamanlarda tescillendiklerini duyacağız. Ayrıca 5 geleneksel ürünün de değerlendirilmesi devam ediyor. Son yıllarda birçok kentimizde ‘gastronomi festivalleri’ düzenleniyor. İllerimiz yöresel lezzetleriyle önce ulusal çapta tanınmak, sonra bunları ticarileştirip ihracat yapmak istiyor. Bu konu aynı zamanda turizmi de geliştiriyor ve şehirlerimiz gastronomileriyle ayrıca turist çekiyor.
Memleketin her yöresinden zenginlik fışkırıyor!
Gaziantep Baklavası, Aydın İnciri, Malatya Kayısısı, Aydın Kestanesi, Milas Zeytinyağı, Bayramiç Beyazı, Taşköprü Sarımsağı, Giresun Tombul Fındığı, Antakya Künefesi, Suruç Narı, Çağlayancerit Cevizi, Gemlik Zeytini, Edremit Zeytinyağı, Milas Yağlı Zeytini AB’den coğrafi işaret alan ürünlerimiz. Sırada daha onlarcası var. Bütün bu başarılı sonuçlarda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcılkıoğlu’nun emeği büyük. Başkan Hisarcıklıoğlu’na Oda ve Borsaların bu konudaki rolünü sordum. TOBB Başkanı “Coğrafi işaretler, bugün bu kadar biliniyor ve önemseniyorsa, bunda TOBB ve Oda-Borsalarımızın payı çok büyük. Bu işe hep birlikte sahip çıktık. Son 10 yılda coğrafi işaretli ürünlerin yüzde 40’ından fazlasını, Oda-Borsalarımız tescil ettirdi” diyor.
Ticarileştirmek için neler yapılıyor?
Bu özgün ürünlerin hem yörelerine hem de ülke ekonomisine katkı sağlaması için neler yapıldığını da şöyle anlatıyor: “TOBB Yönetim Kurulu üyesi, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır’ın öncülüğünde her yıl Antalya’da Yöresel Ürünler Fuarı’nı (YÖREX) düzenliyoruz. Yöresel ürünlerin ve coğrafi işaretlerin markalaşması ve ticari değer kazanması yolunda bu fuar önemli bir buluşma noktası haline geldi. YÖREX’te her yıl coğrafi işaretli ürünlerin üreticileri ile ulusal perakendecileri ve e-ticaret portalları buluşuyor. İkili iş görüşmeleri yapmalarını sağlıyoruz. Yine coğrafi işaretlere özel e-ticaret portalları ile kampanyalar yapıyoruz. Coğrafi işaret üreticilerinin e-ticarette daha çok yer almalarını sağlıyoruz. Tabii ki sadece yurtiçi tescille de iş bitmiyor. Yurt dışında da tescil ettirmek ve küresel pazarlara girmek de önemli artık. Şu ana kadar 14 coğrafi işaretimiz Avrupa’da tescillendi, 44 ürünümüzün de değerlendirme süreci devam ediyor. Yine 5 geleneksel ürünümüzün de değerlendirilmesi devam ediyor. Bunu başaran Oda borsalarımızı canı gönülden tebrik ediyorum. TOBB Brüksel Ofisimiz ile coğrafi işaretlerin AB tescil sürecine yardımcı oluyoruz. Coğrafi işaretlerin AB tescil sürecine yardımcı olması için de bir rehber hazırladık. Topraklarımızdan çıkan ürünlerin değerini, biz bilmezsek, dış pazarlara hiç anlatamayız. Dünyada çok az coğrafyaya nasip olan bir ürün çeşitliliğine sahibiz. Zengin olmak istiyorsak, bölgemizi zengin etmek istiyorsak kendi yöresel ürünlerimize sahip çıkmamız lazım.”
Gaziantep neyi nasıl yapmıştı?
Eski Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer’e, ilk yöresel ürün tescilinin hikâyesini sordum. Koçer şöyle özetliyor: “2003 yılında Gaziantep’imizin ‘sanayide marka şehir’ olduğunu vurgulamak amacıyla yola çıkmıştık. Marka Şehir Gaziantep projemizi başlatmıştık. Gastronomi zaten her daim öne çıkıyordu. Baklavamız, fıstığımız, kebaplarımız vs. dillere destan. Marka Şehir projemiz 2005’te Güney Afrika’daki Dünya Odalar Kongresi’nde birinci oldu. Sonra biz de bazı yöresel ürünlerimizin tecillerine eğildik. Baklavamız, Türkiye’nin ilk yöresel ürün tescilini aldıktan sonra AB’ye götürdük ve 2013’te coğrafi işaret onaylandı. O dönemlerde bu konular ülkemizde çok bilinmiyordu. Gaziantep Baklavası’nın AB’den coğrafi işaret alması diğer illerimizin ürünleri için de bir örnek bir know-how oluşturdu. TOBB Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu geçen gün bu konuda çok güzel ve doğru bir paylaşımda bulundu. Kendisine teşekkür ediyoruz. Türkiye genelinde AB’den coğrafi işaret tescili alan ürünlerimizin sayısı hızla yükseliyor ve daha da yükselecek.”
DOST DİASPORALARI ÇOĞALTMAK İÇİN ÇOK ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR
DEİK çatısı altındaki ‘özel amaçlı’ iş konseylerinden olan Dünya Türk İş Konseyi’nin (DTİK) 10’uncu Kurultayı, göçlerle dünyaya yayılmış vatandaşlarımız ve girişimcilerimiz için çok değerli bir etkinlik oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan himaye ettiği bu Kurultay’daki konuşmasında Türkiye diasporası ile Türk devletlerinin, Kafkaslar ve Balkan ülkelerinin, halkı Müslüman diğer ülkelerin diasporalarının ‘dost diasporalar’ olduğunu vurguladı. Ancak bir konuya özellikle dikkati çekti ki bence çok önemliydi. Türk devletleri, Kafkaslar ve Balkan ülkeleri dost diasporalarının yakın işbirliğine olumlu yanıt verdiğini ama ‘İslam ülkeleri diasporalarının’ farklı sebeplerle mesafeli durduğunu söyledi. Erdoğan yine de onlarla işbirliğinden vaz geçilmeyeceğini, daha çok çalışarak bunun da başarılacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanımızın bu gerçekçi tespiti bana, ‘ilk Suriye operasyonundan itibaren’ kayıtsız şartsız hangi ülkelerin Türkiye’nin yanında durduğunu hatırlattı. Kendisi de o günlerden sonra ‘Türk dünyasına daha güçlü odaklanmanın’ en doğru strateji olduğunu düşünerek Türk Devletleri Teşkilatı’nın kuruluşunu tamamlayan lider olarak tarihe geçmişti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise Kurultay’daki konuşmasında dış politikamızın büyük ölçüde ‘ülkemizin ekonomik çıkarları’ ekseninde devam edeceğini vurguladı. Fidan, “Doğu Batı Ulaşım Koridorları, eski ve yeni enerji hatları, Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki ekonomik büyüklüğün potansiyeli, Avrupa Birliği ile ilişkilerin ‘ekonomik açıdan’ önemi” gibi konuları o kadar güçlü cümlelerle anlattı ki şahsen bundan böyle bazı ülkelerle yaşadığımız gerilimlerde çok kaygılanmayı düşünmüyorum.