Yönetim tarzımız bilgiyi aşağılarsa…
İş dünyası ile konuşuyoruz. Yönümü nereye çevirsem aynı sorun: “30 yıllık iş hayatımda çok problemlerle boğuştum, nice öldürücü krizlerle boğuştum ama böylesini görmedim. İlk defa böyle aciz kalıyorum. Yetiştiriyorum eller alıyor.” Nereye gitsem bu ve benzeri yakınmalar duyuyorum.
Nitelikli çalışandan söz ediyoruz. Her birini özenle seçip, eğitim aldırıp yetiştirdiğimiz yazılımcılar, birer birer ayrılıyor. Projeleri yarım kalıyor. Ekonomide bozulan makro dengeler, kredi kuruluşlarının not düşürmesi, tırmanan enflasyon, yazılım alanındaki kabiliyetlerimizi kemirmeye başladı.
BİLEN İNSAN MI BİZDEN İNSAN MI?
Bilgiyi dışlayan, bileni aşağılayan bir yönetim tarzımız var. Eğer bilen insan bizden değilse, yandaşımız olmamışsa, biat etmiyor ve kendi cemaatimizden, akraba halkamızdan değilse, umursamıyoruz bile… Hatta göz kamaştıran bir başarısını yabancılar takdir etmemişse, farkına dahi varmıyoruz.
Ama temel sorun; bilen insanı bilebilmek, önemseyebilmek ve onunla çalışabilmekte yatıyor. Bizdeki düşük nitelikli patronların temel felsefesi şudur; “parasını benim verdiğim biri, benden daha akıllı nasıl olabilir?” Oluyor be kardeşim; burada sorun sensin ve o bilgisizlikle bezediğin şişik egon…
İKİ SORU İKİ CEVAP
Sektördeki sirkülasyon neden çok yüksek?
Yazılım sektöründe sirkülasyon, 4 aya kadar inmiş durumda. Herkes, işini geliştirmek ve yeni iş alanlarında rekabet gücünü arttırmak istiyor. Bu yüzden yetişmiş iş gücüne yoğun talep var ve işinde iyi olanlar, adeta havada kapışılıyor. Yenisi ise zor yetişiyor. Yetişince de bizden önce yad eller alıyor.
Bilgi teknolojisi alanında neler yapılabilir?
Dilimizdeki ezber; “efendim kod yazma işine ilkokulda başlayalım” şeklinde… Oysa sorun “eğitim şart” klişesine bağlanamayacak kadar derin. Bilime, bilgiye önem vermeyen yönetici tutumu, Bill Gates dahi olsan başaracağına garanti değil. Hindistan, yazılımcılarıyla dünyanın bilişim devlerinin başında CEO düzeyine kadar tırmandı. Biz ise “bilen adam mı bizden adam mı?” ayırdında henüz bilenleri sevemedik.
not
AVRUPA’NIN ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ OLDUK
Dijitalleşme ile birlikte artan ihtiyaçtan dolayı tüm dünyada çip krizi ile birlikte yazılımcı krizi de patladı. Bizim yetiştirdiğimiz yazılımcılar yabancı rakiplerimizde bize karşı çalışır duruma geldi.
Devlet yetkilileri de durumu; “mühendis ihraç ediyoruz, ne güzel” diye açıklıyorlar. Getir, Hepsiburada, Trendyol gibi alışveriş siteleri ve bankalar da arta kalan kaynağı kurutmuş durumda.
Üniversite okuyanlar pratikten uzak… Sektörde eğitim alınca da hemen öğrendim diye kaçıyor. Ayrıca çoğu evden çalışmak istiyor. Bizde 2 yıllık eğitim alan yazılımcı 90.000 TL ücret alsa bile yine iş değiştiriyor. Normal kavramını yitirdiğimiz bir dönemde; çözüm üretmediğimiz her alanda bizi kürenin hurdalığında tutacaklar. Peki çare? Gördüğüm şudur, bilgiye, bilgili insana bakışımızı değiştirmedikçe, biz yetiştireceğiz Avrupa, Amerika alacak. Enflasyon pahasına var ettiğimiz bilgili gençlerimizin beyinlerini yabancılar sağacak. Biz de “elin adamı yapmış” söylemini; “ellerin adamı değer verince bizimkiler yapmış” yakınmasına çevireceğiz. Yazık...