Yine mi kripto krizi
Sevilen, popüler ancak gerçek dünya tecrübesi az bir görüşe göre kriptolar veya yapay zeka gibi teknolojiler kodlama veya yazılım bazlı olduğu için bir vakumda yaşıyor. Öyle ki insanlardan, ideolojilerden, hukuktan vs uzak ve hiç bir etki altında da olmadıklarından dolayı mükemmeller. Kod merkez bankasının yapması gerekeni yapıyor, akıllı kontrat hukuku devre dışı bırakıyor ve her sorun çözülüyor. Teorik olarak baktığımızda Bitcoin gerçekten de böyle bir kod olabilir. Ancak Bitcoin madencisi, yatırımcısı, aracı kurum, yatırımcı hesapları vs tümü ile gerçek dünyaya ve insana ait yapılar.
Son 4 ay boyunca her hafta önemli bir kripto skandalı ile karşı karşıya kalıyoruz. Son skandalı özetlemem gerekirse önceki aylarda krize müdahale ederek hafif geçmesini sağlayan isimlerden SBF’in (bu dünyada isminizi tam olarak yazmıyorlar) sahibi olduğu FTX borsası ve Alameda fonunun tanımı yerinde ise “Enron muhasebesi” yaptığı anlaşıldı. Yine söz konusu yapıya ait olan FTT koinlerinin Alameda’nın bilançosunda önemli bir ağırlığa sahip olması yatırımcılarda tedirginlik yarattı. Bu yatırımcılar arasında FTX’in ilk yatırımcıları arasında bulunan ve bir başka önemli isim CZ pozisyonlarını satma kararını kamu ile paylaşınca kriz tetiklendi. Buraya kadar olan biten daha önce de olduğu üzere merkeziyetsiz değil CeFi olarak tanımlanan merkeziyetli kripto dünyasında olan ve normalde suç olarak tanımlanabilecek davranışlar (CZ’nin satış kararı hariç).
Kripto yatırımcısı kripto fiyatı ile bilanço kavramı arasındaki ilişkiyi anlamıyor veya göz ardı ediyor. M.Saylor şirketi Microstategy’ye Bitcoin aldığında bu tüm camiada sevinçle karşılandı. Ancak alımların bir kısmı kredi veya bono ihracı ile fonlanmış durumda. Dolayısı ile teminat olarak da Bitcoin verilmiş. Spekülasyona mahal vermemek için rakam telaffuz etmiyorum ancak Bitcoin fiyatı düşmeye devam ederse bir noktada Microstrategy daha fazla teminat gösterme ama belki de daha kötüsü krediyi geri ödeme mecburiyeti ile karşı karşıya kalacak. Ana işinde zayıf bir nakit akışına sahip olduğunu gördüğümüz şirketin tek alternatifi Bitcoin satmak.
Benzer bir durum Bitcoin madencileri için de geçerli. Geçtiğimiz haftalarda üretim maliyetinin 19300 dolar olduğuna dair analizler yayınlandı. Bu durumda cari fiyat 16700 ile yetinmek zorunda kalan madenciler stoklarında bulunan, ki bir süredir zaten satıyorlar, Bitcoinleri daha hızlı bir tempoda satmak zorunda kalacak. Kısacası bilanço kavramını finans piyasalarında göz ardı etmek çok ağır sonuçlara neden olabilir. Bu kriz neticesinde regülasyonların gelmesi artık kaçınılmaz. DeFi yani merkeziyetsiz finans zamanla biraz daha ön plana çıkacaktır ancak bu alan da regülasyonların dışında kalamaz. Dolayısı ile verimliliği biraz hırpalanmış ancak daha güvenilir görülen bir yapı ortaya çıkacak. DeFi kavramında sorun ise yaygınlığı. Pek çok yatırımcı açısından bir aracı kurumda hesap açmak bir DeFi tecrübesinden çok daha kolay. Bu nedenle CeFi kavramının zarar görmesi kriptonun ruhuna uygun görünse de çıkarına değil.