Yıl 2038, İşte Türkiye'nin dünyaya 'parmak ısırtan' başarısının öyküsü

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Faruk Türkoğlu

2023, 2024 ve 2025’te ekonomide atılan adımlar sonraki yılların kaderini etkiledi. Bilim insanları ve politikacılar bu üç yılda gece gündüz çalışarak gelecek için sağlam bir temel attılar. Yaratılan atılım ivmesi Türkiye ekonomisinin uzun süreli bir hızlı büyüme dönemine girmesini sağladı. Aşağıda bu başarı için neler yapıldığını yıllar ve aylar itibariyle okuyabilirsiniz;

2023 MAYIS- Gümrük Birliği’nin güncellenmesi: 1996 başında yürürlüğe giren Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncelleştirilmesi için hızlandırılmış görüşmeleri yürütecek bir ekip oluşturuldu. 2015’te başlatılan çalışmalardan sekiz yıl içinde bir sonuç alınamamıştı.

TEMMUZ- DPT’nin geri dönüşü: Kapatıldıktan yaklaşık 12 yıl sonra Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Türkiye Planlama Teşkilatı (TPT) adı ile yeniden açıldı. 12. Plan için ön araştırma yapacak özel ihtisas komisyonlarının adı “çalışma grubu” olarak değiştirildi. Çalışma gruplarına Türkiye’den yurt dışına gitmiş bilim insanlarının da katkı yapması kararlaştırıldı. Her çalışma grubundan seçilecek yedi kişilik bir görev gücünden, önemli konular, stratejik sektörler ve ürünler için performans kriterlerini ve bir uygulama takvimini de içeren bir yol haritası hazırlaması istendi. AĞUSTOS- Hedef istikrar ve büyüme: Kur istikrarı, enfl asyonun düşürülmesi ve istikrarlı büyüme için alınan önlemler uygulamaya sokuldu.

EYLÜL- Gerçekçi vizyon olarak “perspektif plan hazırlığı” 2024-2038 dönemi için istikrarlı ve yüksek hızda büyümenin gerçekleştirilmesini, ekonominin teknolojik düzeyinin yükseltilmesini ve gelir dağılımının sürekli olarak iyileştirilmesini hedefl eyen 15 yıllık bir perspektif planın hazırlanması kararlaştırıldı.

EKİM- Büyük otomotiv yatırımı: Dünyanın büyük şirketleri arasında yer alan bir otomotiv şirketinin Türkiye’de kuracağı fabrika konusunda anlaşma imzalandı.

KASIM-Temel bilimlere öncelik: Çıkarılan Temel Bilimleri Geliştirme Yasası ile matematik, fizik, kimya, matematik, jeoloji, astronomi ve diğer bilim dallarında mevcut öğretim ve araştırma potansiyelinin verimli kullanılması ve yeni kurumların oluşturulması amaçlandı. Yasanın uygulamasını özerk bir kuruluş olarak oluşturulan Temel Bilimleri Geliştirme Enstitüsü’nün yapmasına karar verildi. Bu tür bir yasa Güney Kore’de 1989 yılında yürürlüğe girmişti.

ARALIK- Torba yamasına son: Yasaların içsel bütünlüğünü ve tutarlılığını bozan ve mevzuatı yamalı bohçaya çeviren torba yasa uygulamasına son verildi. Uzun süre önce çıkarılmış yasaların yeniden yapılandırılması ve yeni yasa tasarıları için ekonomik, sosyal ve çevresel etki analizleri yapacak ve TBMM’ye bağlı olarak çalışacak Yasalaştırma Araştırmaları Enstitüsü kuruldu.

2024

OCAK- Plan yürürlüğe girdi: 15 yıllık bir “vizyon belgesi” niteliğini taşıyan Perspektif Plan ve 2024-2028 On İkinci Beş Yıllık Plan yürürlüğe sokuldu. Planda “yeniden sanayileşme” ilkesi esas alındı, her sektörde ve üründe teknolojik düzeyin ve yoğunluğun yükseltilmesi hedefl endi. Planın esas misyonu, ekonominin dış ticaret ve cari işlemler açıklarının prangalarından kurtulması ve Türkiye’nin bir “teknoloji ülkesi” konumunu kazanması olarak belirlendi. Acil olmayan altyapı yatırımlarının 2030 yılının sonuna kadar ertelenmesi öngörüldü. Planda belirtilen eylemlerin ihmal edilmesini ve gecikmesini önlenmek için bir uygulama takvimi hazırlandı.                          

Yeniden Sanayileşme Programı: Planın bu en önemli unsurunda, her sanayi dalında verimliliğin ve teknolojik yoğunluğun yükseltilmesi (upgrading) öngörüldü. Örneğin tekstilde oluşan sermaye birikiminin lüks konut ve AVM inşaatına değil, akıllı kumaşlara, teknik tekstile, yeni nesil teşviklerle yönlendirilmesi kararlaştırıldı. Geleneksel ağır sanayi dallarında ise nitelikli ve paslanmaz çelik üretimi ve ikinci petrokimya tesisi kurulması, otomotiv ve elektrikli makinelerde ihracatın artırılması hedefl endi. Kritik ve stratejik sektörler olarak adlandırılan, ileri elektronik, nanoteknoloji, biyoteknoloji, polimer kimyası ve benzeri alanlarda gerektiğinde devletin fabrikalar kurması veya kamu-özel ortaklığı ile yeni tür teknoloji KİT’leri kurulması politikası benimsendi.

ŞUBAT- Gümrük Birliği güncellendi: Türkiye ile Avrupa Birliği arasında Gümrük Birliği’ni güncelleştiren anlaşma imzalandı. Anlaşmanın büyüme oranının yükselteceği, ihracatı artıracağı ve enfl asyon oranını düşüreceği belirtildi.

MART- Öngörü, envanter ve “benchmarking”: Hazırlıkları 2023 yaz aylarında başlayan, teknolojide ve sektörlerin üretiminde “Dünya nerede?” ve “Biz neredeyiz” sorularına cevap bulmayı amaçlayan çalışmalar sonuçlandı. Aşağıdaki iki konuda yapılan çalışmaların üç yılda bir güncelleneceği belirtildi.                     

2038 Teknoloji Öngörüsü: 2020 yılında hazırlanmasına karar verilen ancak bir türlü kamuoyuna duyurulmayan “2035 Teknoloji Öngörüsü” ile ilgili çalışmalar güncellenerek ve son yılı 2038 olarak değiştirilerek yayınlandı. Öngörüdeki bilgilerin yatırım projelerinin “önceliklendirme” ve “odaklanma” süreçlerinde kullanılması planlandı.                  

Envanter ve karşılaştırma: Plan uygulamasına destek olması için “Sınai Envanter ve Karşılaştırma Merkezi” kuruldu. Merkez, Türkiye’nin sanayi dallarında faaliyet gösteren tüm işletmelerinde üretimini ve teknolojik yoğunlukların tespitini ve elde edilen bilgilerin gelişmiş ülke sektörleri ile karşılaştırılması (benchmarking) ve yetişme için alınacak önlemlerin belirlenmesi görevini üstlendi.

NİSAN- YÖK kaldırıldı: 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında üniversiteleri kontrol altında tutmak için kurulan Yükseköğretim Kurumu (YÖK), Anayasa’nın ilgili maddesi değiştirilerek kapatıldı. Bu kurum yerine üniversitelerin özerkliğini koruyacak ve gelişmesini sağlayacak Rektörler Meclisi ve Türkiye Üniversiteler Birliği kuruldu.

MAYIS- Yarıiletken fabrikası: Dört yıl içinde 11 milyar dolar harcanarak kurulacak yarıiletken fabrikasının temeli atıldı. Sektör yetkililerinin “fab” diye adlandırdığı tesisin sermayesi Türkiye Varlık Fonu ile büyük holding ve müteahhitlik şirketleri tarafından sağlandı. Hisse senetlerinin bir bölümünün halka arz edilmesi ile kitlelerin teknoloji seferberliğine katılma heyecanını duymaları amaçlandı. 80’li yıllarda kurulan YİTAL’ın (Yarıiletken Teknolojisi Araştırma Laboratuvarı) geliştirme ve inovasyon çalışmalarına yoğunlaşmaya devam edeceği, kurulan Yİ- FAB’ın (Yarıiletken Fabrikası) üretime öncelik vereceği açıklandı.

EYLÜL- Mevcut projelere hızlandırılmış destek: Yapımı devam eden bilim ve teknoloji projeleri mercek altına alındı ve kuruluşu belirli bir düzeye gelmiş olanların bir an önce tamamlanması kararlaştırıldı. İncelenen projeler arasında, Filyos Endüstri Bölgesi, Trabzon Yatırım Adası, Karasu Münferit Yatırım Bölgesi ve Ceyhan Enerji İhtisas Bölgesi de vardı. Bir vakfın yürüttüğü Temel Bilimler Üniversitesi kurma girişiminin ve Bursa’da özel sektörün başlattığı TEKNOSAB (Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi) projesinin en kısa sürede tamamlanması öngörüldü.

KASIM- Kalkınma Üniversitesi: Avusturya asıllı ABD’li filozof Karl Popper’ın “Hayat problem çözmektir” ilkesine uygun olarak bu üniversitede temel sorunların çözümü için araştırmaların yapılacağı belirtildi. Üniversitede, bilim disiplinleri ve teknoloji dalları arasında bir yakınsama (convergence) süreci oluşturuldu ve “Nasıl bir strateji?” ve “Çözüm için ne yapmalı?” sorularına işbirliği ortamında cevap arandı.

ARALIK- Ekonomide ve sanayide devlete aktif rol: IMF’nin devletin sanayi üretiminden çekilmesi baskısına karşı çıkılarak, devletin özel sektörün uzak durduğu yüksek teknoloji alanlarında tesis kurması kararlaştırıldı. Yalnız teşvik ve çağrı sistemi ile yetinen pasif (reaktif) devlet anlayışı terk edildi ve gerektiğinde fabrika ve şirket kuran proaktif devlet anlayışı hayata geçirildi.

2025

OCAK- Her yıl dört yeni araştırma enstitüsü: Yeni dönemin bilimsel ve teknoloji atılımının merkezinde ABD, Güney Kore, Çin, Tayvan ve Almanya’da olduğu gibi araştırma ve geliştirme enstitüleri vardı. Enstitülerin, “öncelikli” araştırma ve teknoloji alanlarında, yalnız tek bir konuya veya ürün sınıfına odaklanmak üzere kurulması öngörüldü. Kurucu kadroların, mevcut ve kurulacak bilim ve teknoloji üniversitelerinin fakültelerinden veya bölümlerinden, gerektiğinde geçici bir süre için yurt dışından sağlanması planlandı. Enstitüler ile ilgili harcamaları devletin karşılaması, ancak özel sektörün ve özel vakıfların da enstitü açmasına izin verilmesi kararı alındı.                         

Haziran- Bilimşehir’in temeli atıldı: 9. yüzyılda yaşamış olan, algoritmalara adı verilen ünlü matematik bilgini Harizmi’nin adının verildiği yeni bilim ve teknoloji şehrinde ilk temel atıldı. Şehrin master planı, bir teknoloji geliştirme üniversitesi, ikinci bir temel bilimler üniversitesi, 56 araştırma enstitüsü ve 600 dolayında teknoloji şirketini kapsayacak büyüklükte hazırlandı. 2038’de proje tamamlandığında bu bilim ve teknoloji şehrinde 33 bin kişinin çalışacağı hesaplandı.

2026

OCAK- Eğitim Reformu: Yaklaşık 18 ay süren incelemeler ve sivil toplum kuruluşları ile yapılan görüşmeler sonrasında hazırlanan “Eğitim Reformu” yürürlüğe sokuldu. HAZİRAN- Dört yeni enstitü kuruldu: Cezeri Robotik Enstitüsü, İbn Heysem Fotonik Enstitüsü, Takiyüddin Malzeme Bilimleri ve Er-Razi Moleküler Biyoloji Enstitüsü faaliyete geçti. 2021’de kurulan Yapay Zekâ Enstitüsü, Makine Öğrenmesi, Derin Öğrenme, Bulanık Mantık (Fuzzy Logic) ve özellikle tıbbi teşhis ve tedavide kullanılan Uzman Sistemler konularını araştıracak dört ayrı enstitüye bölündü.

2027

NİSAN- Tarım Reformu: Yenilenen Gümrük Birliği Anlaşması, iklim değişikliği, tedarik zincirleri ve jeopolitik durum da dikkate alınarak hazırlanan tarım reformunda en önemli hedefl er, üretici kitlenin refahının sağlanması, tüketicilerin ihtiyacının karşılanması ve verimliliğin artışı oldu.

EKİM-TÜBİTAK’ın yeniden yapılanması: TÜBİTAK, yalnız eşgüdüm görevini üstlendi ve diğer görevlerini iki yeni vakfa devretti. Ulusal Araştırma Vakfı, araştırma altyapısının güçlendirilmesi ve yurt dışına giden öğrencilere burs verilmesi görevini üstlendi. Ulusal Bilim Vakfı, üniversitelerdeki temel bilimler öğretiminin örgütlenmesi ve yurt dışından Türkiye’ye gelen öğrenci ve araştırmacılara burs verilmesi konusunda görevlendirildi. Vakıf yapılanmasının devletten ve diğer kişi ve kurumlardan kaynak sağlamayı kolaylaştıracağı düşünüldü.

2028

TEMMUZ-Türkiye yüksek gelirli ülkeler sınıfında: 2026’de kişi başına milli gelirin 13 bin 975 doları aşması sayesinde Türkiye, Dünya Bankası’nın sıralamasında yüksek gelirli ülkeler sınıfına yükseldi. 2013 yılında sınıf atlamaya çok yaklaşılmıştı. ARALIK- 13. Plan kabul edildi: Perspektif ve 12. Beş Yıllık Plan’ın ilk yıllardaki sonuçları ve gerçekleşme tahminleri ile dünya ekonomisindeki değişen koşullar dikkate alınarak hazırlanan 13. Beş Yıllık Plan TBMM’de kabul edildi.

2029

MAYIS- Yarıiletken tesisi açıldı: Temeli 2024’te atılan ve dört yıl sonunda üretime başlaması planlanan Yarıiletken Fabrikası ( YİFAB) bir yıllık gecikme sonrasında üretime başladı. Fabrikanın ürettiği çiplerin, otomotiv ile beyaz eşya sektörlerinin ve savunma sanayisinin ithalata bağımlılığını büyük ölçüde azaltacağı ve tüm sektörlerin rekabet gücünü yükselteceği belirtildi.

KASIM- Bilimşehir’de atılım: Harizmi Bilimşehir’in birinci etabı tamamlandı. 2024 sonrasında kurulan bilimsel araştırma enstitülerinin sayısı 16’yı bulurken, özel sektörün kurduğu teknoloji şirketlerinin sayısı hızla artmaya başladı.

2030

ŞUBAT-Büyüme yılında cari fazla: 2030 yılında sanayinin teknolojik yoğunluğunun yükselmesi (upgrading) ve katma değerli üretimin artması sayesinde cari işlemler dengesindeki açık fazlaya dönüştü. Ekonominin yüzde 6 oranında büyüdüğü bir yılda cari işlemler dengesindeki fazlanın milli gelire oranı yüzde 0.5’i buldu. Önceki on yıllarda cari işlemler dengesi ekonomi büyüdüğünde “açık”, daraldığında “fazla” verirdi.

EKİM- Dönüşümde sinerji hedefi: Çalışmaları 2023 öncesinde başlayan Dijital Dönüşüm ve Yeşil Dönüşüm programları, mükerrer faaliyetin önlenmesi, sinerji yaratılması ve kaynak tasarrufu sağlanması için birleştirildi.

2031

Eylül- Teknoloji Geliştirme Üniversitesi: Öğretime başlayan yeni üniversite araştırma ile birlikte “geliştirme” ve “ticarileştirme” çalışmalarına öncelik verdi. Bu üniversitedeki çalışmaların sanayi dallarının daha verimli çalışmasına katkıda bulundu. “Hızlı öğrenme” ve “geliştirme” yeteneği Osmanlı’nın gelişme dönemlerinde ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında da ekonomiye katkı sağlamıştı.

TEMMUZ- İnovasyonda başarı: Bilimsel araştırma ve geliştirme çalışmalarına hız verilmesi sayesinde “inovasyon” konusunda da mesafe alındı. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (World Intellectual Property Organization: WIPO) tarafından hazırlanan Global Inovasyon Endeksi’nde Türkiye 132 ülke arasında 2021’de 41’inci sıradayken 2031’de 26’ncı sıraya yükseldi.

2032

MART- Kesintisiz büyüme rekoru: Ekonominin 2024 başı ile 2031 sonu arasındaki sekiz yılda kesintisiz olarak büyüdüğü açıklandı. Bu dönemde yıllık ortalama büyüme hızı yüzde 7.2 toplam büyüme ise yüzde 74.4 oldu. Cumhuriyet döneminde en uzun kesintisiz büyüme dönemi yedi yıl olarak 1981-1987 döneminde gerçekleşmişti. 2033 ŞUBAT- Dış ticaret açığı fazlaya dönüştü: 2027’den sonra azalma eğilimine giren dış ticaret açığı 2032 yılında fazlaya dönüştü. İhracatın ithalatı bir büyüme yılında aşması ekonomide yapısal değişimin en önemli kanıtı oldu. Osmanlı döneminin 19. yüzyılında ve Cumhuriyet döneminin 1945’ten sonraki on yıllarında dış ticaret dengesi açığı ekonomi yönetimlerini sıkıntıya sokan sorunların başında gelmişti.

2034

OCAK- 14. Plan dönemi başladı: 2034- 2038 dönemini kapsayan dönemde özel sektörün bilimsel ve teknolojik araştırmadaki ağırlığının artırılması hedefl endi. Bu dönemde devletin gelir dağılımını iyileştiren projelere, konut, eğitim ve sağlık yatırımlarına daha fazla kaynak ayıracağı açıklandı. Cumhuriyet’in ilk sanayi planı da tam 100 yıl önce 1934-1938 döneminde uygulanmıştı.

2035

ARALIK- Yatırımlarda artış, işsizlikte gerileme: Kur ve fiyat istikrarının sağlanması ve ekonominin kırılganlığının azalması, yerli ve yabancı sermayenin yatırımlarını artırdı. Bu artış işsizlik oranını yüzde 7’nin altına çekti.

2037

HAZİRAN- Stratejide değişiklik: Kalkınma çabalarında “yetişmek” yerine bazı alanlarda öncülük hedefl endi. 2039-2053 dönemini kapsayan Perspektif Plan’da önceliklendirilen ve odaklanılan sınırlı sayıda bazı sektörlerde ve teknolojik yeteneklerde gelişmiş ülkelerin performansını aşmanın mümkün olduğu görüldü.             

2038

KASIM- Bilimşehir Projesi tamamlandı. Güney Kore’de 20 yılda tamamlanan bilimkent projesi Türkiye’de 14 yılda sonuçlandırıldı. Bilimşehirde iki üniversite, 52 araştırma enstitüsü ve 400 dolayında özel teknoloji şirketi faaliyet gösteriyor.      

ARALIK- Teknoloji ülkesi Türkiye. 2024-2038 dönemindeki 15 yılda yılık ortalama büyüme oranı yüzde 6.3, toplam büyüme ise yüzde 150 oldu. Kur istikrarı sayesinde kişi başına milli gelir 20 bin doları aştı. İhracat ve üretim içinde yüksek teknolojik yoğunluğa sahip ürünlerin oranı 21. yüzyılın ilk 20 yılında yüzde 3’lerde kalırken, 2038’de yüzde 16’ya kadar çıktı.                   

Ortanın üstü teknolojideki ilerleme 15 yıllık dönemde artışını sürdürdü ve dönem sonunda söz konusu oran yüzde 50’ye yaklaştı.

Yazıya 30 Ağustos 2022’de düşülen not :

Zamanın akışı, akıl, gönül ve emeği bir potada erittiğinde yukarıdaki başarı öyküsü pekâlâ gerçek olabilir.

Siz ne dersiniz?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yeni yılda yeni zamlar 23 Kasım 2024