Yeşil Mutabakat için eyleme geçme
Katı-sıvı-gaz kirleticilerle çevresini kirletip, ekosistemleri tahrip ederek, sera gazlarıyla iklimini değiştirerek, aşırı tüketip üreten yegâne bencil canlı olan insanın, yaşamını ve endüstriyel gelişimini yeşil sürdürmesini hedefl eyen Aralık 2019 tarihli Avrupa Yeşil Mutabakatı(AYM) açıklanması ardından, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın katılımıyla Bakan Yardımcısı düzeyinde, Ticaret Bakanlığı öncü koordinasyonunda 4 Şubat 2020’de oluşturulan Çalışma Grubu, teknik ve sektörel toplantılar gerçekleştirerek, Yeşil Mutabakat Eylem Planı 2021 (YMEP) hazırlandı ve ilgili genelge 16 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayınlandı.
AYM ile gezegenimizdeki karbon-su-azot dengesi, yaşamımız ve geçim kaynaklarımız temel alınarak, iklim krizine dur demek amaçlanırken, büyük özne sanayide yeşil devrim. Yeni bir yaşam tarzı ile Avrupa Birliği (AB), içeride bütünlüğü sağlama, adil bir geçiş, sürdürülebilir ve rekabetçi olma hedefine sahip. Bu değişmek için yeşil dönüşüm, özellikle Sınırda Karbon Düzenleme (SKD) mekanizması ile bizim gibi ihracatçı ülkelerde mühim etki yarattı. Sanayide “Yeşil” demeye 60’lı yıllarda ilk kez kimya endüstrisinde başladık. 90’lı yıllarda çokça yeşil demesek de sanayide yeşil üretimler coştu. Örneğin biyodizel, biyoyağlayıcılar, biyopolimerler ticari başarılarıyla coşarken, enerji verimliliği ve atık yönetimi üretimlerde, imalatlarda önem kazanmaya başladı. Sanayide üretim ve tüketim için resmi tanımla “Sürdürülebilir” demeye, iklimi Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde görüşmeye 1995’te başladık. 1995 yılı AB enerji politikası gündemi “Gelecek İçin Enerji: Yenilenebilir Enerji Kaynakları” idi. BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Tarafl ar Konferansı’nın ilki, COP1, Bonn’da yapıldı.
BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını 2030’a kadar başarmak için ülkeler 2015’te uzlaştı. Yapılanmasında enerji yoğun demirçelik sektörü olan AB, enerji; su; atık; sanayi; ulaşım; sağlık; çevre; iklim mevzuatı yaparak ve hedefl eri için yıllar vererek bu güne geldi. Bu yeşil yol uzundu. Dikkatlice ve adeta yaşam için kanaviçe işlediler. Böylesi teknik yönü güçlü çalışmaları yakın takibim harika öğretici oldu. Ne mutlu ki bana, ülkemdeki mevzuat gelişimini de yakından izleyerek, katkımı sunabildim. Türkiye adaylık sürecinde mevzuatını AB ile uyumlu kılarken, BM ilgili organları ve Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD) çalışmaları ve imza ettiği sözleşmelerle aslında yeşil yolunda ilerledi. Pek yeşil demedik. Lakin mevzuat yeşil yeşil ilerledi. Dünya Gazetesi Sürdürülebilir Dünya sayfamız ise hep yemyeşildi. Artık yeşil dünyanın tanımları resmen bizlerle. AYM ve YMEP için okunacak, değerlendirecek kaynak ve haberler çok.
Peki, sanayicimiz nasıl başlamalı? Nasıl eyleme geçmeli?
Sanayicimizin ürünü için iki maliyeti var: Akçeli Maliyet; Gezegene Maliyet. Ekonomi ve sağlık için öncelikleme yaparak yeşil toparlandığımız ve de hiç de kolay olmayan bu günlerde akçeli maliyeti azaltma, iç pazarda ve ihracatta rekabet avantajı kazanma doğal olarak ilk hedef. Başta AB’ye yönelik olmak üzere ihracatta yeşil güç kazanma için ise ürünün gezegene maliyetini saptamak gerekiyor. Sanayicimiz AYM kapsamındaki Sürdürülebilir Ürün İnisiyatifi ve SKD için hazır olmalı. Bunun için ürünlerin uluslararası standartlara göre Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi(YDD) yapılarak, Karbon Ayak İzi(KAİ) belirlenip, doğrulanarak eyleme başlanmalı.
Gelecek yazımda YDD ve KAİ konularını ayrıntılandıracağım.