Yeşil dönüşümü akıllı belediyeler tetikler
Pozitif gündeme çok ihtiyacımız olan günlerden geçerken yeşil dönüşümle devam edelim. Yeşil dönüşüm, Türkiye’nin uluslararası ortamda hala pozitif bir ajandayla yer almasını mümkün kılacak bir konu. Küresel gündemde bu konu, Paris Anlaşması, Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi belgelerin ötesinde artık Döngüsel Ekonomi Eylem Planları, Sanayi 5.0 çerçevesi ve adımları gibi uygulamada giderek yoğunlaşıyor. Ulusal uygulama adımlarının yanı sıra, yerelde yol haritaları ve araçların hayata geçirilmesi öne çıkmaya devam ediyor. Önceki yazılardan da kısaca hatırlatacak olursam, eskiden iklim politikası ve sürdürülebilirlik ayrı, ekonomi ve sanayi politikası ayrı bir yerden giderken, artık birleştiler. Geleneksel sanayi politikasının çerçevesini özetle verimlilik artışları vasıtasıyla ekonomik büyüme oluştururken, artık tek odak verimlilik ve büyüme değil. Sürdürülebilirlik yeni bir gösterge olarak bu çerçevenin odağına yerleşiyor. İklim değişikliği romantik bir söylem olmanın ötesine çoktan geçti. Ne demiştik? 2020 beklemediğimiz şekilde pandemiyle geçti ama 2021 ve sonrası beklenen sürdürülebilirlik meseleleriyle geçecek. Herkes bunun farkında. Yeşil sanayi politikası çerçevesinde artık düşük karbonlu sektörler değil, düşük karbonlu teknolojiler gündemde. Ülkelerin gündeminde de bu düşük karbonlu teknolojilerle, geleneksel sektörleri dönüştürmek var. Bu teknolojilerle dönüşen sektörler, düşük karbonlu sektör haline gelebiliyor. İşin yapılış biçimi, işin ve ürünün kendisi değişiyor.
Geleneksel sektörler demişken, inşaat sektörü örneğinden başlayayım. İnşaat sektörü geleneksel ekonomilerde büyümenin en önemli bileşenlerinden birini oluşturuyor. İnşaat malzemeleri sektörünün küresel pazar büyüklüğü 2020’de 1 trilyon dolara ulaşmıştı. 2027’de bu rakamın 1,5 trilyon doları bulması bekleniyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki altyapı aktivitesinin ve talebinin büyümeye devam etmesi bunu tetikliyor. Bununla birlikte inşaat sektörü hala en çok enerji, doğal kaynak kullanan ve en fazla atığa ve karbon salınımına neden olan sektörden biri. Dünya Bankası’nın verilerine göre, 2019’da sadece inşaat malzemelerinin üretimi ve taşınmasından kaynaklı karbon emisyonları, dünyadaki toplam emisyonların yaklaşık yüzde 20’sini oluşturmuş. İnşaat sektörünün yeşil teknolojilerle dönüşümü işte böyle kritik bir konu. Sadece sürdürülebilirlik meselesi de değil, yeni teknolojilerle üretilen inşaat malzemeleriyle birlikte üretim ve taşıma maliyetlerinin azaldığı, inşaat sektöründe verimlilik artışlarının gerçekleştiğine dair çalışmalar var.
Peki nereden başlayalım? Nasıl uygulamada somut adımlar atalım ve yeşil teknolojilerin yayılmasını tetikleyelim? Yerelden başlamak en anlamlısı gibi görünüyor: yerelde yeşil ekonomi stratejisi tasarlamak ve uygulama araçlarını hayata geçirmek. Belediyeler yeşil dönüşümün ana tetikleyici olabilir. Olmalılar. Dünyada iyi örnekler de bize bunu gösteriyor. C40 Şehirleri (C40 Cities)’nden hareketle vaka analizlerine ve uygulama örneklerine bakarsak, öne çıkanlardan biri Amsterdam. Amsterdam’da belediyenin girişimiyle 2015’te başlatılan inşaatta yeşil dönüşüm projesiyle, şehrin karbon emisyonlarında yıllık yüzde 2,5 azalma sağlamışlar. Belirlenen pilot alanlarda 73 projede malzeme değişikliğini sağlayan bir mekanizma kurgusuyla. C40, iklim değişikliğiyle mücadele gündemiyle büyük şehirlerin belediyeleri tarafından kurulan bir ağ. 2005’te 18 şehir ile başlayıp şimdi 97 şehrin farklı kategorilerde üye olduğu bir yapıdan bahsediyoruz. C40 şehirleri arasında İstanbul da var. Türkiye’den daha fazla şehrin üyeliği de mümkün. Fakat konu sadece üyelik değil, Türkiye’den bir şehir neden C40’ın yenilikçi şehirler kategorisinde yer almasın? Amsterdam gibi 16 yenilikçi şehir var bu kategoride. Yapılabilir bir şeyden bahsediyorum. Belediyelerin yeşil dönüşüm için kamu alımları gibi düzenleyici ve sektörel dönüşümü öğreten yapılar gibi tetikleyici araçları tasarlaması ve uygulaması ile kesinlikle yapılabilir. Malzeme, atık, ulaşım, altyapı, su hepsi farklı teknolojiler ve sektörlerle belediyelerin hareket edebileceği alanlardan. Strateji ve araçları birlikte detaylandıralım ve yapalım. Pozitif bir gündem ve hatta somut uygulamalarla uluslararası gündemin parçası olmak için daha iyi bir fırsat olamaz. Ne demiştik? Yeşil dönüşüm için akıllı devlete ihtiyaç var. Bu kez şöyle diyorum: Yeşil dönüşüm için akıllı belediyelere ihtiyaç var.