Yerli ve milli ilaç sanayi kuruluşu Berko’dan 33 ülkeye ihracat
Geçtiğimiz haftalarda Doğan Kitap “Nenem, Babam ve Ben” başlıklı bir kitap yayınladı. Berko İlaç Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı. Berat Beran’ın öyküsü üzerine kurulu olan bu kitap, zor koşullara rağmen yılmadan çalışan bir girişimcinin yolculuğunu anlatıyor.
Bugün, 126 ürünü, 800’e yakın çalışanı ve 21 bin metrekare kapalı alanda inşa edilen dünya standartlarındaki bir üretim tesisine sahip olan Berko İlaç, Ar-Ge ve sosyal sorumluluk projelerine büyük kaynak ayırıyor. Yılda 142 milyon kutu üretim yapıyor.
Geçen hafta, küçük bir basın grubu olarak Berat Beran’la biraraya geldik. Markasının öyküsünü onun ağzından dinledik. Berat Beran’ın yolculuğu 1970’li yıllarda açtığo eczaneyle başlıyor. İçindeki yaratma duygusunu takip ederek, kendi formüllerini ve yenilikçi pazarlama uygulmalarını geliştiriyor. Nihayet, 1984 yılında Berko İlaç ve Kimya San. A.Ş. olarak ilaç sanayindeki yer almaya karar veriyor.
Berat Beran, Berko İlaç’ın Sultanbeyli Üretim Tesislerini GMP standartlarını göz önünde bulundurarak; ürün, çevre ve çalışan güvenliğinin ön planda tutarak tasarladıklarının altını çiziyor.
Şirketin bu yılki büyüme hedefi, COVID-19 sebebiyle oluşan olağandışı pazar ve piyasa koşullarına rağmen, 323 milyon TL. Olarak belirlenmiş. Berko İlaç, son üç dört yıldır ihtacata büyük ağırlık veriyor. 33 ülke ile sözleşme imzalamış olan kuruluş, başta ABD, Kanada ve Güney Kore olmak üzere, Gürcistan, Irak, Kosova, Makedonya, Moldova, Vietnam, Azerbaycan, Lübnan, Sudan, Dağıstan, Bosna-Hersek, Suudi Arabistan gibi ülkelere ihracat yapıyor.
Berko İlaç, T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü’ne 2018 yılında yapılan, “Ar-Ge Merkezi” başvurusunu ve denetim süreçlerini başarı ile sonuçlandırarak “Ar-Ge Merkezi” onayı almış.
Berat Beran COVID-19 tedavi protokolündeki ürünlerle ilgili olarak aldığı taleplerin arttığını ve talebe hızlı bir şekilde yanıt vermek için yoğun bir biçimde üretim yaptıklarını belirtiyor.
Doğan Kitap tarafından yayınlanan Nenem, Babam ve Ben” kitabını tüm girişimcilere tavsiye ederim. İlham veren, moral düzelten, duygulandıran bu güzel öyküyü okuyalım ve özellikle gençlerimize okutalım.
Eğitime ve gençlere büyük destek
Berko İlaç, düzenli ve sürekli olarak sosyal fayda sağlayan projelere kaynak ayırıyor Berko İlaç Yönetim Kurulu Üyesi Eylem Beran’ın büyük bir tutkuyla ilgilendiği projeler arasıdna Berko Çocuk Tiyatrosu, “Hoş Geldin Bebek” yeni doğan ünite ziyaretleri, “Eczacının Kariyer Yolu” eczacılık fakülteleri kariyer sunumları gibi etkinlikler var.
Berko İlaç ayrıca, “Kardeş Okullar” projesi kapsamında köy okullarının ihtiyaçlarını karşılıyor, ihtiyaç sahibi öğrencilere burslar veriyor. Pek çok vakıf ve sivil toplum kuruluşuyla birlikte “Kapak Olsun, Mutlu Masallar, Berko Korusu, İyilik Peşinde Koşu” gibi çalışmalarla gençlerimize umut kaynağı oluyor.
Pandemi en çok kız çocuklarını mağdur edecek. Birlikte çözüm aramalıyız
Pandemiye rağmen, konferanslar yapılıyor. Eğitimler sürüyor. Hatta internet sayesinde erişim geçmişe göre çok daha yüksek sayılara ulaşıyor. Örneğin, Aydın Doğan Vakfı ve Birleşmiş Milletler kuruluşları UNICEF, UNFPA ve UN Women iş birliğiyle 11 Ekim’de düzenlenen Altıncı Dünya Kız Çocukları Günü Konferansını 16 bini aşkın kişi izledi.
Bilginin yaygınlaşmasına tanık olmak mutluluk verici. Ancak, bu dönemde sorunlar da artıyor. Özellikle kız çocuklarının mağduriyeti dikkat çekiyor. “Değişen Dünyada Kız Çocuğu Olmak” temasıyla Doğan Holding binasında kurulan stüdyodan canlı yayınla gerçekleştirilen konferansta pandeminin kız çocukları üzerindeki etkisinin azaltılması için birlikte çalışmak gerekliliği vurgulandı.
Arizona Üniversitesi’nde NASA astrobiyoloğu olarak görev yapan Türk bilim insanı Betül Kaca, erkeklere göre daha az kaynağa sahip olan kız çocuklarının yaşamının ‘eski normal’ olarak devam etmeyeceğine dikkat çekti. Kaca, “kız çocuklarının eğitimi için uzmanlarla çalışılmalı, fırsatlar yaratılmalı ve onlara saygı gördükleri bir çocukluk sağlamalıyız” çağrısında bulundu.
“Pandemiye rağmen hızlı adımlarla koşmaktan vazgeçmeyelim…”
Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Vekili Vuslat Doğan Sabancı, konferansta yaptığı konuşmada, pandemi nedeniyle kadınlara ve kız çocuklarına karşı şiddetin ve cinsel istismarın arttığını hatırlattı. Ev işçiliği ve bakım gibi daha az kazanan ve güvencesi olmayan işlerde çalışan kadın ve kız çocuklarının da krizin etkisini daha fazla hissettiğini söyledi.
Aydın Doğan Vakfı’nın ve paydaşlarının ortak hedefinin, kız çocuklarına yönelik ayrımcılığın, dışlamanın ve şiddetin olmadığı bir dünya olduğunu vurgulayan Sabancı, “Her ne kadar pandemi nedeniyle bu hedefe ilerlerken yolumuza engeller çıksa da bunun bir maraton olduğunu unutmayalım ve hızlı adımlarla koşmaktan asla vazgeçmeyelim. Eğitim, özellikle de genç kızların eğitimi, Aydın Doğan Vakfı’nın kuruluşundan bugüne kadar misyon edindiği, öncelikli destek alanlarından biri olmuştur. Eğitime yapılan destek ve teşviklerle hem Türkiye ekonomisinin güçlenmesine katkı yaptığımıza hem de genç kızlarımızın topluma üretken bireyler olarak katılmalarını sağladığımıza inanıyoruz.” dedi.
Kazan-Kazan-Kazan modelli bir promosyon projesi
1975’de kurulan Sütaş 45. yılında da yatırımlarınıa aralıksız devam ediyor. 7 bin kişiye istihdam sağlayan kuruluş 2029’de 3,9 milyar TL net ciro elde etti. Sütaş, Aksaray, Karacabey ve Tire’de yer alan 3 entegre tesisinde günde 2,5 milyon litre süt işliyor ve 6,5 milyon paket süt ürünü üretiyor. Sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde, tesislerinin kullanılan elektriğin yüzde 80’ini çiftliklerinin gübrelerinden ve organik atıklardan ürettiği yenilenebilir enerjiden karşılıyor.
Sütaş, pandemiye rağmen Bingöl Entegre Tesisleri’nin inşaatını durdurmadı. Bölgeye önemli katkıda bulunacak olan bu tesis günde 1.000 ton süt işleyecek. Ayrıca diğer üç tesis gibi çiftlikten süt fabrikasına, yem fabrikasından biyoenerjiye kadar süreçleri entegre bir biçimde yönetecek.
Çocuklar seviniyor, Kadınlar kazanıyor
Sütaş yeni yaşını hem çocuklara armağan vermek hem de kadınlara destek olacak harika bir projeyle kutluyor. 45. yıl reklam filminde yer alan sevimli kahramanı Buzu’yu çocuklara gönderme fikrinden yola çıkan Sütaş ekibi, oyuncakların yapımını da katma değer yaratacak bir biçimde planlamış.
Sütaş Grubu Ana Marka ve Kurumsal İletişim Direktörü Eylem Karakaş Soyluoğlu’nun anlattığına göre, “Buzular geliyor, Çocuklarımız seviniyor, Kadınlarımız kazanıyor” sloganıyla hayata geçirilen projede Türkiye’nin dört bir yanından, iş gücüne aktif katılımı olmayan 2.045 kadın yer almış. Sütaş Buzularını ören kadınlarımız el emeklerinin karşılığında aile bütçelerine katkıda bulunma imkanı yakalamış.
Proje kapsamında şu ana kadar 40 bin adet Buzu örülmüş. Kadınlarımız toplam 1,2 milyon TL gelir elde etmiş. Oyuncakların malzemesinin teminini ve dağıtımını Sütaş üstlendiği içim projeye toplam 2 milyon TL civarında bir kaynak ayrılmış.
Buzu şimdilik Sütaş Market alışverişi ile veriliyor. Tek seferde 200 TL ve üzeri alışveriş yapan tüketicilere Buzu hediye ediliyor.
Buzu projesinin başına eski masallarda olduğu gibi, “gökten üç elma düşmüş” :;)Biri marka iletişimine, diğeri çcouklara, sonuncusuysa gelir elde eden kadınlarımıza gitmiş. Bu süreçte emeği olan herkesi kutluyorum.
.