Yerel seçimler sonrası piyasalar
Heyecanlı bir haftaya başlıyoruz. Dünyada ABD tarım dışı istihdamı, küresel PMI verileri, Türkiye’de ise yerel seçimler sonrası oluşacak yeni siyasi dengeler.
Bizim ana görüşlerimizde temel bir farklılık yok Küresel olarak pozitif ayrışan ABD ekonomisi, güçlenen bir dolar, durgunluktan zayıf adımlarla çıkan bir Avrupa ve ekonomiyi durgunluğa sokmadan kademeli olarak düşürülecek küresel enflasyon öngörüyoruz.
Türkiye cephesinde bardağın dolu tarafını görmeye devam ediyoruz. Seçim sonuçlarından bağımsız olarak devam edecek rasyonel ekonomi politikalar, ekonomi politikaları kademeli olarak satın alacak piyasalar ve gerileyecek ülke risk primi öngörüyoruz. Yüksek beklentilerimiz yok, ama iyimserliğimizi koruyoruz.
Gündelik yaşamda en büyük kazancımız, seçimler öncesinde tırmanan siyasi gerginliğin azalması olacak. Yenilenecek seçim olmayacağı var sayımı altında, siyaseti arka plana atıp, yeniden ekonomiye odaklanacağız.
Seçimler dolayısıyla ertelenen zamlar, özellikle elektrik fiyatlarında artış, kaldırılan vergi istisnaları bizi kendimize getirecek. Ancak asıl merak ettiğimiz, kamunun sinyalini verdiği tasarruf tedbirlerini uygulayıp, uygulamayacağı.
Kamu kontrolünde ürünlere yapılacak zamlar nedeniyle Nisan ayında enflasyonda bir artış bekliyoruz. Yükselişin ne kadar kalıcı olacağı kur artışı ve enflasyon beklentilerinin ne kadar bozulacağına bağlı olarak belirlenecek.
Gıda ve hizmet fiyatları Türkiye’de enflasyonun yükselmesinde etkili olan iki temel kalem. İki cephede de kısa vadede hızlı bir iyileşme beklemiyoruz. Tarım koşulları aşırı oynak bir seyir izliyor. Hizmet cephesinde ise inatçı bir enflasyon görüyoruz.
Varlık görüşlerimizde bir değişiklik yok. Seçim öncesi sınırlı baskılanan Türk lirasının değer kaybı Nisan ayında artacak enflasyon ile birlikte biraz hızlanabilir. Söz konusu hareketi Türk lirasına geçmek için fırsat olarak görürüz. Yerel tahvillerde iki - üç yıla kadar olan vadeleri beğenmeye devam ediyoruz.
Eurobond piyasasında ise tam tersine orta ve uzun vadeli kıymetleri tercih ediyoruz. Bu segment hem dünyada faizlerin gerilemesinden, hem de Türkiye risk primindeki düşüşten yararlanacak.
Borsa İstanbul’da dünyadan bağımsız yukarı yönlü bir seyir bekliyoruz. Ancak inişli çıkışlı bir yol olacak. Yabancı yatırımcının gelmekte nazlanması, kredili oyuncuların yüksek faiz nedeniyle pozisyon azaltması ve seçimler sonrası ilk gün Avrupa’nın kapalı olması Borsa İstanbul’da oynaklığı artırabilir.
Uygulanan ekonomi politikalarında bir değişikliğe gidilmeyeceği öngörüsüyle yerel seçim sonuçlarına özel bir piyasa tepkisi beklemiyoruz. Borsa İstanbul, son dört seçimin üçünde, seçim öncesi hafta yükseldiğinde (gerilediğinde), sonraki hafta gerilemiş (yükselmiş). Hükümetin güç kazandığı 2014 yılında ise seçimler öncesinde ve sonrasında yükselmiş. Söz konusu hareketi, risk iştahının arttığı bir ortamda Türkiye’nin yüksek betası ile açıklamayı tercih ediyoruz.
Diğer bir deyişle, piyasa oyuncuları yerel seçimleri kullanarak Borsa İstanbul’da oynaklığa yol açabiliyor. Ancak geçmiş veri yerel seçimler ve Borsa İstanbul arasında istatistiki olarak anlamlı ve kalıcı bir ilişki göstermiyor.