Yenidünyada Türkiye’nin konumu ve ihracatın gücü
Hüseyin Yazıcıoğlu
Geçmişte savaş ile kurulan dünya düzeni yine bir savaş ile değiştirilmeye çalışılıyor.
Yeni düzen bu defa sıcak savaş ile değil ama belki de ondan daha etkili ve tehlikeli biyolojik silahlarla kurulmaya çalışılıyor.
İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan dünya düzeni yetmiş yıldır sürmekteydi. Son otuz yılda özellikle ekonomi, siyasi, askeri alandaki hızlı gelişme ve değişim o kadar beklenmedik ve güçlü oldu ki bütün dengeleri alt-üst etti, dünya düzenini değiştirme gücüne erişti ve merkezin kaymasına yol açtı.
Oluşacak yenidünya düzenin Çin merkezli Asya’ya kayacağı konusunda dünya hem fikir ve bu gelişmeler doğrultusunda herkes gelecek planları yapıyor.
Ülkemizin Konumu
Batı’dan doğuya, Asya’ya kayan yeni küresel merkezin geçiş yolu üzerinde bulunan ülkemiz, kurulacak yeni düzende jeopolitik ve jeostratejik açıdan çok güçlü ve avantajlı bir konuma sahip. Bu pozisyonunu alacağı stratejik karar ve yapacağı güçlü ekonomik hamlelerle daha da pekiştirebilir. Şüphesiz yenidünya düzeninde ülkelerin konumunu belirleyici en önemli etken ve güç, geleceğin sektörleri olarak ifade edilen ve önemi hızla artan; Teknoloji, iletişim, bilişim, yapay zekâ, dijital/e-ticaret/ihracat, finans, enerji, otomotiv, güvenlik, sağlık, ilaç, kimya, lojistik, gıda ve tarım. Bu alanlara yönelmek, yatırım, üretim ve her şeyden önemlisi küresel dünya pazarlarına ihracat yapmak, yeni düzene yön verecek örgüt ve yapılanmalarda ülkeleri söz sahibi yapacaktır.
Ülke ve müteşebbisler olarak dünyada yaşanan bu gelişmeler doğrultusunda hızla hareket etmeli, kurumsallaşarak geleceğin sektörlerine yönelmeli; ithalatı en aza indirerek kazandığı dövizi yurt dışına göndermeyi bırakmalı, teknolojik ve bilimsel alt yapısını oluşturmalı, değerli yeraltı kaynaklarını ülkede işleyerek katma değerini yüksek ürüne dönüştürmelidir. Artık batının montaj ve ağır sanayi hamallığını bırakmalı, klasik emek yoğun üretimden ileri teknoloji yatırıma, katma değeri yüksek üretime geçmelidir. Enerji ve savunmada dışa bağımlılıktan bir an önce kurtulmalı, Ar-Ge yatırımlarına yönelmeli, tasarım, patent/faydalı model ve marka yaratmalıdır. Kalite ve fiyatta dünya ile rekabet edebilmeli, ülke topraklarını değerlendirerek ve istihdam yaratarak modern tarımın alt yapısını kurmalıdır. Bütün bunları gerçekleştirebilmek içinde sürdürülebilir ihracatı/dış ticareti temel hedef edinerek küresel dünya pazarlarına mal satabilmelidir.
Ülkemiz ve girişimcilerimiz kalkınmanın temel dinamiğini oluşturan dış ticarete/ihracata önem vermeli, bir an önce planlı-programlı, radikal adımlar atarak yol haritasını belirlemeli, kurulacak yenidünyada hak ettiği yeri alarak söz sahibi olmalıdır.
Şüphesiz bunun için yürünmesi gereken zahmetli bir yol vardır.
İhracatın gücü ve önemi
1) Bir ülkenin siyasi bağımsızlığı kadar ekonomik bağımsızlığı da o ülkenin geleceği açısından büyük önem arz eder. Ekonomik bağımsızlığın temeli ihracat yapmaktan geçmektedir
2) İhracat, bireysel ve toplumsal menfaat sağlar.
3) İhracat, ülkenin ve kültürünün dünyada tanınmasını katkı sağlar.
4) İhracat, ülkede bütün sektörleri harekete geçirir.
5) İhracat, işletmeye düzenli para ve sermaye akışı sağlar.
6) İhracat, ülkede dış ödemeler dengesizliklerinin giderilmesini sağlar, dış ticaret açığının panzehridir.
7) İhracat, girişimciliği özendirir, arttırır.
8) İhracat yapan ülkeler gelişmiş, dünyada üstünlüğü elinde bulunduran, inisiyatif kullanan, öncü ülkeler konumundadırlar.
9) İhracat, yabancı sermaye ve yatırım çeker.
10) İhracat, ülke ekonomisinin küresel dünya ekonomisi ile bütünleşmesini sağlar.
11) İhracat, ekonominin liberalleşmesini, serbest piyasa ekonomisi kuralların yerleşmesini, işlemesini, hâkim olmasını sağlar.
12) İhracat, ülke ve dünyada kaynak dağılımında etkinlik sağlar.
13) İhracat, soğuk savaşın en etkili silahlarından biridir.
14) İhracat ile büyüyen ekonomilerin hazine gelirleri artar.
15) İhracat, ekonomik, askeri, kültürel, sosyal vb. gibi bir takım dış politika amaçlarına hizmet eder.
16) İhracat, ülkede kullanılmayan; atıl sermaye, beyin ve güç/emek potansiyelini harekete geçirir.
17) İhracat, bireyin potansiyelini harekete geçirir, kendini keşfetmesini ve öz güven oluşmasını sağlar.
18) İhracat, ekonominin dinamosudur.
19) İhracat gelişmişliğin göstergesidir.
20) İhracat, ülkenin geleceği, kalkınma ve gelişmişliği için atılacak önemli ve en güçlü adımdır.
21) İhracat ile ülkeler dış tehditlerden ve dışa bağımlılıktan kurtulur.
22) İhracat, insana ve topluma değer katar.
23) İhracat, toplumsal bilinci geliştirir, farkındalık yaratır.
24) İhracat, ülkenin gelişmesine, kalkınmasına temel etken olduğu için tersine beyin göçü sağlar.
25) İhracat yapan firmalar dövizle satış yaptıklarından enflasyondan etkilenmezler.
26) İhracat firmalara döviz girdisi sağladığından, birim maliyetleri etkilenmez.
27) İhracat, ülkeye ekonomik büyüme/kalkınma/gelişmişlik sağlarken sosyal açıdan insanın/toplumun yaşam kalitesini arttırır, hayat standardını yükseltir.
28) İhracat, ülkede bilim ve teknolojinin gelişmesine ön ayak olur.
29) İhracatın ülke refahının ve milli gelirin yükselmesine katkısı olur.
30) İhracat, firma ve ülkenin dünyada tanınmışlığını sağlar, marka değerini arttırır, reklamını yapar, sesini duyurur.
31) İhracat, firmanın satış ve karlılığını arttırır.
32) İhracat, firmayı iç piyasaya bağımlılıktan kurtarır.
33) İhracat, firmanın pazarının büyümesine, dünyaya açılmasına, dünya pazarlarından pay almasına, küresel dünyanın pazarı haline gelmesini sağlar.
34) İhracat ile ülke ekonomisine destek sağlayan firmalar, sunulan teşvik ve desteklerden yararlanır.
35) İhracat, ülkede yeni iş ve yatırım alanlarının ortaya çıkmasını sağlar.
36) İhracat, ülkenin tüm bölgelerini harekete geçirir, kalkınmışlığına destek olur, yatırımların eşit dağılımı ile ekonomik ve sosyal istikrar sağlar, gelişmişliği tabana yayar.
37) İhracat iç piyasada meydana gelen aksaklıkları gidererek ekonomik istikrar sağlar.
38) İhracat, ülkeler arasında siyaset ile çözülemeyen bir takım sorunların çözülmesine yardımcı olmaktadır.
39) İhracat, ülke içinde ve dünyada oluşan tekelleri, kartelleri kırar, piyasa aksaklıklarını ortadan kaldırır.
40) İhracat, firmanın üretim kapasitesini arttırır, tam kapasiteye ulaşmasını sağlar.
41) İhracat, firmalara kaynak oluşturarak bir türlü yapamadığı yatırımını yapmasına, işini büyütmesine, alt yapısını teknolojik olarak yenilemesine, geliştirmesine yardımcı olur.
42) İhracat, malların kalitesini ve fiyat rekabet gücünü arttırır, maliyetlerini düşürür.
43) İhracat, klasik/geleneksel yöntemlerin dışında yaratıcı bakış açısı kazandırır.
44) İhracat, pazarları çeşitlendirerek riski dağıtır.
45) İhracat, istihdam yaratır, işsizlik sorununu giderir.
46) İhracat yaparak küresel dünyanın bir parçası olur, inisiyatif kullanır, dünyaya yön verebilirsiniz.
Ülkemizde ihracatın gelişmesi için yapılması gerekenler
1) Ülkemiz, bugüne kadar belirlenen ve sürekli revize edilen değil, ihracat merkezli yeni bir büyüme stratejisi belirlemelidir.
2) İhraç mallarındaki ithal girdi oranları mutlaka düşürülmeli, dışa bağımlılık azaltılmalı, bu konuda yerli üretim için ne gerekiyorsa yapılmalı, desteklenmeli, teşvik edilmelidir.
3) İhracatçı için döviz kurları çok önemlidir. Kurdaki agresif iniş-çıkışlar istikrara kavuşturulmalı, rekabetçi kur sağlanmalıdır.
4) İhracata dönük kalemlerin en büyük maliyetini oluşturan enerji maliyetleri gerekiyorsa sübvanse edilmelidir.
5) İhracat kalemlerinin emek yoğundan katma değeri yüksek teknoloji yoğuna kaydırılması için çalışmalar hızlandırılmalı, teşvik ve destek sağlanmalıdır.
6) Sürdürülebilir bir ihracat için ihraç malında ciddi bir maliyet oluşturan navlun maliyeti düşürülmelidir. Lojistik te en düşük maliyet ve güvenlik önceliği sağlayan demiryolu, deniz, kara ve hava yolu sıralamasına önem verilmelidir. Özellikle rekabet fiyatları için demir ve deniz yolu alt yapısı/bağlantısı mutlaka dünya ile bütünleşmelidir.
7) Küresel dünyaya açılacak, ihracat yapacak firmaların kurumsallaşması ve alt yapısının mutlaka oluşturulması/hazırlanması gerekmektedir. Firmaların küresel dünyaya bakışı ve algılamaları konusunda bir zihniyet değişimine ihtiyaçları vardır. Bu konuda firmalara acil profesyonel destek sağlanmalıdır.
8) İhracatını yaptıkların ürünlerin imalatında/üretiminde yerlilik oranı %90’ın üzerinde olan firmalara özel teşvikler/primler/destekler verilmeli, kolaylıklar sağlanmalıdır.
9) İhracat eğitimi için üniversite-sektör iş birliği sağlanmalıdır.
10) Ülke ekonomimiz için önemli bir sorun; Küçük orta büyüklükte işletmelerin (KOBİ) ülke ekonomisine sağlaması gereken, beklenen sorumluluk ve katkıyı yerine getiremediğidir. Ekonominin nerede ise sayısal olarak %99’unu oluşturan KOBİ’ler maalesef üretim, imalat, istihdam, katma değer, ihracat vb. önemli konularda ülke ekonomisine katkıları %50’ler seviyesinde kalmaktadır. Bu büyük bir sıkıntıdır. Ne kadar hibe, destek, teşvik sağlansa da bir türlü fayda yukarı çekilememektedir. Gelişmiş ülkelerde KOBİ’lerin ekonomiye katkıları %80’ler seviyesindedir. Ekonominin dinamosunu oluşturan KOBİ’ler aynı zamanda sermayeyi, üretimi, yatırımı ve sosyal refahın tabana dengeli yaymasından dolayı ülkelerde büyük işlevler görmektedir. Ülkemizde bugüne kadar KOBİ’lere yapılan desteklerin maalesef girişimciler nezdinde karşılık bulmadığını/bulamadığını görüyoruz. KOBİ’lerin gerçek işlevlerini yerine getirmeleri için kendilerini sorgulamaları, bir zihniyet devrimi gerçekleştirerek sorumluluklarını yerine getirmelidirler. Uyuyan dev KOBİ’ler uyandığında ülkenin ihracat üsleri haline gelecek, ekonomik devrim işte o zaman gerçekleşecektir.
11) Dünyada marka-patent-tasarım bir sanayi haline gelmiştir. İhracatta önde olmak için mutlaka marka, patent ve tasarım yaratılmalıdır.
12) İhracat/dış ticaret bilincinin temeli eğitimle başlamaktadır. Özellikle üniversitelerde bu bilincin ve uzmanlığın temeli atılmalı, sektörün bilimsel alt yapısı oluşturulmalı, donanımlı, sektörde çalışmaya hazır eleman yetiştirilmelidir. Üniversitelerde sektörün ihtiyacı olan; Dış ticaret temel bilgileri (ödeme-teslim şekilleri vb.), Kambiyo mevzuatı, Gümrük mevzuatı, Yabancı dil, Bankacılık, Lojistik, Sigorta, Uluslararası hukuk, Dış ticaret pazarlama, e-ticaret/ihracat, Dış ticaret finans kaynakları, Dış ticaret bilgi sistemleri (ofis programları), Antrepo mevzuatı, Serbest bölgeler, Küresel dünya ekonomi ve siyaseti vb. temel konular öğretilmelidir. Üniversite öğrenciye son iki yılda mutlaka staj yaptırmalı, öğrendiklerini alanda uygulatmalı, üniversite bitiminde öğrenci sektörde çalışmaya hazır hale gelmeli/getirilmelidir.
13) Dünyada katlanarak büyüyen ve dev bir sektör haline gelen, özelliklede koronovirüs sürecinde önemine gerçekten farkına varılan dijital/sosyal/mobil/e-ticaret ve e-ihracatın anlaşılması konusunda firmaların bilinçlendirilmesi, eğitilmesi, alt yapılarının oluşturulması konusunda ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Bu sektör için lojistik tedarik zincirinin gözden geçirilmesi, aksamadan, mükemmel bir şekilde işlemesinin büyük önem arz ettiği unutulmamalıdır.
14) Her zaman söylediğimiz gibi; küresel ekonomide artık ihracat bir tercih değil zorunluluktur. Sınırlar kalkmış, dünyanın her köşesi pazar haline gelmiştir. Dünyanın öbür ucundan hiç tanımadığımız firmalar gelip ülkemizde, yanı başımızda, bizim pazarımızda ürettiğimiz malı üretmekte-satmaktadırlar. Şayet bizde bütün dünyayı pazar olarak görüp malımızı satma gayreti içinde olmaz isek geleceğimiz ve ticaretimiz tehlikede demektir. Artık şunu çok iyi anlamalıyız ki; bizim rakiplerimiz bütün dünyadır ve rekabet edebilir seviyeye gelmeliyiz. Yoksa rakiplerimiz karşısında yaşama şansımız olmayacaktır.
15) Ülkemizin küresel dünya pazarlarında iddialı olduğu ihracat kalemleri belirlenmeli, özel destek ve teşvik kapsamına alınmalıdır.
16) İhracat/dış ticaret eğitim sürecinde göz ardı edilen çok önemli bir konuda, üniversite öğrenim sürecinde profesyonel, uzman eğitimcilere ihtiyaç olduğudur. Mümkün ise sektörde çalışmış, uzmanlaşmış, tecrübeli, profesyonel eğitmenlerden yararlanılmalıdır. İhracat teorik-bilimsel alt yapının ötesinde uygulamayla, tecrübeyle, birikimle elde edinilen, uzmanlaşılan bir meslektir. Bu nedenle ihracat/dış ticaret alanında öğrenci yetiştirmede deneyimli, tecrübeli, sektöre yıllarını vermiş profesyonel eğitimcilerden faydalanılmalıdır.
17) İhracat için bürokratik alt yapı sadeleştirilmeli, anlaşılabilir, pratik, uygulanabilir olmalıdır.
18) Bölgenin ihracat potansiyeli olan yaş sebze ve meyvede pazar çeşitliliği arttırılmalı, sürekli yaşanan sorunlar giderilmelidir.
19) İhracatta ürün için kalite sürdürülebilir olmalıdır.
20) İhracatta rekabet için fiyat istikrarı ve kalite-fiyat dengesi çok önemlidir.
21) İhracatta teslim süreleri tercih sebebi haline geldiğinden verilen söz, taahhüt edilen ürün mutlaka zamanında teslim edilmelidir.
22) İhracatın sürdürülebilir olması için ürün şikâyet, geri dönüş talepleri, satış sonrası hizmette kusur edilmemeli, müşteri memnuniyeti her safhada sağlanmalıdır.
23) Küresel dünya pazarında rekabet şartları çok zorlaştı. Yüzlerce-binlerce firma sizinle aynı işi yapıyor olacaktır. Müşterinin sizi mutlaka tercih edecek bir nedeni ve farkınız olmalı.
24) İhracat gibi döviz kazandırıcı hizmet olan, bacasız sanayi diye de tabir edilen, ülkemizin doğal potansiyeli turizmi geliştirmek için gerekli tanıtım ve bağlantılar yapılmalı, özellikle doğa ve sağlık turizminin alt yapısı oluşturulmalıdır.
25) Ülkemizin bölgesel ve tabii kaynaklarından olan ama bugün çeşitli nedenlerle terk edilmiş çiftçilik, hayvancılık, meyve ve sebzecilik, arıcılık vb. kıymetli potansiyeller tekrar canlandırılmalı, bölgesel teşviklerle bu sektörler ihracat kaynakları haline getirilmelidir.
26) Firmalar yenidünya düzeninde yer almak, ihracat yapmak istiyorlarsa kendilerini yeniden gözden geçirmeli, yapılandırmalı, reorganizasyona gitmeli, gerekiyorsa yeni yatırımlar yapmalıdırlar.
27) İhracata potansiyeli olan ve düşünen firmalara mutlaka profesyonel, tecrübeli eğitmenler tarafından uygulamalı temel dış ticaret eğitimi verilmelidir. İhracat bilgisi ve alt yapısı olmayan firmalar ihracata soğuk bakmaktadırlar. Bu eğitim sağlandığı takdirde birçok firmaya öz güven gelecek, ihracata yöneleceklerdir. Bu noktada önemli çalışmalar yapan ve büyük sorumluluk yerine getiren İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) başarılı sonuçlar alınan -dış ticaret uygulamaları ve temel bilgisinden, gümrük, lojistik, banka, sigortaya, dış ticaret veri tabanları, ülkemiz ve dünyadaki ilgili kuruluşların tanıtılmasından, uluslararası B2B firmalarına kadar kapsamlı, pratik bilgilerin ve uygulamanın gösterildiği- İhracata İlk Adım Programı (İİAP) esas alınarak bütün ülkede ihracat potansiyeli olan firmalara dönük bir çalışma programı başlatılabilir.
28) İhraç malında teslim süresi temel tercih haline geldi. Uluslararası lojistik bağlantı zinciri tekrardan gözden geçirilmeli, işlevsel hale getirilmelidir. Ülkemiz özellikle deniz yolunda ana liman haline gelmelidir.
29) İmalatçı firmaların ihraç kayıtlı, Katma Değer Vergisiz (KDV) ülke içinde mal satışını/teslimini (3065 sayılı KDV Kanunu) bir çok firma bilmemekte yada bilenler kayıtlarımız sıkı denetlenir korkusu ile mal satmamaktadırlar. Orta yol bulunmalı, ihracat potansiyeli olan, kalite ve fiyat rekabeti yapabilecek firmaların ihracatı öğrenmesi ve teşviki noktasında ihracat kayıtlı mal satması özendirilmeli, cesaretlendirilmelidir.
30) Fuar katılım teşvik iade ödemeleri daha kısa vadede yapılmalı, uluslararası itibarlı fuarlar teşvik kapsamına alınmalıdır. Karşılığı olmayacak çok fuara katılım teşviki yerine az ama hedefe ulaşılabilecek nitelikli fuarlara teşvik öncelikli olmalıdır.
31) Firmaların kurumsal alt yapılarını oluşturma noktasında göz ardı ettikleri ama çok önemli iki konunu altını çizmek istiyorum. Birincisi; Firmanın işlevsel, görsel, profesyonel bir web sitesinin olmamasıdır. Dünyanın herhangi bir köşesinde insanlar sizi ve ürününüzü ilk olarak web sitenize bakarak tanımakta, beğendiğinde size dönmektedirler. İkincisi; firma logosunun evrensel anlam ve çağrışım yapacak renk, ebat, yapılan işle bütünleşecek bir kalite ve güzellikte olmamasıdır. Şu bir gerçektir ki, internette gezinirken beğenilen, görsel açıdan güzel ve profesyonel hazırlanmış bir logo insanları cezbedebilmekte ve web sitenizi tercih etmelerine etken olabilmektedir. Bu konuda maalesef firmalarımızın çoğunun kendilerine ait ne web siteleri, nede görselliği, profesyonelliği çağrıştıran bir logoları vardır. Sade, işlevsel hazırlanmış bir web sitesi ve güzel bir logo belki de size büyük fırsatların kapılarını açacaktır.
32) İhracatta önemli bir başka nokta; yazışmaların yapıldığı müşteri verilerinin, bilgilerinin, düzgün, detaylı, güncel takibidir. Kurumsallıkta sürekliliğin esas olduğu bilinmelidir. Çalışanınız ayrılsa dahi siz ya da yeni gelen elamanınız sistemde kayıtları görecek, iş kaldığı yerden devam edecektir.
33) İhracat potansiyeli olan firmaların en büyük çıkmazlarından biride; “Hele bir ihracat yapalım ondan sonra profesyonel, dil bilen eleman alırız, kurumsallık ve alt yapı çalışmasını sonra yaparız!” anlayışıdır. Bu anlayış tecrübe ile sabittir ki, kesinlikle yanlıştır. Masraf olarak gördükleri bu düşünce, yaşamsal önemi olacak ihracatlarını ötelemektedir. Firmalar neler kaybettiklerini ve hangi fırsatları kaçırdıklarını maalesef bilmiyorlar.
34) İhracat potansiyeli olan firmalar işin başında; özellikle pazar araştırma, pazar bulma, müşteri ile sıcak temas kuracak bilgilere ulaşma noktasında yardımcıya, yol göstericiye ihtiyaç duymaktadırlar. Dışişleri bakanlığına bağlı büyükelçiler, konsoloslar ve ticari ataşelerin bugüne kadar büyük yardımları olmuştur. Ama bu konuda daha itinalı, dikkatli araştırma yapmalı, ihracatçılara bulundukları şehir/ülke/bölgede müşteri, pazar hakkında güncel, hızlı ve daha önemlisi, ulaşılabilir, gerçekçi verilerle dönmelidirler. Elçiler/konsoloslar/ticari ateşeler, bulundukları yerde ihracatçının gönüllü temsilcisi, gözü-kulağı olmalıdırlar. Bu anlayış ve işbirliğinin kısa zamanda firma ve ülkeye güzel sonuçları olacaktır.
35) İhracatı düşünen firmalara öncelikle yardımcı olunacak temel konuların başında; ihracat bedellerinin garantisi olacaktır. Çünkü fiyat, kalite, üretim, teslim vb. konularda potansiyeli olan birçok firma ödeme korkusu yüzünden dışa açılamamakta, ihracat yap(a)mamaktadır. Ödeme konusunda riskin düşük olduğu Avrupa birliği, Amerika, Kanada gibi gelişmiş ülkelerde doymuş pazar ve rekabetin zorluğu ister istemez ihracata yeni başlayan firmaları daha bakir olan, rekabet edilebilir; gelişmekte, az gelişmiş ve üçüncü dünya ülke pazarlarına itmektedir. Bu ülke ve bölgelerde ise ödeme konusunda geçmişte yaşanan tecrübelerde olduğu gibi mal satmak, ödeme almak, bankacılık sisteminin düzgün işlememesi dolayısı ile riskli ve çok zor olmaktadır. Her ne kadar Eximbank bu konularda sigortadan tutunda birçok ödeme garantili çözümler sunmuş olsa da, ödeme korkusu yüzünden ihracat düşünce ve planlarını erteleyen/öteleyen azımsanmayacak firma vardır. Ödeme riskinin minimize edilmesi konusunda kafa yorulmalı, çözümler bulunmalıdır.
36) Küçük ölçekli ama büyümek isteyen ve ihracatı düşünen girişimcinin karşısına çıkan önemli bir engel; finansman sıkıntısıdır. Yıllardır mesleğinde uzmanlaşmış, iç piyasada belli bir pazar edinmiş, fiyat-kalite dengesini sağlamış küçük girişimcinin büyümesi ve dış pazara açılması, ihracat yapması için mutlaka finans probleminin halledilmesi, her şeyden önemlisi onu yormayacak, zorlamayacak, bürokrasi ve kırtasiye süreçlerinde boğmayacak bir çözüm yolunun bulunması gerekmektedir. Nice işini bilen, uzmanlaşmış, profesyonellere taş çıkaracak küçük girişimci finans konusunda uzanacak eli beklemektedir.
37) Krizler ve sonrası, stratejik hamlelerin yapıldığı fırsat süreçleri olarak da değerlendirilmektedir. Şayet küresel dünya pazarına girmiş, ihracat, yatırım, dış ticaret faaliyetlerinde bulunuyorsanız; fırsatlar, krizler, döviz hareketleri, iflaslar, küçülmeler, firma satın almalar, birleşmeler, banka el koymaları gibi olağan üstü gelişmeler karşısında hazırlıklı olmanız gerekmektedir. Gözünüzü korkutmadan şunu söylemek istiyoruz; küresel dünya arenasında kurallar acımasız, büyük balığın küçük balığı yuttuğu, plansız-programsız, tedbirsiz hareket edilmeyecek pazarlardır. Kriz süreçlerinde karşınıza çıkabilecek olağan üstü durumlar için mutlaka planlarınız olmalı, gerekiyorsa kötü günler için B, C ve D planlarınız bulunmalıdır. Bu sizin masaya üstün ve güçlü oturmanızı ve krizlerden güçlenerek çıkmanızı sağlayacaktır unutmayın.
38) İhracat için yola çıkan ama kurumsal alt yapısını tamamlayamamış firmalar, gerçek maliyet hesabı yapamadıklarından, zarar etmektedirler. Fiyat maliyeti hesabını doğru yapamayan, istikrar sağlayamayan firmaların sürdürülebilir bir ihracat gerçekleştirmeleri mümkün değildir.
39) Sürekli altını çizdiğimiz önemli bir başka konu; ihracat potansiyel ve niyeti olan firmaların maalesef küresel dünya pazarı, kuralları, nasıl hareket etmesi gerektiği, nelerden etkilendiği, nereye gittiği, bulunduğu sektörün dünyadaki durumu, konumu, rakipleri, hammadde kaynakları vb. kendileri için hayati öneme sahip, öğrenmeleri gereken temel konuları bilmiyor, öğrenmek için gayret sarf etmiyor, araştırmıyor, sormuyorlar. Bırakın küresel dünya pazarında ticaret yapmayı, artık bir girişimci ülkesinde dahi ticaretini sürdürmek ve var olmak istiyorsa mutlaka bu bilgileri öğrenme zorundadır. Girişimciler mutlaka oluşan yenidünya ekonomisi konusunda bilinçlendirilmeli, destek verilmelidir.
40) İhracatta dünya ile rekabet edebilmek için gerekli olan; marka, patent/faydalı model, tasarım, tescil, kalite, test, deney ve muayene raporları, kalibrasyon/ölçümleme sertifikaları, yönetim sistemi belgeleri, ürün belgeleri, personel belgeleri vb. uluslar arası laboratuvar, kuruluşlar tarafından belirlenmiş standartlara ait belgelendirmelerin firmalarda bulunması gerekiyor. İhracatçıların bu belge, sertifika ve raporları alabilecekleri kurumlara rahat ulaşabilmesi, düşük maliyetle ve kolay bir şekilde edinmeleri hususunda bilgilendirilmeleri, teşvik edilmeleri gerekmektedir.
41) Serbest bölgelerde ihracat hedefli yatırımlar kolaylaştırılmalı, teşvik edilmeli, bölge işlemleri, kurulum, ticaret, yatırım vb. maliyetleri düşürülmelidir. Merkezlerde, sanayi bölgelerinde bulunan ve çok talep gören serbest bölgelerde maliyetler çok yüksektir. Küçük ve orta ölçekli ihracat potansiyeli olan firmalar bu serbest bölgelerde çalışmaya ve yatırıma cesaret edememektedirler.
42) Mikro ihracat; ihracatta büyük kolaylıklar sağlamış, ihracatı teşvik etmiş, hiç ihracat yapmayan firmalar mikro ihracat yöntemi ile ihracata başlamışlardır. Ödemeyi aldıktan sonra ülke içinde başka bir şehre kargo göndermek kadar kolay bir ihracat yöntemi olan mikro ihracatı maalesef birçok küçük girişimci hala bilmemektedir. Malın gümrükleme ve gümrükçü masrafının olmaması, nakliyeci ile muhatap olunmaması, konşimento/ordino bedelinin olmaması, kapıdan kapıya teslim hızı, minimum bürokrasi, prosedür ve kolaylığı ile rağbet gören bu yöntem; ağırlık ve fatura bedeli oranları (şu anda ağırlık 300 kilodan ve fatura 15 bin Euro’dan az) yükseltilerek daha da çok tercih edilir hale getirilmelidir. Ayrıca, kapıdan kapıya teslim genelde uçak kargo ile yapıldığı için navlun maliyetlerinin yüksek olmasına yol açmaktadır. Mikro ihracatta alternatif deniz yolunun da kullandırılması çalışmasının yapılması navlunu ucuzlatacak, ciddi manada ihracatı teşvik edecek, arttıracaktır.
Girişimcimiz/müteşebbisimiz, geçirdiğimiz şu olağan üstü süreçten dersler çıkararak ekonominin dışa bağımlılıktan kurtulması, ülke refahı ve geleceği için ihracattan başka bir çıkış yolu olmadığını görmelidir. Bu doğrultuda küresel dünya sistemi ve pazarını tanımalı, bir an önce ihracat için kurumsal/profesyonel alt yapısını oluşturmalıdır. Ancak ondan sonra istikrarlı ve sürdürülebilir bir gelişmişlikten söz etmenin mümkün olabileceğini ve geleceğe güvenle bakılabileceğini anlamalıdır.
“Kurulan yenidünya düzeninde ülkelerin konumunu belirleyecek güç ihracat olacaktır” dersek tamda gerçeği söylemiş oluruz.