Yeni yılda odağınız nerede olacak?

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Tunç DİPTAŞ

[email protected]

Hayatınızı nelere odaklanarak yaşıyorsunuz?

Sabah kalktığınız zaman ilk odaklandığınız ne oluyor?

Hayatın olumsuz tarafları mı aklınıza geliyor?

Yoksa mutlu olduğunuz anlara mı odaklanıyorsunuz?

İşe giderken dinlediğiniz haberlerden size umut vereni var mı?

Etrafınızda olup bitenleri negatif bir çerçeveden mi izliyorsunuz?

Hayata baktığınız gözlüğün rengi sadece siyah mı yoksa gökkuşağı gibi mi?

Aksam evinize geldiğinizde aileniz ile daha iyi ilişki kurmaya mı odaklanıyorsunuz yoksa televizyon ya da Netflix izleyip uykuya mı dalıyorsunuz?

Odak noktamız bizim hayat kalitemizi belirliyor. Hayata hangi perspektiften baktığımız yaşam kalitemizi, hayatı nasıl yaşadığımızı gösteriyor. Tıpkı bir fotoğraf makinesinin kadrajını sağa, sola, yukarıya ve aşağıya çevirmemiz gibi kendi odak noktamızı da istediğimiz noktaya yönlendirebiliyoruz. Bunu yapabilmek için önce farkındalık oluşturmamız gerekiyor. İçinde bulunduğumuz bu zor günlerde insanların odağında iki konu var:

COVID ve ekonomik kriz. Televizyonu açtığınızda ya da radyo dinlediğinizde ya COVID’in yeni oluşumları ya da doların yükselişi konuşuluyor.

İş yerinde, evimizde bu konular odak noktamızı oluşturuyor. Öyle ki kotu şartlardan, ülkenin bulunduğu durumdan sızlanmayan yok denecek kadar az. Oysa üretmeye devam etmek, kendine inanıp geleceğe yönelik plan yapmak, hayatının kontrolünü elinde tutmak bu kadar da zor değil.

İşin sırrı kontrolümüzde olan olaylara, pozitife, olumlu duygulara odaklanabilip bunu hayata geçirebilmekte. Duygular hayatımızın kalitesini belirliyor ve bu duyguları bizim odaklanmamız ile ortaya çıkıyor. Cesaret, güven, inanç, sevgi gibi bizi olumluya yönlendirecek duygulara odaklanırsak ve bunları sürekli yaşamayı alışkanlık haline getirirsek hayat kalitemiz de dış etkenlere bağlı olmadan yükselir.

Ted Lasso

Bu yıl 73.’sü düzenlenen Emmy ödüllerine Türkiye’de de büyük beğeni kazanan Queen’s Gambit dizisinin yanı sıra Ted Lasso isimli komedi dizisi damgasını vurdu. Birçok alanda ödüllerin sahibi oldu. Dizi, Amerika’da Kansas’ta Amerikan futbolu koçluğu yaparken, sürpriz bir şekilde İngiltere Premier League futbol takımından gelen teklifi kabul eden Ted Lasso’nun hikayesini anlatıyor. Jose Mourinho, Pep Guardiola gibi ünlü koçlardan esinlenerek yapılan dizide Ted Lasso’nun hayata bakışı, takımını ve taraftarlarını yönetişi, insanlarla kurduğu ilişkiler yönetici ve liderler için derslerle dolu. Ted Lasso yıllarca Amerikan futbolu koçluğu yaptığı için İngiltere’de oynanan futboldan bihaber şekilde Premier Leauge’in yolunu tutuyor. Ted, ülkeye adım atar atmaz birçok problemle karşılaşıyor. Basın onu kıyasıya eleştiriyor, hatta dalga geçiyor. Amerikan futbolundan gelen bir koçun futboldan anlamamasını tiye alıyor.

Kulübün yeni kadın başkanı ise boşandığı eşine duyduğu nefret yüzünden satın aldığı kulübün ve Ted Lasso’nun başarısız olmasını istiyor. Oyuncuların kaprisleri, başkanın kibirli davranışları, basın ve taraftarın onun kovulmasını istemesine karşılık Ted Lasso’nun elinde tek bir silahı var: Pozitif düşünebilme becerisini yaşam tarzı haline getirmiş olması. Odağını sürekli olarak kendisini güçlendirecek olaylara çevirebilmesi. Sokakta kendisine küfreden taraftarlara, kendisini küçümseyen başkana ve oyunculara verdiği yanıt hep olumlu, hep cesur, hep akıllıca. Diziyi bu derece başarılı kılan da koç Ted Lasso’nun bitmek tükenmek bilmeyen iyimserliği ve olumlu enerjisi sayesinde başarıya ulaşması. Futbolu bilmemesine rağmen insanı anlamaya odaklanması, etrafındaki herkesi takımın bir parçası haline getirmesi Koç Lasso’yu iyi bir lider yapıyor. İzleyici böyle karakterleri seviyor çünkü kendi hayatında böyle karakterlere, yöneticilere, liderlere ihtiyaç duyuyor. Odağını problemler karsısında olumluya çeviren, etrafındakileri dikkatle dinleyip değer verdiğini gösteren, olaylara mizahi acıdan yaklaşan, başarıya insanları anlayarak ulasan liderlerin özlemini duyuyor.

Nelere odaklanıyorsunuz?

1- Kontrol edebildiğiniz olaylara mı yoksa sizin gücünüzün dışında olan şeylere mi odaklanıyorsunuz? Sürekli olumsuz haber dinleyip, kontrol edemeyeceğiniz olayları mı konuşuyorsunuz?

2- Sahip olduğunuz şeylere mi odaklanıyorsunuz yoksa sürekli nelerden yoksun olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?

3- Geçmişe mi, içinde bulunduğunuz ana mı yoksa geleceğe mi odaklanıyorsunuz? Hayatı keşkeklerle mi yaşıyorsunuz yoksa anın tadını çıkarıp, geleceğin planlarını mı yapıyorsunuz?

4- Sizi cesaretlendirecek, güçlendirecek duygulara odaklanıyor musunuz?

Bu dört soruyu kendinize sorarak 2022 yılına girebilir, kendinizi görünmez bir kalkanla çevreleyip dış etkenlerden bağımsızlaşıp daha kaliteli bir hayata geçiş yapabilirsiniz. Odaklanmayı, güç haline getirebilmek sizin elinizde.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İddialı iklim eylemi 29 Kasım 2024