Yeni yıl, yeni dünya düzeni

D. Ferhat DEMİR
D. Ferhat DEMİR İNOVASYON DELİSİ

Dünyanın görüntüsü, 1. cihan harbi öncesinden farksız değil. 2024, jeopolitik hareketlerin sert yaşandığı bir yıldı. Hamas’ın İsrail saldırısını fitili ateşleyen kıvılcım olarak düşünebilirsiniz ama bence asıl domino etkisini yaratan, COVID salgını. Zihinsel ve fiziksel faylarımızı kırdı. Sonrasında malum Rusya-Ukrayna savaşı ve bugün buradayız. Önümüzdeki süreçte farklı bölgesel savaşlar baş gösterebilir ve bunun küresel bir savaşa evrilme riski var.

Esasında yaşadıklarımızı, Avrupa’nın yaşlanması ve Asya’nın güçlenmesi akabinde kartların yeniden dağıtılması olarak okuyabiliriz. Beslenmesi gereken nüfus artıyor. İnovasyon artık sadece ABD ya da Avrupa’nın tekelinde değil. Yeni teknolojiler dünyanın her yerinde icat ediliyor. İnsanlar sanayi çağındaki gibi azla yetinmiyor. Tamahkar ve itaatkâr değil. Dolayısıyla kültürel ve ekonomik tektonik hareketler görüyoruz. Bu gelişmeler ticaret yollarını değiştiriyor. Filler kendilerine yeni yollar arıyor.

Geçiş güzergahında kalan küçük ülkeler eziliyor. İnsan türünün aç gözlülüğü bitmediği sürece savaşlar kaçınılmaz. Türkiye vicdanlı şekilde tarihin doğru tarafında yerini almıştır. İnsan odaklı dış politika bugün çok naif görülse de daha çok kan akmasının önüne geçemeyiz başka türlü. Benzer sağ duyuya sahip ülkeler bir araya gelerek bir pakt kurabilir. Dünya beşten büyüktür tezine alternatif bir ses olabilir bu büyük kardeş ülkeler. Japonya, İspanya, İtalya, Brezilya gibi ülkelerin alternatif bir dünya kurulması için yeni politikalar sergilemeleri şart.

Türkiye tarihinde tevarüs ettiği birikimle önemli bir bölgesel güçtür. Yaşananlar gücünü artırmıştır. Suriye’de kazanan kuşkusuz ülkemizdir. Her şey bir yana 5 milyon civarında Suriyeli mültecilerin ülkesine onurlu dönüş ihtimalinin belirmesi bile tek başına büyük bir kazançtır. Suriyelilerin geri dönüşü sistematik olarak teşvik edilmeli. Ülkelerine dönerek onu yeniden inşa etmek, milli vazifeleridir. Bundan kaçamazlar. Türkiye sanayisi, savunma gücü, üç kıtaya uzanan tarihsel bağları ve tüm dünyaya yayılan yaklaşık 250 milyon soydaşımıza liderlik etmesi ile dengeleri her an değiştirebilecek bir potansiyele sahiptir. Hiçbir ülke Türkiye ile doğrudan bir sıcak temasa girmek istemez. Bu caydırıcı gücümüz hafife alınmamalı. Yapılan siyasi ve askeri hamlelerin yakıştırılmamasını anlamak zor. Pekâlâ benzerlerini yapacak kabiliyetimiz mevcut. 

Tüm artılarımıza rağmen eksilerimiz de fazlasıyla var. Yeni yılda ekonomik kırılganlıklar azaltılmalı ve enflasyon artık bir an önce yönetilebilir, öngörülebilir bir seviyeye çekilmeli. İç cephede tam bir birliktelik ve hoşgörü sağlanmalı. Demokrasi ve hukuk devleti güçlendirilmeli. Hukukun bağımsızlığını tesis etmek zorundayız. Aynı şekilde Merkez Bankası dahil ekonominin dümenindeki kurumlara müdahale edilmeden ehil kadrolarla bağımsız yönetimleri sağlanmalı. Son olarak, artık mutlaka teknoloji ve inovasyon üretmek zorundayız. 2050’de 50 global inovasyon hedefi bu ülkeye yakışır. Bundan sonra sadece ve sadece inovasyon hedefi olan işletmeler desteklenmeli. Ordunuz ile paralel güçlü bir ekonomiye sahip olmak istiyorsanız inovasyondan başka bir yol yok. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İnsanın sonu 08 Ocak 2025