Yeni neslin becerileri ile yapay zeka iki yönlü öğrenme ortamında buluşmalı

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Bugün insan kaynakları alanı, çeşitlilik, eşitlik, kapsayıcılık ve yapay zeka gibi çok çeşitli trend tarafından yeniden şekillendiriliyor.

Dijital dönüşüm, insanı merkeze koyan süreçler, sürdürülebilirlik, toplumsal sorumluluk projeleri insan kaynakları liderlerinin odaklandığı konuların başında geliyor. Schneider Electric İnsan Kaynakları Kıdemli Başkan Yardımcısı Zita Patonai ile yaşanan dönüşümü konuştuk:

İşgücünde çeşitlilik finansal performansı artırıyor

“Şirketlerin yaşadığı en önemli zorlukların başında yetenekleri ellerinde tutmak geliyor. Z kuşağı olarak adlandırdığımız yeni nesle fırsatlar sunduğumuzdan ve geleceğimizi bu yeni nesille hazırladığımızdan emin olmamız gerekiyor. Müşterilerimize en iyi şekilde hizmet verebilmek için insan kaynaklarımızın gerekli beceri, bilgi ve yeteneklerle donatılmış olması çok önemli. Bir diğer önemli konu ise insan kaynaklarında çeşitlilik ve kapsayıcılığı sağlamak. İnovasyon için çok daha elverişli bir ortam yaratan çeşitlilik, çeşitlilik içermeyen bir ortama kıyasla yüzde 19 daha fazla finansal performans sağlıyor. Çeşitlilik sadece şirketin başarısı açısından değil, toplum açısından da büyük bir öneme sahip, çünkü toplumun tüm paydaşlarıyla etkileşim içinde olmayı sağlıyor. Schneider Electric olarak, herkesin fikirlerini ifade edebileceği ve psikolojik olarak güvenli bir ortamda bulunabileceği kapsayıcı bir ortam yaratmak için çalışıyoruz.”

Yapay zeka ile birlikte çalışmayı öğrenmemiz gerekiyor

“Pek çok kişi yapay zekayı bir tehdit olarak görüyor, fakat yapay zeka genel olarak bir tehdit değil. Daha iyi ve daha fazla yapay zeka kullanan ve bundan yararlanmayı bilenler iş dünyasında bizim yerimizi alacaklar. Yapay zekayı hayatımızı kolaylaştırmak, faaliyetlerimizin katma değerli ve stratejik kısmına daha fazla odaklanmamızı sağlamak için gerçekten bir fırsat olarak görüyorum. Elbette bize üretkenlik kazandıracak, ama asıl önemli olan işimizin katma değer yaratan kısmına odaklanmamızı sağlayarak üretkenlik kazandırması. Bu süreçte yerleşik önyargıdan kurtulmamız gerekiyor; çünkü yapay zeka sahip olduğumuz tüm veriler üzerine inşa ediliyor ve sadece bizi yansıtıyor. Dünyamızda bir takım yerleşik önyargılar bulunduğundan, yapay zeka sadece bizi yansıtıyor. Bu süreçte en büyük zorluk, yapay zekanın nasıl benimseneceği, kendi çalışanlarımızın bundan nasıl yararlanacaklarını öğrenmelerini sağlayabilmemiz. Yani yapay zekadan korkmamıza gerek yok ama yapay zeka ile çalışmayı öğrenmemiz gerekiyor.”

Açık iletişim çok önemli

“Yeni işgücü, farklı beklentilere sahip; en büyük farklılıkları ise bir misyon arayışında olmaları. Bu dünyada bir fark yaratmak istiyorlar ve nasıl katkıda bulunacaklarına dair anlamlı bir amaçları olduğundan emin olmak istiyorlar. Schneider Electric olarak bizim amacımız, sürdürülebilirlik. Genel olarak gezegen için daha büyük bir iyilik yaptığımızdan emin olmak. Bu da yeni neslin şirketimize katılması için önemli bir faktör. Diğer yandan, onlarla aynı yaşta olduğumuz zamanlarla kıyasladığında, aramızda fark olarak görmediğim şeyler hızlı bir öğrenme ve kariyer yolculuğu dürtüsü. Bence onlar da bizim gençken hareket etmek istediğimiz kadar hızlı hareket etmek istiyorlar çünkü bizler de açtık, meraklıydık ve öğrenmek istiyorduk. Dolayısıyla, şirket olarak yeni neslin katılabileceği, fırsatlara sahip olabileceği ve bekledikleri kadar hızlı öğrenip büyüyebileceği bir ortam sağladığımızdan emin olmalıyız.

Yeni nesil aynı zamanda esneklik ve şeffaflık bekliyor. Bu nedenle açık iletişim çok önemli. Yeni neslin bize getirebileceği en önemli şey ise, doğuştan gelen dijital zihniyetleri ve yapay zekanın doğal kullanımı. Onlar bunu daha bebekken test ettiler ve kullanmaya başladılar. Dolayısıyla işgücüne katılan yeni nesilden öğreneceğimiz şeyler var. Şirket olarak amacımız, yeni neslin dijital bilgi ve yetenekleri ile yapay zekanın buluştuğu iki yönlü bir öğrenme ortamı yaratmak.”

Kadın-erkek eşit ücret politikası çok önemli

“Schneider Sürdürülebilirlik Endeksi ile işgücümüzün yüzde 50'sini erkek, yüzde 50'sini kadınlardan oluşturmaya dair bir taahhütte bulunduk. Bugün Türkiye'de, işe alımlarda yarı yarıya cinsiyet eşitliği sağlama vaadimizi yerine getiriyoruz. Bu taahhüdün ötesinde, kadın ve erkekler için eşit ücret yaratma konusu da bizim için çok önemli. Türkiye dahil olmak üzere ulaşmak istediğimiz hedef, kadın ve erkekler arasındaki ücret eşitliği farkının yüzde 1’den fazla olmaması.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar