"Yeni ekonomi yönetimi..."
Doğrudan konuya gireyim: Anlaşılan şu ki, Sn. Cumhurbaşkanı ekonomik gelişmelerle alakalı bir süre birebir bilgi akışının içinde olacak ve ekonomi yönetiminin felsefesini bu yaklaşım doğrultusunda oluşturacak.
Pazartesi akşamı Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklama bize gösterdi ki, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yeni bir atama yoldaydı. Çünkü Meclis’te bütçe görüşmeleri var ve söz konusu görüşmelerin bakan nezaretinde ve liderliğinde yürütülmesi gerekiyordu.
Diğer taraftan Hazine ve Maliye gibi önemli bir bakanlıkta yapılacak değişimin, bazı bakanlıklar için de değişimin başlayabileceği mesajını veriyor desem yanlış olmaz. Çok uzun zamandan beri dillendirilen kabine revizyonunun bu gelişme neticesinde gerçekleşmesi de mümkün. Elbette böyle bir değişim aynı zamanda erken seçim tartışmalarını da alevlendirecek. Bekleyip göreceğiz. Bu arada gece geç saatte atanan Lütfi Elvan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyon Başkanlığı’ndan beri yakından tanıdığım bir isim. Kendisiyle beraber çalışarak Banka Harici Finans Kurumları’nın yasasını da çıkarmıştık. Hatta Yalın Alpay ile yazdığımız “Olaylarla Türkiye Ekonomisi” kitabını 2017 yılının en iyi iş kitabı seçilirken kendisinden ödülümüzü almıştık. Sakinliği ve pratikliği ile tanıyorum kendisini. Planlama kökenli bir bürokrat ve siyasetçidir. Hayırlısı olsun.
“Mutlaka yurtdışında bir roadshow gerekiyor...”
Kişileri bir kenara bırakırsak: Eğer yeni ekonomik yaklaşım şu kriterlere dikkat ederse çok erkenden bir seçim yaşamadan piyasaları sakinleştirmek imkanı bulabiliriz:
- Merkez Bankası’nın piyasaları doğru şekilde takip ettiğini göstermesi
- Para ve maliye politikası konusunda şeffaflık
- Bütçe disiplini
- Gerçekçi açıklamalar ve piyasalarla empati
- Yatırım ortamını iyileştiren mevzuat yaklaşımı
- İhracata sürekli destek
- Vergilerde sadeleşme ve rasyonellik
- Yabancı yatırımcıyı cesaretlendiren adımlar
Bunun haricinde sözüne güvenilen bir ekonomi heyetiyle yurt dışında bir roadshow gerçekleştirilmesi de gerekiyor. Yabancı Yatırımcılar ve kreditörlere Türkiye'nin detaylarını gerçekçi bir şekilde anlatmak, hatta küçük gruplar ve bol soru cevap olan seanslar ile soru işaretlerini gidermek gerektiği kanaatindeyim.
Özetle, yapılacak çok iş var. Ancak bu beni sevindiriyor. Yeter ki yapacak iş olsun. Biraz daha fazla empati ve çalışmayla üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yok. Yeter ki, doğru mesajı ve doğru intibaı verecek bir iletişim tasarımını ortaya koyalım.