Yeni dönemde hayatta kalma stratejisi!
Geçtiğimiz hafta, “Yeni Türkiye’nin rolü ne olacak?” diye sorarken, aslında yeni bir öykü ve gelecek için yeni bir strateji gerekliliğinden bahsetmiştim. Bu tür uzun vadeli stratejiler aslında kısa döneme de pozitif yansımalar yaratır. Sonuçta Türkiye’nin geleceğine ilişkin olumlu öyküler, değerini yükselttiği gibi, bugünkü zor şartların atlatılmasını da kolaylaştırır.
Henüz bu yönde bir çalışma ve hükümet nezdinde de bir sahiplenme yok. Şimdi herkesin sorduğu; Ne olacak bundan sonra ekonominin hali? konusuna gelirsek, biraz da kısa vadeli gerçekleri de irdelemiş oluruz. Eskiden biz ekonomide buna ‘acı ilacı’ içmek derdik. Bu terimleri pek şimdi kullanmıyoruz ama bugün Türkiye ekonomisinin tüm tarafları ile bu acı ilacı içtiğini görüyoruz. Ekonomi hızla yavaşlıyor. Ekonomi faaliyetleri, durgunluk düzeyine doğru ilerliyor. İstenen de bu zaten, ekonomiyi küçülterek, yavaşlatarak enflasyonu kontrol altına almak. Ek dış kaynaklar yaratılamadığı zaman da bu etki giderek ağırlaşıyor.
Bu dönemin şartlarını anlayın
O yüzden öncelikle yeni dönemin bir ayakta kalma dönemi olacağını söyleyelim. İç talep yavaşlıyor ve satın almama, pek çok üründe alımdan vazgeçme noktasına doğru gidiyor. Öncelikle bu dönemin analizini iyi yapmak gerekiyor. Açılan muslukların artık kapandığını bilmek gerekiyor. Olağanüstü bir döneme doğru ilerliyoruz. Bu dönemde hayatta kalma strateji de bu yüzden, doğru maliyet ve fiyat stratejiyle başlıyor. Rüyadan uyanıp Türkiye’nin yeni şartlarına göre değişim ve dönüşümü yakalayın. Yurt dışında da, başta Avrupa ekonomisi olmak üzere durgunluk yaşanıyor. Kısaca yeni stratejiniz orada da maliyet ve fiyat noktasında sıkışıyor, kararlar bu açıdan çok önemli…
“Veri”ye dayalı strateji dönemi
Bugün ve gelecek için artık ‘veri’ye dayalı yönetim stratejisini uygulamak gerekiyor. Teknoloji krizlerde daha da önem kazanıyor. Bundan sonrasının rekabet ortamı için de bu çok önemli… Eğer bugüne kadar yapmadıysanız ‘veriye dayalı yönetim’ sistemlerini mutlaka kurun ve ‘veri’ye dayalı yönetim stratejisini gündeme alın ve uygulamaya başlayın. Bugün hangi sektörde olursanız olun bu zorunlu. Veriyle örneğin mobilya sektöründe hangi ürünlerin bu dönemlerde gittiğine odaklanabilirsiniz, ona göre ürün üretebilirsiniz. Tüketicinin fiyat seviyelerini kontrol edersiniz. Bugün bir restoranınız olsa da aynı şey, kimler geliyor, ne zaman geliyor. En çok tercih edilenler, fiyat düzeyleri hep kritik kararları barındırıyor. Tabii şirketlerin özellikle KOBİ düzeyindeki en büyük sorunları maliyetlerini tam hesaplayamamak. Eğer bunu iyi hesaplamıyorsanız zararına çalışıyor olabilirsiniz.
Gerekirse kardan vazgeçin
Böyle dönemlerde ‘kar’dan vazgeçmek de gerekiyor. Şöyle diyelim eski karlardan vazgeçmeyi bilin… Ayakta kalmanız için hangisi yeterliyse o seviyeler üzerine odaklanın. Bazen çok düşük karlar, hatta işi yürütmenizi sağlamak için döndürmek bile yeterli olabilir. Geleceğe dönük fiyat tahminlerini ‘veri’ye dayalı yaparsanız, o zaman hesaplama yapmanız daha kolay olur. Böyle sistemleriniz yok mu? Bu dönemler, geriye dönüp teknolojiye yatırım yapmak, ‘veri’ sistemlerini kurmak için de fırsat olabilir. Sadece doğru partneri bulun ve odağınızı bu işe verin. Unutmayın ki bugün kuracağınız alt yapılar, size gelecekteki rekabette de ayakta tutacaktır. Veri’ye dayalı yönetim ve karar mekanizmaları kurmayan şirketlerin ayakta kalma şansı olmayacak. Bunun içine yapay zekâ da girdiğinde, pek çok alanda hızlı karar alma şansını da yakalamış olacaksınız.
■ E-ihracatı kaldıraç olarak kullanın
Şirketler için bu dönemlerde, yani hem yurtiçinde hem yurtdışında durgunluğun ön planda olduğu süreçlerde, yaratıcı uygulama, yaratıcı ürünlerin değeri de çok hızlı artıyor. Hizmette farklılaşma, üründe yenilik pazardaki fiyat bariyerlerini ve satış zorluklarını ortadan kaldırmada öne çıkıyor. Bu açıdan ‘yenilik’ zaten yeni geleceğin formülü ama zorlu süreçleri atlatma ve ayakta kalmanın da önemli sırlarından biri… Unutmayın ki dalgalı dönemler aynı zamandan markaların, şirketlerin rekabette öne geçtikleri ve kendilerini ön plana çıkardıkları dönemler de olabilir. Bunu değerlendirin.
E-ticaret ve e-ihracat kaldıraç
E-ticaret ve yurt dışına açılmada e-ihracat ayakta kalmanın ve gelecekte var olmanın önemli stratejilerinden biri… Yaratıcılığınızı ve ürün-hizmet farklılığınızı burada daha kolay ortaya koyabilir ve fark yaratabilirsiniz. Hazır veriyi buralarda çok iyi kullanabilirsiniz. Hangi sektör hangi ürün olursa olsun, bir an önce e-ticarete girin ve e-ihracata başlayın. Döviz girdisi elde etmenin yanında pek çok pazarda var olarak ülke şartlarının risklerini ortadan kaldırın. Çoklu kanal stratejisi ile pek çok pazarda var olarak, marka yaratarak kar marjlarınızı da zaman içinde yükseltebilirsiniz. Ülke ve ekonomi şartlarından da bağımsızlığınızı ilan edersiniz. Bu yeni online kanallar sizin için kaldıraç görevi görür ve ileriye gitmenize, büyümenize büyük destek olur.
■ Turizmde de çıkış ‘veri’yi kullanmak
Ezbere kararlar alarak, fiyatları sadece her şey yükseliyor ben de yükselteyim diyerek hiçbir stratejiye dayanmadan yapan sektörlerin başında da turizm geliyor. Bugün yüzde 40’lık doluluk oranlarından bahsediliyor. İç turist kaybedildiği gibi yurt dışından da kayıplar yaşanıyor. ‘Kafaya göre fiyat koyma’ turizm sektörünün alışkanlıklarından. Oysa öncelikle yurtdışı için fiyat veri analiziyle, benzer rekabet ettiğimiz ülkelerle fiyat-fayda kıyaslamaları yaptığınızda doğru fiyatı bulmak daha kolay. Bu da ‘veri’ye dayanıyor. Ama bunu da bir stratejiye oturmak gerekiyor. Türkiye’nin rekabet ettiği İspanya, Yunanistan, Mısır, Fas gibi ülkeler arasında bizim konumumuz nedir? Hangi fiyata hangi turist Türkiye’ye geliyor? Tabii turizmde doğanın yıpranması, yangın gibi doğa afetleri Akdeniz çanağında turizmi de tehdit ediyor. Bunlar da işin içine katılması gereken önemli konular.