Yeni bir sahiplik modeli: STEWARD-OWNERSHIP
Bugün yeni bir ekonomi doğarken ihtiyacımız olan temel paradigma kaymalarından bir tanesi de sahip olma şekillerimiz.
Bugün dünyanın çok küçük bir kısmı refahın çok büyük bir kısmını elinde tutarken bugün sizi yenilikçi bir sahiplik modeli ile tanıştırmak istedim. Steward sahipliği, hisse değeri önceliğine alternatif sunan bir şirket sahiplik yapısını ifade ediyor.
Özetle şirketlerin kısa vadeli kârlar yerine uzun vadeli amaçlarını ön planda tutmasını sağlıyor ve elbette kar elde etme mekanizmalarını da koruyor. Bu yapının kalbinde 2 temel gereklilik var: Bunlardan ilki özerklik, ikincisi amaç odaklılık.
Özerklik
Bu gereklilik şirketin kontrolünün spekülasyon konusu yapılamayacağını ve bu kontrolün uzaktan sahiplerde değil, doğrudan şirketin operasyonu ve misyonuyla bağlantılı kişilerde olması gerektiğini ifade ediyor. Yani, şirketin yönetim gücü, şirketin günlük faaliyetlerinde aktif olarak yer alan ve şirketin amacını benimseyen yöneticilerde (steward’lar) olmalı, uzaktan yatırım yapan ve sadece kâr peşinde koşan sahiplerde değil. Bu da, şirketin uzun vadeli amaçlarına odaklanmasını ve kısa vadeli kâr hedeflerinin önüne geçmesini sağlayacak yönetişim mekanizmasının ilkini oluşturuyor.
Amaç odaklılık
Bu gereklilik ise şirket kârlarının bir amaç için araç olduğunu, kendisinin bir hedef olmadığını dikkatle vurgular ve zorunlu kılar. Şirket içinde yaratılan değer hissedarlar tarafından çekilemez. Bunun yerine, kârlar tekrar yatırıma yönlendirilir, sermaye maliyetlerini karşılamak için kullanılır veya bağışlanır. Bu, şirketin uzun vadeli hedeflerine etki odaklı amaçlarına ulaşmasını sağlamayı amaçlar ve birinci hedefi sermayedarın karlılığını korumaktan başka bir noktaya koyar.
Kanıtlanmış ve yenilikçi model
Steward sahipliği, startup’lardan orta ölçekli işletmelere ve büyük şirketlere kadar birçok işletme için yenilikçi ve kullanılabilir bir model. Modern girişimcilik ile geleneksel iş yapısını, sürdürülebilirlik ile kârlılığı birleştirir. Zeiss (Almanya), Novo Nordisk (Danimarka), Patagonia (ABD), Bosch (Almanya), Signal (ABD), BuurtzorgT (Hollanda), Carlsberg (Danimarka) gibi şirketlerde uygulanmış bir model olarak oldukça mümkün! Arada belirtmekte fayda var her şeyin çözümümü diyecekseniz elbette hayır ama yeni ekonomi yolculuğunda oldukça güçlü bir ilk adım!
Steward sahipliği yoluna girmek elbette çok kolay değil. Ancak bu modeli anlamaya çalışmak küçük denemeleriyle başlamak oldukça mümkün.
Bu sahiplik modeli, şirketlerin amaç odaklı kalmasını ve bağımsızlıklarını uzun vadede korumasını sağlarken bir yandan da şirket davranışlarını yüzeysel olarak değiştirmek yerine, şirketin sahiplik yapısını yeniden şekillendirir. Yılsonunda hadi iyi kar elde ettik keyfimiz de istedi size biraz maaş ikramiye demekten oldukça farklı bir şekilde sistemimizin temel yapısal eksikliklerini ele alarak karar alma süreçlerini yönlendiren hedef ve teşvikleri yeniden tasarlar.
Günümüzde, steward sahipliği yoluna girmek elbette çok kolay değil. Ancak bu modeli anlamaya çalışmak küçük denemeleriyle başlamak oldukça mümkün.
Özetle sevgili okur bugün yeni ekonomide var olmak için doğanın ve toplumların sahiplikte yer aldığı modeller kurmamız gerekiyor. Bu elbette her şeyi çözmüyor ancak gücün dağılımına izin vermeden diğer kilitleri açmak oldukça zor. Hadi sahiplik mekanizmalarını yeniden tasarlayalım!