Yeni bir hikaye yazmak lazım ama dağarcıktan ancak masal çıkıyor!
✔ Ekonomide aslolan işlerin kötüye gitmesini önlemek. Ama bu önlenemedi mi, kontrol edilemeyen dış etkenler mi söz konusu oldu, o zaman da bu olumsuzlukları bertaraf edecek adımlar atabilmek gerekiyor. Yani roman değilse de iyi hikayeler yazabilmek gerekiyor.
Geçen yıl yanlış iliklenen ilk düğmeden sonra işler sarpa sarınca her zamanki gibi bir hikaye yazmak gerekti. Bu hikaye yazıldı da... Hem de öyle bir içerikte yazıldı ki, “ortada bir sorun mu var, dert etmeyin onu da ancak biz çözeriz” algısı yerleştirilerek, en azından yerleştirilmek istenerek...
Kimi kesimler bu algıya zaten dünden razıydı.
Yazılan hikayeye başlangıçta dudak bükenler de “Acaba işe yarayacak mı” diye düşünmeye başladı.
Geçen yılın aralık ayından söz ediyoruz...
Hani şu meşhur kur korumalı mevduat uygulamasının ilanına uzanan süreçten...
Hani şu döviz kurunu önce “elbirliğiyle” yükseltip, daha sonra düşürerek vatandaşın halaylı kutlama yapmasına uzanan süreçten...
Başta bütçeye büyük yük getirmesi gibi “ufak tefek” kusurları olsa da KKM’yi icat ettik ve eş zamanlı olarak piyasayı olabildiğince döviz satışıyla baskılayarak kuru düşürdük. Bu baskılama ihtiyacı pek bitmedi, elde avuçta ne varsa sattık.
Ama deniz bitti! Son bir haftadır olan bitenleri hep birlikte izliyoruz. Döviz her geçen gün yükseliyor. Bunda dış etkenler de rol oynuyor kuşkusuz ama asıl nedenin yanlış kararlar olduğu ortada.
Uzun soluklu olabilecek önlemler alınamayınca, ortaya şöyle herkesin benimseyip okuyacağı bir roman çıkarılamayınca biz hikaye yazıyoruz.
KKM bir hikayeydi. Bizi yaz aylarına kadar, turizm döviziyle elimizin bollaşacağı zamana kadar idare edecek bir hikaye. Ama çok çabuk tükettik, hemen okuyuverdik!
Şimdi artık yeni bir hikaye lazım.
Ama dağarcığımızdan hikaye bile çıkmıyor artık.
Kala kala masala kaldık!
Güzelce ambalajlanmış olan konut destek paketi de son masalımız işte.
Üç ayak var; yüzde 0.99 faizli sıfır konut ayağı tümden sakat!
Amaç ikinci ayaktan, yani döviz ve altınını bozdurana kolaylık sağlamak suretiyle verilecek krediden dolayı bir kaynak sağlamak.
Bir de kaynak aktarmak var tabii ki... Bu tür paketlerin olmazsa olmazı zaten!
Ama bu paket hikaye bile değil ki, olsa olsa küçücük bir masal.
Bakın okundu bitti bile!
Kaç kişi bu olanaktan yararlanıp konut sahibi olabilecek?
Ya da hangi gelir düzeyindekiler?
KKM OUT, DTH YENİDEN İN!
İngilizce benzetmeler kullanmayı pek sevmem ama bu durumu özetleyen daha yalın bir ifade bulamadım.
KKM hikayesi erken bitince insanlar bildikleri roman serisine sarıldı, döviz tevdiat hesabına...
Zaten KKM ile DTH bir anlamda ters yönlü hareket ediyordu. Vatandaş ve şirketler döviz hesaplarını bozdurup KKM’ye yöneliyordu.
KKM’nin cazibesi belli ki pek kalmadı.
KKM son bir ayda yalnızca yüzde 12 artışla 729 milyar liradan 819 milyar liraya çıktı. Oysa bir önceki ay artış oranı yüzde 35 düzeyinde gerçekleşmişti.
Yani KKM’de o eski hızın kaybolduğu kesin. Zaten döviz tevdiat hesaplarındaki artış da KKM’nin bir anlamda gözden düştüğünün göstergesi.
Döviz tevdiat hesaplarında yılbaşından 4 Mart’a kadar süren hızlı gerileme durdu ve haftadan haftaya iniş çıkışlar gösteren bir gidişat ortaya çıktı.
6 Mayıs’ta biten haftanın verisini de aktaralım. Döviz tevdiat hesapları parite etkisinden arındırılmış haliyle bir haftada tam 1.7 milyar dolar arttı. Bu artışın 1.3 milyar doları tüzel kişilerin döviz alımından, 406 milyon doları da gerçek kişilerin alımından kaynaklandı.