YDO fena geliyor!
✔ 2023 için büyük bir YDO dalgası üstümüze üstümüze geliyor. Yİ-ÜFE temmuzdan itibaren hiç artmasa bile ekim ayında oluşacak yeniden değerleme oranı yüzde 113 olacak. Gidişat yüzde 125'e doğru.
✔ YDO kaynaklı artışlar cüzdanları yıpratacak, enflasyonu dolaylı olarak yukarı çekecek ama enflasyon hesaplamasına doğrudan bir yansıma olmayacak.
Günlerin getirdiği hengame içinde gözden kaçıyor, üstünde pek durulmuyor ve ben de her ay fiyat artışları açıklandıktan sonra ısrarla dikkat çekmeye çalışıyorum.
Ekim ayında oluşacak olan yeniden değerleme oranında bizi felaket bir düzey bekliyor.
TÜİK’in önceki gün açıkladığı haziran ayına ilişkin Yİ-ÜFE gerçekleşmesinden sonra, bir başka ifadeyle ekim ayına biraz daha yaklaşınca yeniden değerleme oranını tahmin de o ölçüde kolaylaştı.
Daha önce de dile getirdiğimiz çeşitli varsayımlar vardı. O varsayımları güncelleyelim:
- Birinci varsayım; Yİ-ÜFE temmuzdan itibaren hiç artmazsa YDO yüzde 112.99.
- İkinci varsayım; Yİ-ÜFE aylık yüzde 1 artarsa YDO yüzde 115.11.
- Üçüncü varsayım; Yİ-ÜFE aylık yüzde 2 artarsa YDO yüzde 117.27.
- Dördüncü varsayım; Yİ-ÜFE aylık yüzde 3 artarsa YDO yüzde 119.47.
- Beşinci varsayım; Yİ-ÜFE aylık yüzde 4 artarsa YDO yüzde 121.72.
- Altınca varsayım; Yİ-ÜFE aylık yüzde 5 artarsa YDO yüzde 124.01.
- Yedinci varsayım; Yİ-ÜFE aylık yüzde 6 artarsa YDO yüzde 126.35.
İlk üç varsayımı bir kenara koyun! Aylık oran ne sıfır olur, ne yüzde 3’ün altında kalır. Aylık makul artış yüzde 5-6’dır, buna göre ekim ayında oluşacak yeniden değerleme oranı da yüzde 125 dolayında olacaktır.
Yüzde 125’in nasıl bir büyüklük olduğunu görmek için geçen yıl ekimde oluşan ve bu yıl uygulanan yeniden değerleme oranının yüzde 36.20 olduğunu hatırlamak sanırım yeterli.
Büyük bir yük!
Tamam, yeniden değerleme oranının aynı düzeyde uygulanması genel olarak beklenmiyor. Cumhurbaşkanının çeşitli vergi oranlarını; özellikle de motorlu taşıtlar vergisi ve emlak vergisi oranlarını daha düşük uygulama yetkisi var.
Ama ya cezalar? Cezalar konusunda “mevcut mevzuata göre” Cumhurbaşkanının herhangi bir indirim yetkisi bulunmuyor.
Dolayısıyla yeniden değerleme oranında ortaya çıkacak artış 2023’ün dengelerini değiştirmeye aday büyük bir yük halinde üstümüze üstümüze geliyor.
Oran ekim ayında belli olacağı ve 2023’te uygulamaya gireceği için de şimdilerde pek dikkat çekmiyor, çekse de pek önemsenmiyor.
Enflasyona doğrudan yansımayacak
Ne emlak ya da motorlu taşıtlar vergisinde yaşanacak artış, ne başta trafik cezaları olmak üzere cezalarda ve harçlarda ortaya çıkacak artış...
Bunlar enflasyona doğrudan yansıyacak yükler değil. Çünkü ne vergiler enflasyon hesabında var, ne cezalar.
Bu yükler enflasyon hesabına doğrudan girmeyecek ama hiç kuşku yok ki harcamaların artmasına, vatandaşın cebinden daha çok para çıkmasına yol açacak.
Üstelik oran öyle böyle değil!
Yüzde 125 gibi müthiş bir orandan söz ediyorum.
Örneğin motorlu taşıtlar vergisinde Cumhurbaşkanına yüzde 80 oranında indirim yetkisi tanınıyor. Yani YDO yüzde 100 olsa, Cumhurbaşkanı MTV artışını ancak yüzde 20’ye indirebilir. YDO yüzde 125 dolayında beklendiğine göre inilse inilse ancak yüzde 25’e inilir. Kaldı ki MTV için böylesine bir indirim de pek beklenmez. Bu yılı hatırlayalım; yüzde 36’lık YDO, motorlu taşıtlar vergisinde ancak yüzde 25’e çekilmişti. Şu durumda çok muhtemeldir ki 2023 yılının MTV artışı yüzde 50-60 dolayında olacaktır.
Aynı şekilde emlak vergisinde de MTV kadar bir artış beklenmelidir.
Cezaları ise ne siz sorun, ne ben söyleyeyim!
Cumhurbaşkanının cezalar konusunda herhangi bir indirim yetkisi olmadığı için merak edenler şimdiki cezaları 2.25’le çarpıp ne olacağını görebilir...
MEMUR VE EMEKLİ MAAŞ ARTIŞINDA YÜZDE 41.69 NASIL HESAPLANIYOR?
TÜFE’deki altı aylık artışın yüzde 42.35 olarak açıklanmasından sonra memur ve memur emeklilerinin maaşlarında ikinci altı ay için yüzde 41.69 artış yapılacak.
İşçi ve Bağ-Kur emeklileri ise açıklanan altı aylık enflasyon düzeyinde, yani yüzde 42.35 fark alacak.
Maliye Bakanlığı memur ve memur emeklilerinin enflasyon farkı artı zam oranını yüzde 41.69 olarak açıklayınca bu oranın nasıl hesaplandığı konusu tartışılır oldu.
Bu oran şöyle hesaplanıyor:
- Aralık ayındaki maaş 100.
- Ocak ayındaki zamlı maaş 107.50.
- Altı aylık enflasyonla maaşın haziranda ulaşması gereken düzey 142.35.
- Hazirandaki enflasyona göre eksik kalan maaş (142.35/107.50) 132.42.
- Eksik kalan 132.42’nin yılın ikinci yarısı için öngörülen yüzde 7 zamla çıkacağı düzey 141.69.
- Yani memur ve emekli maaşındaki yüzde 41.69 artışın 7 puanlık kısmı zam, 32.42 puanlık kısmı enflasyon farkı. (Yüzde 41.69’a ulaşmak için 7 ve 32.42 puanı birikimli toplamak gerekiyor.)
Ya aradaki aylar?
Memur ve emekliye ocak ayı için yüzde 7.5 zam yapıldı ve bu zam altı ay boyunca sabit kaldı. Oysa yüzde 7.5, bırakın altı ayı, yılın ilk ayındaki enflasyonu bile karşılayamadı.
Ocak ayı fiyat artışı yüzde 11.10 oldu ve yüzde 7.5’lik zam bir anlamda yalnızca yirmi günlük enflasyona yetti.
Yılbaşındaki düzeyi doğru kabul etsek bile memur ocak ayının ilk yirmi günü dışında, beş ayı aşkın süredir enflasyon karşısında yenik. Şimdi yapılan zam ve enflasyon farkıyla enflasyon yakalanıyor.
Ne var ki haziranda yapılan zam ve verilen enflasyon farkı, eksik de olsa geçmişte yaşanan kaybın telafisi. Temmuzdan itibaren yaşanacak fiyat artışlarıyla yine enflasyona göre reel bir kayıp oluşacak.