Yasal aldatıcılar
Asıl olan, hakkın helal edilmesi olmalıdır. Helalleşmek, mahkemede dava kazanmaktan daha üstün olmalıdır. Çünkü her yasal hak, helal değildir ve olamaz. Misal; imar ruhsatı almış bir müteahhit, şehrin ufkuna tecavüz ederken yasal olarak suçsuzdur ama helal değildir. 21’inci yüzyılın en yaman toplum projesi, helal olanı, yasal olanla örtüştürmektir. Seçimle gelen bir siyasetçi düşünün, bu kişinin kısa sürede ve anormal bir şekilde zenginleşmesi, belki yasalara uygun olabilir ama helal midir?
Bir işadamı düşünün, vergi ödememek için, yeminli yeminsiz mali müşaviriyle yasaların boşluklarını sonuna dek kullanır. Sonra da vicdanını rahatlatmak için devlete okul bile yaptırır ama helal midir? Bir belediye başkanı, meclis üyesi hepsi yasal imar ruhsatlarıyla dere yatağına bina yaparlar, bunların tümü yasal olabilir ama helal midir?
Son çeyrek yüzyılda iş dünyasında yaşanan gelişmeler; müşteriyi “varlık sebebi” ve işini “ibadet” sayan yaklaşımın; sürdürülebilir ve kazandıran bir tutum olduğunu gösteriyor. Kısaca, “etik” olmak; ahlaki duyarlılıktan öte, ekonomik mantığı olan bir davranış... Müşteriyi yasayla koruduğumuz geçmiş yıllarda, kurnaz işadamları; yasaların ardından dolaşıp, hukuken haklı çıkacak dümenler peşindeydi. Kaybettiler. Müşteri, bir başkasını tercih ederek; bu, kanunen haklı fakat etik olarak dökülen firmaları; sildi süpürdü. Reklamlarıyla “kafa karıştıran”, yalan söylemese dahi “doğruyu saklayıp” müşterisine tuzak kuran kurnazlar hala var fakat giderek hayatları zorlaşacak gibi görünüyor.
2001 krizinde aslında biz bunu en maliyetli yoldan öğrenmiştik. 10 yıl geçti ve yine benzer hileli iş yapma kültürü, bir şekilde yeşermeye başladı. Müşteriyi “firmamızın parasını cebinde taşıyan insan” diye tanımlayan eski ve etik dışı zihin yapısındakilerin sapır sapır döküleceği bir dönem geliyor zira...
Bunu, zannedildiği gibi yeni tüketici yasaları filan yapmayacak. Bunu, seçeneklerini her an denetleyebilen ve her yerde tercih yapabilme gücüne erişmiş bilişim ürünleriyle güçlü kılınan bizler yapacağız.
Mağazaların yakın gelecekte “soyunma kabinine” döneceği ortamda, seçeneğimizin bilgisine ulaşınca, ürünü gidip deneyecek ama satın almayı, bize daha uyun seçeneği sunandan yapacağız. Yasaları kullanarak bizi aldatan firma modelleri de eninde sonunda kaybedecek.