Yarın ne olacak?
Salgında en büyük zararı turizm ve bağlantılı işkolları etti. Seyahat edenlerin, muhtemel ziyaretçilerin tutum ve davranışları kısa dönemde kesin olarak, belki uzun dönemde de kalıcı değişikliğe uğradı. Şehirler, varsa, stratejilerini bu değişen koşullara uyum sağlayacak, turizm potansiyellerini en iyi şekilde değerlendirecek biçimde yeniden ele almaya başladı, ona göre hazırlıklarını ya tamamladı ya da tamamlamak üzere.
Yeniden gözden geçirilen stratejiler için olası senaryo başlıkları şu şekilde sıralanıyor:
- Her şey eski günlerdeki gibi olacak
- Kitle turizmi bir daha geri dönmemek üzere sona erecek
- Seyahatler tamamen durmasa bile biraz olacak
- Sıkıntılı durum aynen sürecek
Her ne kadar hükümetler tarafından uygulanan destekler ekonomik açıdan bir nebze pansuman olsa da salgının insanlar üzerindeki derin sosyal ve duygusal etkisi kolay – kolay giderilecek gibi değil. Aylar süren kısıtlamalar, sosyal mesafe, sıkı denetim ve çevrimiçi alışveriş, seyahat alışkanlıklarını temelden etkileyecektir. Evde geçirilen uzun zamana temizlik ve sağlık kaygısı da eklenince kalabalıklardan uzak kalmak istenecektir. Şehirler gibi kalabalık ortamlardan çok doğal ve tenha ortamlar tercih edilecektir. Uzun yolculuklar risk kabul edilecek eve yakın destinasyonlar yeğlenecektir. Yeni normal için yeni fikir ve çözümlere ihtiyaç olacaktır. Genellemelerden çok ziyaretçileri özel ilgi alanlarına göre gruplandırıp çözüm üretmek iyi bir başlangıç diye önerilmektedir.
Belli oluyor ki eski yöntemlerle bu yeni dönemde başarı elde etmek mümkün olmayacaktır. Başta dijital alan olmak üzere kabiliyetlerin geliştirilmesi ve özendirilmesi desteklenmelidir. Kabiliyet sahibi ve yeni döneme hazır edilmiş bir insan gücünün turizme önemli ölçüde katkısı olacaktır. Turizm paydaşlarının tümünün bu yenilenmeye hazır olması ve kabullenmesi gerekecektir. Dijitalleşme ile değişmeye başlayan turizm faaliyeti salgın sonrası yepyeni bir döneme giriyor olacaktır. Salgın insanların seyahat iştahını kaçırmış bulunmaktadır. İnsanlar çekingen davranacaktır. Onları seyahate teşvik edecek güçlü nedenler olması beklenecektir. Sadece sayılar üzerinden öngörülerde bulunmak kısır bir davranış olacaktır. Yeni yaklaşımlara, yeni donanımlara ihtiyaç duyulacaktır. Bunları öngören ve erken davranan destinasyonlar kazanacak diğerleri kaderine boyun eğecektir.
Biz hazır mıyız? “TSA-Tuz Serpen Adam” bizi bu zorlu günlerden çıkaracak mı?
Görüyoruz ki en çok turist çeken şehirlerimiz dahil senaryolar hazırlanmamış, salgın sonrası değişen turist (insan) profili üzerine çalışmalar yapılmamış, yeni ve yaratıcı çözümler üretilmemiş. Dijital platform ne demek anlaşılamamış, tek yanlı web siteleri ile durum geçiştirilmeye çalışılmış. Yine her şey merkezden beklenmiş: “Ankara yapar biz de bakarız.” On yıllar boyu süren bu anlayış şeklinin ülkeye kazandıracakları gittikçe azalmaktadır. Aslan payına sahip olması beklenen bu muhteşem coğrafyanın kaderi “son dakika” beklentileri gibi artıklar olmamalıdır. Seçimler öncesi dillerden düşmeyen “marka değeri yüksek şehir” böyle inşa edilemez.
Haftanın Şehri: PORTLAND, ABD
PORTLAND şehri 645,000 nüfusa sahip olup pandemi süresince dijital platform üzerinden geliştirdiği çevrimiçi etkinlikler ile dikkat çekmiştir. “Experience Portland Together – Hep Birlikte Portland’ı Deneyimlemek” adı altında sürdürülen çalışmalar dijital teknolojilerin zorlu günlerde ne kadar etkili olduğunu kanıtlamaktadır.
Hayvanat bahçesinden canlı yayın, kuş uçuşu şehir turu, hız treni ile sanal heyecan, sanal müzik festivali ve sanat müzesinden sanatçılar tarafından naklen yayın dersler gibi onlarca değişik etkinlik ilgiyi çekmiş, muhtemel gezginleri ekran başına toplamayı başarmıştır.
PORTLAND 2019 yılında 9 milyon gecelemeli ziyaretçi ağırlamış ve 6 milyar dolar gelir elde etmiştir. Şehir dijital platform üzerinden gerçekleştirdiği etkinlikler ile bağlantılarını korumuş, yenilerini kazanmış ve şehri turizm açısından gelecek günler için hazırlamıştır.