Yarım doktor candan, yarım hoca dinden, yarım iktisatçı 128 milyardan...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ TL faizini düşürdükçe düşür, yani TL'yi zayıflat; kurun artmasına zemin hazırla, sonra da "TL zayıfladı, kur artıyor" diye döviz sat...

✔ Hem de bunu dolambaçlı yollardan, adeta gizli kapaklı bir şekilde ve tüm sisteme açık olmadan yap...

✔ Peki bu satış kur artışını önledi mi? Hayır! Ama belli dönemler hariç. Yoksa amaç zaten o dönemlerde kur istikrarı sağlamak mıydı?

Hala arada "128 milyar dolar kasada duruyor" diyen cılız sesler çıkıyorsa da artık kabul edildi ki bu döviz satıldı.

Tamam peki satıldı da ortada cevaplanması gereken o kadar çok soru var ki...

-Diyelim Merkez Bankası’nın bu dövizi satması gayet yerinde bir uygulama. Peki satışı niye Merkez Bankası kendisi yapmadı da bu iş Hazine’ye devredildi? Varsayalım bunun da haklı ve geçerli bir gerekçesi var, peki, tamam;

Hazine niye bu satışı tüm bankalara açık olarak yapmadı?

-Hangi gün ne kadar döviz satılacağına kim neye göre karar verdi?

-Döviz satışının yapılacağı günlerde birilerinin yüklü miktarda döviz ihtiyacı olacağı biliniyor muydu? Soruyu tersinden soralım; döviz ihtiyacı olan birileri, hangi gün ne kadar döviz satılacağını biliyor muydu?

-Ve en can alıcı soru. Varsayalım yapılanların tümü; gizli protokol, yalnızca kamu bankarının aracılık etmesi, hepsi doğru. Peki bu satış işe yaradı mı, kurun artması önlenmiş oldu mu? Bir dönem için değil, bugün için, işte dolar 8,20'ye dayandı yine...

Satış kuru kaç?

Satışın ortalama olarak hangi kurdan yapıldığını kamuoyunda kimse bilmiyor.

Çünkü satışın ne kadarının hangi kurdan yapıldığı en azından şimdilik açıklanmış değil.

Aylık satış tahmininden yola çıkılıyor ve “aylık satış-aylık ortalama kur” bağlantısıyla da genel ortalamaya ulaşılabiliyor. İşte bu da 6.30 dolayında bir kura işaret ediyor.

128 milyarın ucuza satıldığı kesin!

Dövizin satıldığını kabul ettikten sonra vuruşa vuruşa çekilircesine yeni savunma mekanizmaları geliştirilmeye çalışılıyor. Bunların başında da dövizin piyasa fiyatından satıldığı, daha düşük fiyattan satış yapılmasının söz konusu olmadığı tezi geliyor.

Doğru, döviz o günkü piyasa fiyatından satılmıştır. Ama bu operasyonla arz talep dengesini bozarak piyasa fiyatının düşük oluşmasına yol açmışsanız ne olacak! Yani döviz fiyatının düşük oluşmasına siz yol açmışsanız!

İktisatçı olmaya, milyar dolarlara hükmetmeye, o milyarları alıp satacak pozisyonda olmaya gerek yok. En küçük esnaf da, pazarda limon satan vatandaş da, çiftçilik yapan bir kişi de bilir. Herhangi bir mal ve hizmetin fiyatını arz talep dengesi belirler.

Nasıl mı ucuza satıldı?

128 milyar doların yirmi ay gibi bir zamanda satıldığını biliyoruz. Yani aylık ortalama satış 6 milyar dolar civarı.

Şimdi şöyle düşünelim...

Geçen yıl herhangi bir gün... Varsayalım o gün 1 milyar dolarlık satış yapılması kararlaştırıldı. Dolar bir gün önce 6.50'den kapanmış. Talep güçlü; vatandaş döviz almak istiyor, yabancı Türkiye'yi terk etme peşinde... Herkes "Döviz daha da pahalanmadan nasıl alabilirim” diye uğraşıyor. O gün döviz almayı düşünenler 6.60’a, hatta 6.70’e razı, bu fiyattan döviz alacak. Ama o da ne; sihirli bir el döviz havuzunun kapağını açıyor ve bir anda döviz bollaşıyor. Kolay mı, piyasaya 1 milyar dolar sürülüyor. 6.70’lik kura bile razı olanlar, bu 1 milyar dolar sayesinde 6.50’de kalan, hatta gün içinde bir ara daha da aşağı düşen dövizi kapışıyor.

Şimdi söyleyin! O günün hakkı 6.60-6.70 ise ve dolar 6.50’de tutulmuş ise ve o 6.50’lik kurdan satılan döviz Merkez Bankası’nın, yani hepimizin dövizi ise ucuza satış yapıldığını söylemenin neresi yanlış!

"Artmasını önledik ya" diyenlere!

"Ne yapsaydık yani, talep vardı o yüzden sattık, bıraksaydık da döviz fırlasa mıydı" diyenler de çıkıyor. Hele hele hızını alamayıp "Merkez Bankası TL getiren herkese döviz vermek zorundadır" diyenlere bile rastlanıyor.

Merkez Bankası'nın herkese değil, yalnızca Hazine'ye her halükarda döviz temin etme zorunluluğu olduğu galiba unutuluyor.

Hem Merkez Bankası'nın kurun yükselmesini önlemeyi döviz satarak sağladığı ne zaman görülmüş ki... Ayrıca, Merkez Bankası çok kısa süreli keskin dalgalanmalar yaşandığı takdirde devreye girebilir. Bu yalnızca Türkiye'ye özgü bir durum da değil. Ama hiçbir merkez bankası kendi çıkarmadığı paranın değerini o parayı satarak kontrol altına alamaz.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz mi basıyor ki, dolar ve euro mu basıyor ki bunları satarak piyasayı kontrol edebileceğini sanıyor. Bu paralar TL'ye karşı güçlendiğine göre Merkez Bankası'nın yapacağı TL'ye destek vermek ve söz konusu paralar karşısında ulusal paramızın değerini artırmaktan ibaret. Siyasi otoritenin alması gereken kararlar ayrı. Çok kısa dönemli önlemlerden söz ediyoruz.

Sen TL faizini düşürdükçe düşür, yani TL'yi zayıflat; kurun artmasına zemin hazırla, sonra da "TL zayıfladı, yani kur artıyor" diye döviz sat!

Hem de kulağını tersten göstere göstere, akıllarda bir dizi soru işareti bıraka bıraka...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar