“Yapısal Reformlar”a Amasra maden faciasından bakalım
Tam da on yıllardır ülkemizde bir türlü çözemediğimiz sorunlarımızı “devlet aklı”nı arayan “yapısal reformlar” üzerinden tartıştığımız günlerde Amasra’dan gelen kapkara haberler yüreklerimizi dağladı. Maden kazalarında dünyanın en kötü sicile sahip ülkelerinden birinde yaşıyor olmanın utancını çaresizce bir kez daha iliklerimize kadar hissettik. Bu kez maden emekçisi 41 canımızı kömür ocağındaki patlamada kaybettik. Kömür karası bir kez daha alnımıza çalındı.
Ankara’ya günübirlik turistik seyahat uzaklığındaki şirin Amasra’nın madenci yüzü, sokaklarında dolaşırken birden karşımıza çıkan madenci anıtı gibi aklımıza düştü. Eski Amasra yolundan maden ocaklarını kat ederek ulaştığımız Bakacak tepesinde bir anda gözümüze serilen şahane manzaraya baktığımız gibi ülkemizin çoğu yerinde karşılaştığımız maden facialarını önleyecek devlet aklını da artık sorunun bütününü yukarıdan görecek şekilde bir an önce oluşturabilmeliyiz. Fatih Sultan Mehmet’in şehzadelik döneminde Bakacak tepesinden Amasra’yı ilk gördüğünde sorduğu rivayet edilen “Lala lala Çeşm-i Cihan (dünyanın gözü) bu mu ola?” sorusu da dünyadaki enerji darboğazının yeniden oyun planına soktuğu kömür yataklarına evrensel bakış açısı oluşturmamızın simgesi olsun. Başta Almanya, İngiltere olmak üzere gelişmiş ülkeler bir yıl önce Glasgow’daki BM iklim zirvesinde kömüre dayalı enerji üretiminden nasıl hızla uzaklaşacaklarını havalı ve iddialı şekilde taahhüt etmişlerdi. Rus doğalgazına bağımlılığın getirdiği sorunlar nedeniyle taahhütlerinin mürekkebi kurumadan kömür yataklarını yeniden devreye almaya başladılar. Türkiye’nin de bu dünya ortamında maden facialarını önleyecek, emeğin yüce değer olduğunu hissettirecek yapısal dönüşüm adımlarını hızla atması gerekiyor.
Anayasa için restorasyon, ekonomi için yapısal reform
Yıllardan beri yazılan, dilimize yapışan “yapısal reform” kavramının içi öylesine boşaldı ki işaret edilen alandaki yapısal sorunlarımızın iyileştirilmesine yönelik dönüşümü anlatması beklenen plan, program ve yasal düzenlemeler soyut hedeflere dönüştü. Ekonomide Dünya Bankası ve IMF programlarından aşina olduğumuz “yapısal reformları” sorunları çözecek, ülke yararını gözetecek siyaset üstü akıl düzeyine hiç çıkaramadık. Artık bu adımların atılabilmesinin birinci koşulunun hukuk sisteminin iyileştirilmesi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması olduğu farklı kesimlerde dile getiriliyor.
Ankara’da Atılım Üniversitesi Hukuk ve İşletme Fakülteleri ile DÜNYA Gazetesi işbirliğiyle düzenlenen “2023 Yılına Girerken Türkiye’nin Değişen Yönetim Yapısı Çerçevesinde Yapısal Reform Alanları” başlıklı konferansta önemli düşünceler sunuldu, tartışmalar yapıldı. Konferansta, Türkiye’de son dönemde yapılan Anayasal düzenlemelerle yürütmenin güçlendiği, denetimin azaldığı ve yasama, yürütme ve yargı erklerinin klasik anlamdaki rollerine bağlı ilişkilerin tekrar düzenlenmesi gerektiği vurgulandı. Hukuk sisteminin iyileştirilmesinin ekonomik reformları hızlandıracağı ve uygun bir zemin oluşturacağı dile getirildi. Konferanstaki sunum ve konuşmalara Atılım Üniversitesi ile DÜNYA dijital medya hesaplarından sürekli ulaşabilmek mümkün.
Aşık Veysel gitti adı kaldı dünyada
UNESCO - Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu vefatının 50.yıldönümü dolayısıyla 2023 yılını halk ozanımız Aşık Veysel’i anma yılı ilan etti. Türkiye, UNESCO 2023 Aşık Veysel’i anma yılına, Veysel’in torunu fotoğraf sanatçısı Nazender Süzer Gökçe ile eşi gazeteci-fotoğraf sanatçısı dostumuz Gürsel Gökçe’nin 12 yıllık çalışmasının ürünü muhteşem bir kitapla giriyor. “Basında ve Ustaların Objektifinden Aşık Veysel” başlıklı kitapta Ara Güler, Fikret Otyam, Ergun Çağatay, Ozan Sağdıç gibi çok sayıda ünlü fotoğraf sanatçısının yayımlanmamış fotoğrafları, aralarında Yaşar Kemal, Ümit Yaşar Oğuzcan, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun da bulunduğu ünlü yazarların röportaj ve yazıları yer alıyor. Aşık Veysel’in sesinden türküler kitaptaki kare kodlar okutularak dijital medyadaki müzik kaynaklarından dinlenebiliyor. Kitabın yayımlanmasında Ankara iş dünyasının katkıları önemli. Kitabın basımı Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından Türkçe, Ankara Sanayi Odası (ASO) tarafından İngilizce olarak gerçekleştirildi.
Aşık Veysel’den evrensel mesajlar
ATO’daki kitap tanıtım toplantısında konuştuğumuz UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. M. Öcal Oğuz, köyde görme engelli bir çocuk olarak büyüyen halk ozanı Aşık Veysel’in geçen yüzyılın Türkiye’sinde şiirleri, türküleriyle verdiği mesajların bugün evrensel düzeyde yankılanmasının önemini vurguladı. Öcal Oğuz, 2023 Aşık Veysel’i anma yılının Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önerisi ile UNESCO üyesi 190 dolayında ülkenin oybirliği ile gerçekleştiğini belirterek, “Onun bütün ifadeleri barışa, diyaloga, konuşmaya, haldaş olmaya özendirici ifadeler. Bu nedenleAşık Veysel’i uluslararası toplumla buluşturmak hiç zor olmadı” dedi.
Keşke Aşık Veysel’in barışı özendiren yaklaşımı, 2023 seçimleri öncesinde siyaset cephesinde giderek sertleşen, diyaloğun kalmadığı ortama da yansısa.
Mansur Yavaş’ın “Başkent” resepsiyonu
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın Ankara’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti olarak ilan edilmesinin 99.yıldönümü dolayısıyla verdiği resepsiyona yabancı diplomatlar büyük ilgi gösterdi. ABD, Almanya, Fransa, Belçika büyükelçileri başta olmak üzere Ankara’daki büyükelçiler ve yabancı temsilcilerin çoğu resepsiyonda hazır bulundu.
Mansur Yavaş’ın, Başkent davetini bu amaçla kullanıldığına önceki dönemlerde hiç tanık olmadığımız Kızılay yakınındaki başkanlık konutunun özenle hazırlanmış bahçesinde vermesi dikkatimizi çekti. Davetli yabancı konukların resepsiyonda alkollü içki servisi yapılmamasını yadırgadıklarını da belirtelim.
Ankara Valisi Vasip Şahin, devleti temsilen Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı yalnız bırakmadı.
Resepsiyonun sonunda gazetecilerle sohbet eden Yavaş, sorumuz üzerine daha önce yıkım kararı alınmış, tarihi değeri bulanmadığını düşündükleri Merkez Bankası yanındaki 100.yıl çarşısının yıkılacağını söyledi. Uzun yıllar Ankara’da avukatlık yapan Yavaş, devraldıkları Ulus İşhanı’ndaki 200 işyerini mesleğe yeni adım atan genç avukatlara tahsis edeceklerini haber verdi. İşhanındaki diğer 200 işyerini ise daha önce açıklandığı gibi işe yeni başlayan yazılımcılar, bilişimciler (start-up) kullanacak.