Yapay zekâya geçiş ya şimdi ya da hiçbir zaman
Uluslararası Para Fonu (IMF) her yıl İstatistik Forumu düzenliyor. Bu yıl 12’ncisi düzenlenen ‘İstatistik Forumu'nun teması ‘Yapay Zekânın (YZ) Ekonomi Üzerindeki Etkilerinin Ölçülmesi’ idi.
Konu hem çok güncel hem de bir o kadar önemli.
YZ’nin giderek artan kullanımı, önemli ekonomik ve toplumsal etkileri olan hem fırsatları hem de zorlukları bir arada sunuyor.
Birçok ülke YZ’nin ekonomi ve toplum üzerindeki etkisini inceleyen toplantılar düzenliyor. Konu tüm katmanları ile enine boyuna tartışıyor. Bu konu öyle bir şey ki, ya tam zamanında bunun içerisinde yer alacaksınız ya da bir kere treni kaçırdınız mı bir daha yakalamak mümkün olmayacak. Ülkeler arasındaki gelişmişlik farkı YZ kullanımı ile çok daha fazla açılacak.
12. İstatistik Forumu çeşitli ülkelerden katılımcıların yaptıkları sunumlarla;
- YZ’nin dönüştürücü potansiyelini ve etkisinin kısa ve orta vadede nerede hissedileceğini,
- YZ’nin iş dünyası ve üretkenlik üzerindeki etkisini,
- YZ’nin dağıtımsal etkilerini,
- YZ’nin firmalar (istatistik kurumları dahil) tarafından nasıl kullanıldığını ve hükümetler tarafından hangi düzenlemelere tabi tutulduğunu,
Ve sonuç olarak YZ Endüstrisi’nin durumunu, YZ Yatırımları ve YZ kullanımı konusunda resmi ölçümler üretmeye yönelik bazı öncü girişimlerin incelendiği ve panellerde tartışıldığı bir ortam yarattı.
IMF Başkanı Kristalina Georgieva açılış konuşmasında YZ’nin, nasıl ölçüleceğinin ve nasıl iyi kullanılacağının bulunabilmesi halinde dünya ekonomisi için dönüştürücü bir potansiyele sahip olduğunu belirtti.
IMF Baş İstatikçisi Bert Kroese ise YZ’nin sonuçlarını anlamak için önce etkisinin ölçülmesi gerektiğini söyledi.
Panel boyunca yapılan sunumlardan IMF Araştırma Bölümünden Marina Tavares’in sunumu bence en etkileyici olanlardan biriydi:
Tavares sunumunda YZ nin dört kritik etki kanalını tanımlamış;
Buna göre bu etki kanallarını;
1. İşgücünün yer değiştirmesi: Görevlerin insan emeğinden YZ uygulamalarına kaydırılması,
2. Tamamlayıcılık: Katma değerin YZ’i tamamlayıcı mesleklere kaydırılması, bu meslekler için işgücü talebinin artırılması ve diğerleri için azaltılması.
3. Üretkenlik kazanımları: Ekonomide verimlilik artışının işgücü gelir kayıplarını potansiyel olarak telafi etmesi,
4. Sermaye kazancı: YZ’nin benimsenmesinin sermaye getirisinde artışlara yol açarak sermaye gelirini daha da artırması
Olarak belirtmiş.
Tavares diyor ki;
a) YZ’nin benimsenmesi, ülkeler arasında önemli farklılıklarla işgücü piyasası değişimleri yaratabilir,
b) YZ, üretkenlik artışı için potansiyel sunar ancak aynı zamanda çalışanları işinden etme riskleri de taşır,
c) YZ, ülkeler içinde ve ülkeler arasında büyük bir eşitsizlik artışına yol açabilir. YZ’nin avantajlarından yararlanmak, ülkelerin hazırlıklarına bağlıdır.
d) Gelişmiş Ekonomiler ve bazı Gelişme Yolunda Ekonomiler, riskleri azaltırken YZ’nin faydalarından yararlanmak için Düşük Gelirli ülkelerden daha hazırdırlar,
e) Düşük Gelirli Ülkeler ve bazı Gelişme Yolunda Ekonomiler, dijital altyapı ve insan kaynağı sermayesi yatırımlarına öncelik vermelidirler,
f) Gelişmiş Ekonomiler ve bazı Gelişme Yolunda Ekonomiler, düzenleyici çerçeveleri ilerletirken aynı zamanda YZ’nin inovasyonuna yatırım yapmalıdırlar,
g) YZ’nin potansiyel etkileri, politika yapıcılardan proaktif bir yaklaşım talep etmektedir.
h) YZ kaynaklı işgücü piyasasında ortaya çıkacak tenkisat, toplumsal huzursuzluk yaratma potansiyeline sahiptir.
Bunlara yönelik politika önerileri ise şunlar;
YZ’nin adil ve etik entegrasyonu, gelecek nesil çalışanları eğitmek, mevcutta çalışanlardan işten çıkarılma riskinde olanları korumak ve onların yeniden eğitimine yardımcı olmak. Bunlar çok zor şeyler değil ancak fedakârlık istiyor ve işletmeler için belirli bir maliyeti var. Bizim gibi ülkelerde kamu desteği olmaksızın bu politikalara geçiş de mümkün gözükmüyor.
Türkiye olarak YZ e geçişin neresinde olduğumuzu görmek ve bilmek lazım.
Bu açıdan IMF’in YZ Hazırlık Endeksi (AIPI) önemli bir karşılaştırma imkânı sunuyor.
IMF’in YZ Hazırlık Endeksi (AIPI) ülkelerin;
1- Dijital altyapılarını,
2- Inovasyonu ve ekonomik entegrasyonu,
3- İnsan Kaynakları Sermayesini ve işgücü piyasası politikalarını
4- Yasal düzenleme ve etiği
Kapsayan zengin bir makro-yapısal göstergeler kümesine dayanarak 174 ülkedeki YZ hazırlık düzeyini değerlendiren bir endeks.
Kaynak veriler, Fraser Enstitüsü, Uluslararası Çalışma Örgütü, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği, Birleşmiş Milletler, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı, Evrensel Posta Birliği, Dünya Bankası ve Dünya Ekonomik Forumu tarafından derlenen resmi verileri içeriyor.
Hem bu dört temel alanda hem de bileşik olarak ülkelerin endeks değerini hesaplıyor. Birçok endeksten farklı olarak burada Türkiye’nin durumu çok da kötü değil.
2023 verilerine göre; Türkiye’nin YZ Hazırlık Endeks değeri 0,54. Avrupa’nın ortalama değeri 0,63 iken Kuzey Amerika’nın 0,74. Asya Pasifiğinki ise değeri 0,52. Türkiye Avrupa ortalamasının altında ancak Asya Pasifikten daha iyi durumda.
Alt endekslere baktığımızda;
Dijital altyapıda; Türkiye’nin değeri 0,14 ancak Avrupa ortalaması 0,16. Dijital altyapımız çok iyi değil. Avrupa’nın en düşük hızlı internetine sahibiz. Hıza göre ödenen ücret de pahalı ancak yine de ortalamaya yakınız. Kuzey Amerika ortalaması ise 0,18.
İnovasyon ve ekonomik entegrasyon alt endeksinde Türkiye’nin değeri 0,13 iken Avrupa Ortalaması 0,15. Kuzey Amerika ortalaması 0,17.
İnsan Kaynakları Sermayesi ve işgücü piyasası politikalarını alt endeksinde Türkiye’nin değeri 0,14 iken Avrupa Ortalaması 0,15. Kuzey Amerika ortalaması 0,18.
Son alt endeks olan yasal düzenleme ve etikte Türkiye’nin değeri 0,13 iken Avrupa ortalaması 0,17. Kuzey Amerika ortalaması ise 0,21. En çok fark yediğimiz alan burası. Burada Asya Pasifiğin bile altındayız.
Özetle Türkiye açısından tren henüz kaçmamış ama tren hareket halinde ve biz yürüyerek bu trene yetişmeye çalışıyoruz.